Yüz Körlüğü (Prosopagnozi) – “Kim olduğunu biliyorum ama yüzünü çıkaramadım!”
Yüz Körlüğü (Prosopagnozi) – İsimler ve yüzleri hafızada tutmakta problem çekiyorsanız, bunun birçok nedeni olabilir. Yüz körlüğü (prosopagnosia) denen rahatsızlık bunun nedenlerinden biri olabilir. İsimler ve yüzler için hafıza eğitimi kapsamında anlattığım konulardan biri “prosopagnozi”. Yüzleri hatırlamak çoğu kere ismi hatırlamaktan daha kolay olduğu halde, bazı insanların özellikle yüzleri hatırlayamama sorunları vardır.
PROSOPAGNOZİ (PROSOPAGNOSİA) NEDİR?
Orijinal yazılışı “Prosopagnosia” okunuşu ve Türkçe’de kullanılış şekli “Prosopagnozi”dir. Yunanca “yüz” anlamına gelen “prosopon” ile “kayıtsızlık” anlamına gelen “agnosia” kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir. “Yüz Körlüğü” olarak da adlandırılan bu olay insan yüzlerini tanıyamama, ayıramama durumudur. Prospagnozikler göz, burun, ağız gibi yüzün her parçasını tek tek görmekte, fakat bu organların birbirleri ile ilişkisini kuramamaktadırlar. Bu yüzden prpsopagnozik bir kişi için herkes birbirine benzeyen aynı maskeleri takmış gibidir. Nörolojik bir hastalıktır. Prosopagnosia ayrıca “fasiyal agnoz” olarak da adlandırılmaktadır.
PROSOPAGNOZİA OLAN LISA’NIN HİKAYESİ
Lisa, yaklaşık beş yaşında bir kız çocuğuydu. Evde iki erkek kardeşiyle birlikteyken, öğle yemeğinden sonra, birden onların isimlerini karıştırmaya başladı. Kardeşleri önce şaka sandılar. Bu şakadan dolayı ona kızdılar. “Bana çok kızdılar” diye hatırlıyor Lisa. Oysa Lisa onları kışkırtmaya çalışmıyordu. Lisa, yüz körlüğü adı verilen Prospagnozi olmuştu.
Prospagnozik kişiler tanıdık yüzleri hatırlamakta ve yenilerini de tanımayı öğrenmekte zorlanır. Lisa, kardeşlerini takip etmek için genellikle her birinin ne renk tişörtünü giydiğini ezberleyerek baş etmeye çalışsa da kardeşlerinin eğlence konusu olmuştu.
Şimdi 37 yaşında olan Lisa, yüzleri tanımayla ilgili olarak yaşadığı zorluğun birkaç yıl öncesine kadar bir adını bile bilmiyordu. Eşi, Prospagnozi konusunu tartışan bir radyo şovu duyuncaya birden eşinin bu tanıma uyduğunu fark etti. Lisa, daha sonra konuyu inceleyen araştırmacılarla temasa geçti ve tanı için belirli kriterleri karşıladığını ifade etti.
“Bunu bilmek çok doğrulayıcıydı” diyor. “Hayatım boyunca her zaman daha fazla dikkat edersem, [yüzleri tanımak] konusunda daha iyi olacağımı ve insanların bunun için bana kızmayacaklarına her zaman inandım” diye de devam ediyor.
Araştırmacılar, iki tip prosopagnosia olduğunu ifade etmektedirler. Bunlardan biri nadir görülen “Edinilmiş Tip Prosopagnozi” diğerini ise “Gelişimsel Prosopagnozi” olarak adlandırmaktadırlar. Edinilen Prospagnozi tipi, felç (inme) gibi bir tür beyin hasarı nedeniyle yüzleri tanıma yeteneğini kaybedenlerde görülmektedirr. Diğer tipte olanlar ise bazı beyin mekanizmaları, (belki de) genetik nedenlerden dolayı düzgün şekilde gelişemeyenlerdir.
Kazanılmış yani “Edinilmiş Prospagnozi” vakaları 19. yüzyılın ortasından beri biliniyor olsa da, “Gelişimsel Prospagnozi” hakkındaki ilk rapor 1976’ya kadar görünmüyordu. “Bunu tanımamız çok uzun sürdü” diyor, yıllardır Prospagnozi konusunu ders konusu yapan Dartmouth Koleji’nde Psikolojik ve Beyin Bilimleri bölümü; Edinilmiş Prospagnozi’nin ne olup ne olmadığını anlamak için bir gün insanları tanıyabileceğinizi ve ertesi gün ayırt edemediğinizi hayal edebilirsiniz.
“Hayatım boyunca her zaman daha fazla dikkat edersem, yüzleri tanımakta daha iyi olacağıma her zaman inandım.”
BEYİN LOPLARI VE YÜZ TANIMA SANATI
Bir yüzü algılamak ve tanımak için, beyin, yüz işlemenin farklı yönlerine katkıda bulunan en az üç çekirdek bölgeli bir sinir ağına güvenir. Bu bölgeler her iki lobun arka ve geçici bölgelerinde bulunur. Sağ ve sol yarım kürelere göre, sağ lop yüz işlemede daha etkindir. British Columbia Üniversitesi “İnsan Görme ve Göz Hareketi Laboratuvarı”nı çalıştıran nörolog Jason Barton’a göre; bu sinir ağının farklı bölümlerine zarar verilmesi, yüz tanıma sürecinin farklı yönlerini etkileyebilir. Örneğin, Barton ve diğerleri tarafından yapılan çalışmalar, sağ arka lobda belirli bölgelerdeki lezyonların (doku bozuklukları, yara durumu), insanların yüzleri algılama yeteneğini engelleyebileceğini, yani yüzlerin henüz kaydedilmeden engelleyebildiğini göstermiştir. Barton prosopagnozikler için, “Bir yüze bakıldığında, onun kim olduğunu ayırt edecek ayrıntıları göremiyorlar” diyor. “Sanki o kişi sisin içinden bir yüze bakıyormuş gibi bakıyor.”
Örneğin, sağ arka lobda lezyonu (yara) olan birine, özellikle resimlerden birinde hafifçe hareket eden tek bir yüzün yan yana iki fotoğrafını gösterseniz muhtemelen bu görüntüler arasındaki farkı size söyleyemezler. (Nitekim yapılan deneyde, katılanlar, iki yüz arasındaki farklılıkları göremediklerini belirtmişlerdir. Barton, farklılıkların deneysel bir ortamda uygulanan bir testte göründüğünden daha ince olabileceğini söylüyor. Bu tür durumları yaşıyorsanız durun, hemen kendinizi damgalamayın. Şu denemez: “Prospagnoziniz var!” Hayır!
Gelişimsel Prospagnozisi olan kişilerde yüz körlüğüne neyin sebep olduğu daha az biliniyor. Nöro görüntüleme çalışmalarında Barton, beynin kablolarında yapısal ve işlevsel anormallikler olduğunu öne sürmüştür, ancak tanımlayıcı bir anormallik veya genetik belirteç konusunda bir fikir birliği sağlanamamıştır. Barton’a göre Gelişimsel Prospagnoziye sahip olmak insanlar arasındaki fark normal dağılıma sahip. Bunu, “İnsan yeteneklerinin hepimizde farklı dağılım göstermesi” olduğunu şeklinde açıklıyor.
Duchaine, Gelişimsel Prospagnozi olduğundan şüphelenilen çoğu insanın “sadece kendi kendine teşhis koyma eğiliminde olduğunu” söylüyor. Daha güvenilir bir teşhis ancak Duchaine’nin Ken Nakayama ile birlikte geliştirdiği “Cambridge Yüz Bellek Testi” olarak adlandırılan bir dizi testin uygulanmasından sonra anlaşılabilir. (Test, katılımcılardan bir dizi yüzleri ezberlemelerini ve ardından gördüğü üç farklı yüz diziden ezberledikleri yüzleri tanımlamalarını istemektedir.)
Prospagnozi, bireye bağlı olarak çeşitlilik gösterir. Başka bir deyişle, farklı insanlar yüzleri tanımak ve hatırlamakta farklı zorluklar yaşayabilir. The New Yorker için hazırlanan 2010 tarihli bir makalede, gelişimsel tipine sahip olduğunu söyleyen nörolog Oliver Sacks, kendisinin de “ılımlı Prospagnozi” ile ve herkesin “tekrar tekrar maruz kaldıktan sonra, en iyi bildiği yüzleri ve isimleri tanımlamayı” öğrenebileceklerini yazmıştır.
Başa çıkmak için, Prospagnozi hastaları, genellikle geçici çözümler geliştiriyorlar. Bazıları bir kişinin yürüyüşüne, sesine, duruşuna veya büyük bir burun gibi bir yüzle ilgili özel bir özelliğe odaklanabiliyor. Brown, “sesleri tanımlamada çok iyi” olduğunu söylüyor. Ayrıca moda seçimlerini, gözlükleri, hızmaları ve saç stillerini fark ediyor. Ama eğer biri saçını değiştirirse, “karıştırıyorum” diyor.
YÜZ KÖRLÜĞÜ İÇİN BİR “TEDAVİ” VAR MI?
Basit cevap “hayır”. Araştırmacılar değişik derecelerde başarı ve başarısızlıkla çeşitli tedavi stratejileri denediler, ancak yaygın olarak kabul gören bir yaklaşım yok. (Son 50 yıldaki tedavi çalışmaları hakkında daha fazla bilgi için Frontiers in Human Neuroscience sitesini inceleyebilirsiniz.)
Beyin (Brain) dergisinde yer alan 2014 yılında yapılan bir çalışmada Harvard merkezli bir ekip, üç haftalık bir çevrimiçi yüz eğitimi programını tamamlayan Gelişimsel Prospagnozisi olan 24 kişilik bir grupta mütevazı sonuçlar açıklamıştır. Program, deneklerin bilgisayar tarafından oluşturulan yüzleri, gözler ve kaşlar arasındaki boşluğa ve ağız ve burun arasındaki boşluğa göre iki kategoriye yerleştirmelerini gerektiriyordu. Her görevi ne kadar hızlı ve doğru bir şekilde tamamlayabildilerse, program o kadar zorlaştı.
Tasarım, normal yüz tanıma özelliği olan kişilerin yüzün tüm kısımlarını aynı anda “bu bütünsel veya genel anlamda” yorumladıkları bir teoriye dayanıyordu, diyor Harvard Üniversitesi’nde yardımcı doçent ve makalenin ilk yazarı Joe DeGutis. Bazı araştırmalar, Gelişimsel Prospagnozi hastalarının genellikle yüzleri bu şekilde görmediklerini, bu nedenle araştırmacıların, eğitim programlarının bu yeteneği geliştirip geliştiremediğini görmek istediğini öne sürdü.
Üç haftalık sürenin sonunda, ekip, katılımcıların, görülen yeni yüzler arasında ve farklı açılardan ne kadar iyi ayrım yapabildiklerini test etti. İkincisi üzerinde gelişme göstermediler, ancak önden bakılan yüzleri birbirinden ayıran hafif fakat istatistiksel olarak anlamlı bir gelişme gösterdiler. Ve çevrimiçi eğitim sırasında daha zor seviyelere ulaşan katılımcılar (13 kişi vardı), en hızlı şekilde veya görevin yerine getirilmesinin zor olduğunu belirttiler. Daha iyi kursiyerler ayrıca, daha kötü kursiyerler ile karşılaştırıldığında yüz işlemede “gestalt” yaklaşımını test etmek için kullanılan diğer birkaç önlemde de en fazla iyileşmeyi göstermiştir.
BEYİNDE Neler oluyor?
Yazarlar, geçmiş araştırmaların “oksitosin“in (Aşk hormonu olarak da bilinen “oksitosin”, kadınlarda da erkeklerde de fiziksel ve psikolojik etkileri tetikleyen hormondur) “fuziform” yüz alanı olarak adlandırılan arka lobda “bir yüz işleme bölgesi“nde aktiviteyi modüle ettiğini göstermiştir; bu bölgedeki artan aktivitenin katılımcıların iyileştirmelerine katkıda bulunabileceğini öne sürdüler. Veya belki de beynin duygusal hafıza üzerinde ve duygusal tepkilerin oluşmasında etkisi olan “amigdala”sı bir rol oynadı. Birçok çalışma, yüz işleme ağıyla uyum içinde olduğu düşünülen “amigdala”nın, “oksitosin”in beynin sosyal ipuçlarını işleme biçimindeki etkilerine aracılık etmek için önemli olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, nöro görüntülemeyi içeren gelecekteki araştırmalar, “prospagnozisi” olan kişilerde beyinde aslında “oksitosin”in gerçekte ne yaptığını ortaya çıkarmak için gerekli olacaktır.
SONUÇ: İSİMLER VE YÜZLERİ TANIMA BİLİNCİNİZİ KONTROL ALTINDA TUTUN!
İnsan isimleri hatırlamakta zorlananların çoğu bunun hafızalarının zayıf olmasının doğal bir sonucu olduğunu düşünürler. Ancak bilimsel çalışmalar zayıf hafıza diye bir şeyin olmadığını, eğitimsiz bir hafızdan bahsedilebileceğini ortaya koymuştur. Bazı insanlar isimleri ve yüzleri hatırlayamadıklarını kabullenerek beynin isimler ve yüzleri yöneten bölgelerini kullanmamaya başlamaktadırlar. Beyindeki yüz tanıma bölgelerinin kullanılmaması bu noktaların körelmesine ve ılımlı bir “prosopagnozi” oluşmasına da sebep olmaktadır. Böyle bir duruma düşmemek ve beynin ilgili bölgelerini kullanmak için Mega Hafıza’nın “İsimler ve Yüzler İçin Hafıza Eğitimi” programını inceleyebilirsiniz. Eğitimlerden birinde canlı olarak kaydedilmiş olan aşağıdaki kısa filmi izleyerek bir ön bilgi edinebilirsiniz.