Yaratıcılık Becerileri ve İnovasyon – “Yaratıcılık” denilince iki konu akla gelir: Birincisi yeni teoriler, yeni teknolojiler ve yeni fikirleri içeren “Teknik” alandaki yaratıcılık; ikincisi ise, daha çok beceriklilik, kendini ifade etmekten doğan “sanatsal yaratıcılık”tır.
Dilimize “innovation” kavramından giren “inovasyon” sözcüğü daha çok teknik içerikli yaratıcılığı ele alır ve bu şekilde anlaşılır.
Bu yazıda sanatsal yaratıcılığı bir kenara bırakarak “kişiyi meşhur eden, sosyalleştiren veya para kazandıran” inovatif, teknik yaratıcılıklardan söz edeceğiz.
Yaratıcılıkta “inovasyon” tekniklerinin çoğu, yaratıcılıklarını artırmak için büyük düşünürler tarafından kullanılmıştır. Örneğin Albert Einstein, “Görelilik Teorisi”ne yol açan fikirleri tetiklemek için “Provokasyon tekniğini” kullanmıştır. (Provokasyon tekniği yazının ortasında açıklanmıştır.)
Herkes teknik olarak yaratıcı olmayı öğrenebilir ve bu araçları kullanabilir.
Yaratıcılık Nedir? Yaratıcılığa Yaklaşımlar
Yaratıcılık Becerileri ve İnovasyon – Yaratıcı düşünme, yeni nesnelerin, süreçlerin ya da kavramların ortaya çıkmasını sağlayan düşünme sürecidir. (1)
Teknik yaratıcılığın iki ana kolu vardır: Programlı düşünme ve yanal düşünme.
Programlı düşünme, yeni bir ürün veya hizmet yaratmanın mantıksal veya yapılandırılmış yollarına dayanır. Bu yaklaşımın örnekleri “Morfolojik Analiz” ve “Yeniden Çerçeveleme Matrisi” dir.
Morfolojik Analiz
“Morfolojik analiz”, çeşitli alanlarda morfolojinin analizidir. Canlıların biyolojik yapılarındaki ve tabiatın içindeki çözümlerin morfolojik yapı analizleri birçok buluşun rehberi olmuş ve olmaya devam etmektedir. Bu doğrultuda “Morfolojik Analiz (problem çözme)” veya “Genel Morfolojik Analiz”, çok boyutlu, ölçülmemiş bir problemin tüm olası çözümlerini keşfetme yöntemi olarak kullanılmaktadır.
“Yeniden Çerçeveleme Matrisi”, örgütsel sorunlara bir dizi farklı bakış açısıyla bakmanıza yardımcı olan ve üretebileceğiniz yaratıcı çözümler yelpazesini genişleten basit bir tekniktir. Temel yaklaşım, farklı deneyimleri olan farklı kişilerin sorunlara farklı şekillerde yaklaşması gerçeğine dayanır.
Yaratıcı düşünmeyi eleştirel düşünmeden ayıran başlıca özellik, mevcut fikirlerden yola çıkarak bilgi, sağduyu ve mantık kullanımı ile bir yargıya varmak yerine, mevcut fikirlere ek olarak yenilerini önermesidir. Eleştirel düşünme süreci analitik ve dikeydir. Önermeler mantık çerçevesinde birbirine bağlı zincirler ve bu zincirler arasındaki mantıksal bağlardan oluşan bir ağ oluşturarak argümanı meydana getirmektedir. Bu nedenle eleştirel düşünmeye dikey düşünme veya programlı düşünme adı da verilmektedir. (2)
Yanal Düşünme
Diğer ana unsur ise “Yanal Düşünme” yi kullanır.
Yanal düşünme, problemleri, dolaylı, yaratıcı bir yaklaşımla, mantıkla elde edilemeyen gerekçe kullanarak hemen belli olmayacak şekilde adım adım çözmektir. Yanal düşünme, doğal, mantıksal ve matematiksel düşünme biçimine karşı geliştirilmiş alternatif düşünce biçimidir. (3)
Beyin Fırtınası, Rastgele Girdi ve Provokasyon Tekniği
Yanal düşünme örnekleri “Beyin Fırtınası”, “Rastgele Girdi” ve “Provokasyon”dur.
Rastgele Girdi Tekniği (Random Input Technique) diğer düşünce kalıplarını bizim kullandığımız kalıplarla ilişkilendirmek için kullanılan bir tekniktir. Normal düşünme tarzımızın dışına çıkmamıza yardımcı olur, böylece sorunumuza yeni çözümler bulabiliriz.
“Provokasyon tekniği”, yeni fikirler bulmak ve yaratıcı problem çözmeyi yönetmek için kullanılan bir yaratıcılık tekniğidir. “Problemi tersine çevirme” gibi yöntemler içeren bu teknik, zihinsel provokasyon yoluyla her katılımcının yaratıcılığını harekete geçirir.
Yanal Düşünme, kitaplarını uygun makalelerde bulabileceğiniz Edward de Bono tarafından geliştirilmiş ve popüler hale getirilmiştir.
Yaratıcı düşünme süreci yanaldır. Mevcut önermelere ek olarak ileri sürülen yeni önermelerin mevcut önermelerle arasındaki bağ görece daha zayıf, hatta kimi zaman tümüyle kopuktur. Yeni fikirlerin kendi başlarına saçma olması gerekmemekle birlikte, bu fikirler kimi zaman kendilerini çağrıştıran öncüllere göre saçma olarak kabul edilebilmekte; hatta geçerli oldukları durumlarda bile, bireysel ya da sosyo-kültürel nedenlerle yadsınabilmektedir.
Yaratıcı argümanlar mantıksal bir disiplinden göreceli olarak daha uzaktır. Bu anlamda, yaratıcı düşünme, eleştirel düşünmeyi tamamlamakta ve Yanal düşünme olarak da adlandırılmaktadır.
Yaratıcı düşünceye olanak tanımak ve yeni fikirler üretmek için kullanılabilecek bireysel ya da grup düşünme süreçlerini içerisinde barındıran pek çok teknik bulunmaktadır.
Bu teknikler arasında Beyin fırtınası (İng. brainstorming), zihin haritaları (İng. “mind maps” veya “mental maps”), rastegele sözcükler (İng. random words), öykü tahtaları (İng. storyboarding), mecazî (metaforik) düşünme ve bulanık (İng. fuzzy) düşünme yer almaktadır.
Kimi zaman bu ve benzeri teknikleri iç içe ya da birbirinin tamamlayıcısı olarak kullanmak ta mümkündür. (4)
Programlı Düşünme ve Yanal Düşünme
Yaratıcılık Becerileri ve İnovasyon – Yanal düşünme, beyinlerimizin örüntü tanıma sistemleri olduğunu ve bilgisayar gibi çalışmadıklarını kabul eder. Basit aritmetik yapmayı öğrenmek için yıllarca eğitim alırız; oysa bilgisayarların çok kolay yaptığı bir şey bu. Öte yandan yüzler, dil ve el yazısı gibi kalıpları anında tanıyabiliriz. Bunları yapmaya başlayan bilgisayarlar, bunu insan beyin hücrelerinin çalışma şeklini modelleyerek yapıyor. O zaman bile, bilgisayarların kalıpları işleme yeteneğimize yaklaşmadan önce daha güçlü hale gelmesi gerekecektir.
Ne yazık ki, kalıplarımızda sıkışıp kalıyoruz. Onların içinde düşünme eğilimindeyiz. Geliştirdiğimiz çözümler, benzer sorunlara önceki çözümlere dayanmaktadır. Normalde başka kalıplara ait çözümleri kullanmak aklımıza gelmez.
Bu kalıplaşmış düşünme biçiminden çıkmak için yanal düşünme tekniklerini kullanıyoruz.
Yanal düşünme teknikleri, sorunlara ve fırsatlara şaşırtıcı, parlak ve özgün çözümler üretmemize yardımcı olur.
Her yaklaşım türünün kendi gücüne sahip olduğunu belirtmek önemlidir. Mantıksal, disiplinli düşünme, ürün ve hizmetleri daha iyi hale getirmede son derece etkilidir. Bununla birlikte, tüm pratik iyileştirmeler gerçekleştirilmeden önce ancak bir yere kadar gidebilir. Yanal düşünme, tamamen yeni kavramlar ve fikirler ve mevcut sistemlerde mükemmel iyileştirmeler üretebilir. Ancak yanlış yerde kullanılırsa gereksiz yere rahatsız edici olabilir.
Yaratıcı Zihin Çerçevesi
Yaratıcılık Becerileri ve İnovasyon – Çoğunlukla yaratıcı ve yaratıcı olmayan insanlar arasındaki tek fark kendini algılamadır.
Yaratıcı insanlar kendilerini yaratıcı olarak görürler ve kendilerine yaratma özgürlüğü verirler. Yaratıcı olmayan insanlar yaratıcılığı düşünmezler ve kendilerine yeni bir şey yaratma fırsatı vermezler.
Yaratıcı olmak, sadece bir adım geri atmak ve kendinize bir şeyi yapmanın daha iyi bir yolu olup olmadığını sormak için gereken zamanı bir kenara bırakmak meselesi olabilir. Edward de Bono buna “Yaratıcı Duraklama” diyor. Bunun belki sadece 30 saniyelik kısa bir mola olması gerektiğini, ancak bunun, düşünmenin alışılmış bir parçası olması gerektiğini öne sürüyor. Unutulması kolay olduğu için böyle bir öz disipline ihtiyaç vardır.
Bir diğer önemli tutum değişikliği, sorunları iyileştirme fırsatları olarak görmektir. Bu, klişe bir laf ta olsa doğrudur. Bir sorunu çözdüğünüzde, daha sonra sunabileceğiniz daha iyi bir ürün veya hizmetiniz olur.
Yaratıcılığı Kullanma
Yaratıcılık Becerileri ve İnovasyon – Bir eylem, faaliyet veya aksiyon içermeyen yaratıcılık kısırdır. Fikirler değer kazanmadan önce değerlendirilmeli, geliştirilmeli, cilalanmalı ve pazarlanmalıdır.
Zihin Araçlarının diğer bölümleri, bunu yapmak için gereken değerlendirme, analiz ve planlama araçlarını düzenler. Ayrıca, yaratıcı fikirleriniz ortaya çıktığında ihtiyacınız olacak zaman ve stres yönetimi tekniklerini de açıklayabilirler.