Zamanı Yönetmek – Zaman yönetimi ve zamanı yönetmek zorlu bir mücadeledir. Genellikle karıştırdığımız iki önemli değişken vardır. Bunlar, hayatınızdaki “acil” olanlarla ”önemli” olan işler veya görevlerdir. Genellikle bu ikisi çok farklı uçlarda olmasına rağmen, çoğu kez birbirinin yerine geçerek zamanımızı çarçur etmemize sebep olabilirler.
“Acil “ veya “Önemli” kodu, özellikle sağlığınızla ilgili konularda oldukça önemlidir. Çünkü sağlığınızı çoğu kez “acil” olarak görmezsiniz. Daha doğrusu görmeyiz. Orada durup acil olan sağlık durumunu tembelce ihmal ederiz. Oysa sağlık hem “acil” hem “önemli” değil mi? Hastaneye (doktora) ne zaman gidiyoruz? Önemli pozisyondan çıkıp da acil duruma gelince… Vahim bir durum değil mi?
- Bugün tembellik yapıp spor salonuna gitmeyi “acil” görmeyen bir düşünce, uzun vadede bu “önemli” durumun sağlık açısından değerini anlayacaktır.
- Bugün stresten ölmeyebilirsin; ancak bu durumu önceleyip acil durumda görmezsen, stres yapan etkenleri çözmezsen, yakın zamanda sana pahalıya patlayabilir.
- “Bir şey olmaz!” diyerek, işlenmiş gıdalara “acilen” aldırış etmezseniz, gelecekte çözümü olmayan hastalıklara yakalanma riskiniz yüksektir.
Bu tarz cümleler gündelik hayatta sıkça yaşadığımız psikolojidir. Günde 24 saatimiz var; peki bunu nasıl daha etkin kullanmalıyız?
En önemlisi, daha sağlıklı ve mutlu yaşamak için zamanımızı nasıl yönetebiliriz. Bildiğimiz “önemli” şeyleri “acil” seviyesine çıkarıp sorumlulukları nasıl yerine getirebiliriz?
Çoğu insan bizim gibi, bu sorunun cevabını arıyor. Tecrübelerimize göre, gerçek hayatta çalışan ve sağlığınızı ve üretkenliğinizi artırmanıza yardımcı olabilecek üç zaman yönetimi ipucundan söz etmek istiyorum.
1. Her Ne Pahasına Olursa Olsun Yarım İşleri Tamamlayın
Zamanı Yönetmek – Dikkatlerimizi dağıtma suikastına kurban gittiğimiz çağdayız. Dikkatimizi ne yapmamız gerektiğine odaklamamız yerine, toplumun bizi bombaladığı şeylere dağılmak aptalcadır ve kolaydır. Genellikle sosyal medyanın yönlendirdiği bir hayattan ne beklersiniz? Elimizdeki işe tam olarak konsantre olmamız nadirdir.
Zamanınızın ve enerjinizin bu bölümüne “yarım iş” diyorum. Yarım işlerin temel nedeni maymun iştahlılıktır; başlanılan bir işi başarıyla sonuna kadar götürmemek; daldan dala atlamaktır.
İşte yarım işin bazı örnekleri…
- Bir rapor yazmaya başlarsınız; ancak telefonunuzu durduk yere sebepsiz bir şekilde kontrol edersiniz. Hatta Facebook ve Twitter gibi sosyal medyayı açmaktan kendinizi alıkoyamazsınız.
- Yeni bir egzersiz deniyorsunuz. İki gün sonra, tam da alışmışken, başka bir “yeni” fitness programı okuyorsunuz ve biraz deneyip ona geçiyorsunuz. Hatta bu kendi içinde kısır döngüye dönüşebilir de. Böyle daldan dala atlayan, bir rutini olmayan kişi nasıl kilo verecek?
- Birisiyle telefonda konuşurken zihniniz sosyal medyadaki hesaplarınıza gider. Yorgun, şaşkın ve kararsız bir zihin nasıl kendini kontrol edebilir?
Tüm bunlarda işlerin yarım kalması sizce de kaçınılmaz değil midir? Apaçık ortada. Yarım çalışmanın tuzağına nerede ve nasıl düştüğünüze bakılmaksızın, sonuç her zaman aynıdır: Eldeki işle asla tam olarak ilgilenmezsiniz, uzun vadeli bir işi asla başaramazsınız.
Yarım çalışma, gerçek bir şekilde odaklandığınızda, tatilden önceki son gününüzde tamamladığınız işlerdir. Diğer bir deyişle tatilden önceki 2 haftada içinde yaptıklarınızdan daha fazlasını o son gün yapabilmenizin nedenidir.
Bu sorunun üstesinden gelmenin en iyi yolu, tüm konsantrasyonunuzla projeye odaklanmak ve diğer çeldirici olan her şeyi ortadan kaldırmaktır.
Bazen olur, önemli bir projeye derinlemesine dalmak için birkaç saat (hatta bütün bir iş günü) ayırmanız gerekebilir. Bunun için telefonunuzu başka bir odaya bırakın ve tüm sosyal ağları da kapatın.
Dikkat dağınıklıklarının tamamen ortadan kaldırılması, hem derinleşmeye hem odaklanmaya fırsat verecektir. Bu da yarım iş yapmaktan kurtulmanız anlamına gelir.
Yapmanız gereken işi, izlemeniz gereken yolu yaptıysanız, günlerinizi onunla geçirdiğiniz yarım işi de ortadan kaldırırsanız daha fazlasını başarabilirsiniz.
2. Önemli Şeylere Öncelik Verin
Zamanı Yönetmek – Bitmeyen işler kontrolünüzü kaybetmenize ve zamanınızın size hükmetmesine neden olabilir. Bu durumlarda rahatsızlık ve kaos gün geçtikçe artar. Aynı zamanda, gün boyunca aldığınız kararlar ve seçimler iradenizi tüketme eğilimindedir. Günün sonunda iyi bir karar verme olasılığınız, başlangıçtakinden daha azdır. Çünkü karar verecek enerjiniz bitmiştir.
Aynı eğilimin antrenmanlar için de geçerlidir. Antrenman süresi ilerledikçe ilgili egzersizleri yapmaya enerjiniz kalmaz; onun için sabır dolu makul bir uzun zaman, hırslandıran ve kaybettiren kısa zamandan daha makbuldür.
Yazmam gereken önemli bir makalem varsa, bir bardak su alıp uyandığımda yazmaya başlarım. Yapmam gereken zor bir egzersiz varsa, her antrenmanın başında yaparım.
Önce en önemli şeyi yaparsanız, önemli bir şeyin yapılmadığı bir gününüz olmaz.
Bu basit stratejiyi takip ederek, her şeyi planlanmasanız bile genellikle verimli bir gün geçirirsiniz.
Özetle; sizin için önemli olanı önceleyin.
3. Kapsamı Azaltın, Programa Sadık Kalın
Zamanı Yönetmek – Projeler büyütülmüş planlardır; proje içinde küçük iş paketleri vardır; siz o paketleri sürece uygun bir şekilde uygulayarak o projenin amacına ulaşmasını sağlarsınız.
kapsamı küçülterek büyük resmin içinde kalın. Kendinizi yapılacak işlerin son tarihine göre değil, bir programda uzun soluklu kalmaya odaklayın. Son teslim tarihlerinin anlamlı olduğu durumlar olabilir, ancak uzun vadede “önemli” işler yapmak söz konusu olduğunda, bir programı takip etmenin çok daha etkili olduğuna inanıyorum.
Örneğin, bugün öğleden sonra 3 km. yürümek niyetindeydiniz. Oysa gün boyunca programınız saptı ve zamanınızın önemli bir bölümü güme gitti. Artık 3 km.’yi yürümek için sadece 20 dakikanız kaldı.
Bu noktada iki seçeneğiniz var.
Birincisi, “Bugün egzersiz yapmak için yeterli zamanım yok” demek ve kalan zamanınızı başka bir şey üzerinde çalışmak için harcarsınız. Bu genellikle çoğu insanın verdiği bir karardır.
İkinci seçenek kapsamı azaltmak, ancak programa bağlı kalmaktır. 3 km yürümek yerine, 1 km yürüyorsanız programa sadık kalmış olursunuz. Bu yaklaşımı kullanarak ilkinden çok daha uzun vadeli bir başarı elde edersiniz. Her zaman programda kalmanın kümülatif etkisi çok büyüktür.
Durum ne olursa olsun ve antrenman ne kadar küçük olursa olsun, bugünkü planınızı bitireceğinizi biliyorsunuz. Hayatta bu az-küçük hedefler bir müddet sonra sizde yaşam alışkanlığı haline gelir.
Kapsam beklediğinizden daha küçük olsa bile öncelikle o işi bitirin, programdan (büyük resimden) kopmayın.
Zaman Yönetimi İpuçları
Zamanı Yönetmek – Zamanını iyi kullanamayan bir sürü insan “Zaman Yönetimi” hakkında akıl veriyor. Eğitimlerde insanlara ezber yaptırıyorlar. Oysa hayat bu kadar ciddi değil; ne yapacağınızı biliyorsanız, yapmanız gereken tek öncül “kendinizi yönetmektir.”
Sağlıklı ve üretken bir hayat yaşamak için üç zaman yönetimi ipucuna odaklanmak için elinizden geleni yapın:
- Yarım işi ortadan kaldırın; yani tamamlayın ve derinlemesine odaklanın.
- Önce en “önemli” şeyleri yapın.
- Başarmanız ne kadar zor olursa olsun, programınıza sadık kalın ve bu konuda alışkanlık oluşturun.
İşyerinde, evde veya kişisel gelişiminize odaklandığınız farklı ortamlarda iradenize sahip olun; aklınızı ve sabrınızı doğru yönetin.