Özgüven – Kendine Güven Öğrenilebilir mi? Ülkemizde futbol koçları Fatih Terim’e, Şenol Güneş’e atfedilen başarı öykülerine benzer bir öyküdür Dr. İvan Joseph’ in öyküsü. Geçmişte bir futbol antrenörü olan Dr. İvan Joseph’ gibi futbol koçlarının bir işi de yetenek avcılığıdır. Onlar bir futbolcuyu keşfettiklerinde onu bir süre izler; sonra hakkında karar verirler.
Daha önce bu konuyla ilgili olarak “Özgüven Nedir? Nasıl Kazanılır, Nasıl Geliştirilir?” ve “Çocuklarda Özgüven – Çocuklarda Özgüven Nasıl Geliştirilir?” konusuyla ilgili makaleler yayınlamıştık.
Bu yazıda ise Dr. Ivan Joseph’un ÖZGÜVEN konusundaki farklı yaklaşımından söz edeceğiz.
Dr. Ivan Joseph bir futbol koçu. Yetenek avcısı ve geliştiricisi… 40 yaşına yakın bir yaşta da doktorasını alabilmiş. Onun meşhur TEDx konuşması hızla yayılmış ve yüzbinlerce insan tarafından izlenmiştir.
Deneyimli koçun TEDx konuşması özgüven konusunda tam bir motivasyon konuşması. Anlattığı ilginç anekdotlardan bazıları şunlar:
Kendisine, çocuklarının yetenekli olduğunu ve takıma almasını isteyen ailelere şunu soruyor:
“Oğlunuz ya da kızınız neyle ilgileniyor? İyi yaptığı ve ilgimizi çekebilecek hangi özelliklere sahip?”
İnsanların cevapları çoğu kez, şöyle oluyor: “Harika yetenekleri var. Gerçekten çok iyi! Tüm sahayı görebilir. Kızım en hızlı oyuncudur, onu geçebilecek kimse yok. Oğlumun harika bir sol ayağı var. Havadayken çok iyi röveşata yapabilir…”
Her anne ve baba çocuğunu över.
Fakat Dr. Joseph, ailelerin aksine, şöyle düşündüğünü belirtiyor: “Ama dürüst olmak gerekirse, tüm bunlar aradığım son şeyler. En önemli şey mi?” diye soruyor ve cevabını ekliyor: “Kendine Güven. Yani Özgüven…”
Ona göre, özgüven olmayan kişi gerçekten futbolcu (veya başka bir şey) olamaz.
Dr. Joseph, özgüveni bir yetenek olarak isimlendiriyor ve şöyle tanımlıyor: “Bir insanın, kendine yönelik bakışını ya da inancını kaybettiğinde yapacak bir şeyi kalmaz. Ben öz güvenin tanımını ‘kendine güvenme ve bir görevi başarma konusundaki beceri ya da düşünce’ olarak kullanıyorum. Olasılıklar, zorluklar, güçlükler nasıl olursa olsun. Onu başarabileceğinize olan inançtır öz güven.”
Sahiden de insanların özellikle erken gençlik dönemlerinde, çoğu kere “Yeteneğim yok, bende yok. Ben çok utangacım. Asla beceremem!” gibi laflar ediyorlar. Bu, böyle düşünen kişiyi inanılmaz derecede aşağıya çeker. Oysa her insan özgüvenle doğar; anne ve babası onu yetiştirmelidir. Yetişkinse eğer, özgüvenli olmayı öğrenmelidir.
Her şeyden önce özgüven konusunda inandığınız bir amaca ulaşmak için yapmanız gereken üç şey var. Üçü de aynı: Tekrar, tekrar, tekrar.
Burada tekrarı yaparken hissettiğimiz baskı pozitiftir ve bu bizim içimizdeki özgüven elmasını ortaya çıkaracaktır.
Tekrarlamanın sorunu şu ki, kaçımız ilk ufak başarısızlıktan sonra pes ediyoruz? Kaçımız bir zorluğu gördüğümüzde pes ediyoruz?
Bu konuda sıkça verilen örnek Edison’dur. Ampulü icat etmek için kimilerine göre 1.000, kimilerine göre 10.000 deneme yapmıştı.
Çağdaşımız yazarlardan J.K Rowling, Harry Potter’ı kaç yayın evine götürdüğünü biliyor musunuz? Sayı 12 veya 13 olmalı.
Düşünün, 12 kez hayır cevabı almış, ama pes etmemiş.
Bir de kendinizi düşünün; kaçıncı denemede pes ederdiniz?
Hiçbir şeyde vazgeçmek olmaz; ısrar etmek kapıyı çalmaktır.
Buna tekrar demeyim de ısrar diyelim. Çünkü hep bir şeyi tekrarlarız ama çok azımız onda gerçekten ısrar ederiz.
İşte bu, öz güveni inşa etmek için gereken yollardan biridir.
“Hayır” demek kadar insan karakterine aykırı bir söz yoktur. Hayır diyen birisini sıkıştırın. Sonunda evet diyecektir.
İç Konuşmanızı Olumlu Yapın
Hepimizin kafasında dönen bir iç-konuşması vardır. Bir amacı denediğinizde ve başarısız olduğunuzda ne yapıyorsunuz:
“Allah’ım, hiç şansım yok, zayıfım” mı diyorsunuz? Bu tarz iç konuşma sizi batırır.
Hepimizin kafasında dönen bir iç-konuşma kaseti var. Öğrenciyken, öğretmen sınıfa bir soru sorduğunda cevabı sizden ister diye sıranın altına mı bakıyordunuz?
İşte tam bu anda, hepimizin kafasından geçen o uğursuz iç-konuşma devreye girmiştir. Bu iç konuşma, seni psikolojik yumruklarıyla yere seriyor. Oysa, bilin bakalım gerçek ne?
Yapamayacağımızı söyleyen yeterince insan var. Böyle düşünmeyin; çünkü, şu gerçeği biliyoruz ki, düşünceler eylemlerimizi, davranışlarımızı etkiliyor. Peki, neden kendimize bu olumsuz iç-konuşmayı yapalım ki?
Bunun yerine, kendi öz-olumlamamıza ihtiyacımız var.
Muhammed Ali, Onun Öz-Olumlaması Neydi?
“Ben en iyisiyim!” Bu onun en güzel ve özel cümlesiydi. Bir dünya Boks şampiyonunun henüz şampiyon olmamışken ileri sürdüğü sözlerdi bunlar. Bu sözler bir Müslümanın azından çıkıyordu. Çünkü o kendine inanıyordu; başaracağına inanıyordu; söylediği sadece hedefiydi.
Rahmetli Muhammed Ali’den örnek alarak, kendimizi tekrar olumlamamız gerekir:
“Yaşam gemimin kaptanı ve geleceğimin efendisi benim!” diyebilmelisiniz.
Özgüveni Nasıl İnşa Edersiniz?
Moralinizi bozan insanlardan uzak durun.
Çevrenizde onlardan yeterince var.
Muhammed Ali, “Ben en iyisiyim! Benden daha iyisi yok.” diyordu. Bu bir kibir, ego ve içi boş gurur değildi. Bunların ne olduğunu bilirsiniz. Tevazu örneği Muhammed Ali farklı bir bağlamda bunları söylüyordu. Bu, yalnızca, başarıyı kendisine hatırlatmaktan ibaretti.
Olumsuz Olan Öz-Konuşmayı Bırakın.
Dr. Joseph gibi siz de başkalarının öz güven inşasına yardım edebilirsiniz.
Biz antrenör, bir öğretmen veya başka bir meslekte her kim olursanız olun; sorumluluk üstlenmişseniz, öğrencilerinizin veya sorumlulukları size emanet edilmiş insanların özgüvenlerini geliştirin.
Çocukları yetiştirme şeklimizi nasıl değiştirebileceğimizi düşünün.
Özgüvenin temeli çocuk yaşlarda ergenliğe kadar oluşur. Bu döneme önem verin ve çocuklarınızı da özgüvenli yetiştirin.
Eğitimciler veya bir ebeveyn olarak, çocuklardaki güçlendirmek istediğimiz olumlu davranışları övmeyi ertelemeyin. Anında ödül, gerçek ödüldür. Unutuyoruz. Kulağa basit geliyor, ama inanın çok önemli olduğunu iş işten geçtikten sonra anlamayın! Onlara bir şeyi iyi yaparken denk geldiğinizde sözlerinizle ve gözlerinizle ve bütün beden dilinizle sahip çıkın. Tebrik edin. Onunla gurur duyduğunuzu söyleyin.
Sonuç: Beş Adımda Kendine Güven Yeteneği Nasıl Geliştirilir?
Kendine güven konusunu kadere ya da genetiğe atfetmeye hiç çalışmayın. Uğraşmak istiyorsanız, kendine güvenin gerçekten de öğrenilebilir bir beceri olduğuna inanın ve kendinizi eğitin. “Başarısızlık korkusu” bir kariyer engelidir. Dr. Ivan Joseph’in tavsiyesine uyun ve kendinize güvenmeye başlayın. Görüşme ya da yazma becerileri olsun, en büyük zorluklarınızı büyük ölçüde tekrarlayarak (ısrarlı olarak) pratik yapabilirsiniz. Ve bu özelliği olumlu bir kendi kendine konuşma rutini olarak benimseyip geliştirebilirsiniz.
Kendine güven konusunda kendinizi eğitmeniz için özet olarak size beş uygulama adımı veriyorum.
Ne yapmak istiyorsanız, uygulayın.
Hayatta yaptıklarımız için değil, yapmadıklarımızdan dolayı pişman olacağız türü sözler duymuşsunuzdur. Özgüveninizi artırmak için düşündüklerinizi iyi planlama yaparak uygulayın.
İçsel olumsuz diyaloğu durdurun.
“Bunu yapamam.” Düşüncelerimiz eylemleri etkiler, bu yüzden olumsuz olan kendi kendine konuşmayı durdurun. kendi başınıza kaldığınız sessiz anlarda bunu kendinize hatırlatmalısınız: “Ben gemimin kaptanıyım ve kaderimin efendisiyim.” Yanlış anlaşılmasın; ben ego veya sahte gururdan bahsetmiyorum. Ama kendinize bir kredi vermeniz gerekiyor. Kendinizi hissedebilirsiniz.
Sizi yıkan insanlardan uzak durun.
Aslında, olumsuz çevre, bu tür şeyler içsel olumsuz diyaloğu geliştirir. Uzak durun onlardan. Seni aşağı indirenlerle takılmayın. Negatif enerjiden kaçının.
İyiyi kabul edin.
Çocuklarınızı iyi yaptıkları şeylerde hemen güzel sözlerle veya başka motivasyon araçlarıyla ödüllendirin. Ne yazık ki, agresif veya mükemmeliyetçi aileler, çocuklarının kötü yaptıklarını yakalamaya meyillidir. İyi olanı aramayı hatırlamak ve yapmadıkları şeyleri görmezden gelmek gerekir. İyi şeyler yaptığınız zaman kendinize ödül verin.
Hataları nasıl düzelttiğinize dikkat edin.
Birine yanlış yaptıklarını söylemeyin. Bu gerçekten onları komplekse sokabilir. Onların size olan güvenini mahvedersiniz. Mevlana’nın dediği gibi kusur örtmekte toprak gibi olun. Neyi yanlış yaptıklarını görmezden gelin ve yerine nasıl doğru yapıldığını çaktırmadan gösterin. “Güçlendirmek istediğiniz olumlu davranışı mutlaka övün.”