Okul Öncesi Eğitim ve Okul Öncesi Öğretmenler – Erken çocukluk dönemi, çocukluğun ilk yıllarından başlayarak ilkokula kadar olan süreyi kapsamaktadır. 1
Okul Öncesi Dönem Ne Zamandır?
Erken çocukluk dönemi, çocukluğun ilk yıllarından başlayarak ilkokula kadar olan süreyi, okul öncesi eğitim ise 3-6 yaş aralığını ifade eder. Kreşler ve Ana sınıfı bu kapsama girmektedir.
Bu dönem zihinsel ve fiziksel gelişimin son derece hızlı olduğu ve kişinin ileriki yaşamına ilişkin birçok yapı taşının oluştuğu ve şekillendiği zaman dilimine karşılık geliyor.
Bu bakımdan erken çocukluk dönemi hem önemli hem de hassas bir süreçtir. Ancak “Erken çocukluk dönemi bir çocuğun gelecek hayatının belirleyicisidir” iddiasına sahip olan, bir anlamda deterministik söylem ve çalışmalar tarafından sürecin aşırı hassaslaştırıldığını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Yapılan bu tür vurgulamalar, ne yazık ki, erken çocukluk dönemine ilişkin ebeveyn ve eğitimci algısını olumsuz yönde de artırmaktadır.
Bu tür belirleyici kabuller, eylemsel seçim, gelişim, bütüncül olma, karar alma, özgünlük, mizaç, kültür ve insan gelişiminin doğası gibi üzerinde çok daha fazla işlem yapılacak alanların katkısını başka bir tercihle kategorileştirip sınırlıyor.
Bu doğrultuda erken çocukluk gelişimi ve erken çocukluk eğitimine ilişkin yapılan vurgunun, çocuğun her tür gelişimsel ihtiyacını bütüncül olarak sağlamak ve yaşam boyu gelişimini desteklemek motivasyonu üzerinden okunması daha sağlıklı bir bakış açısı sunmaktadır. 2
Okul Öncesi Öğretmenler
Okul Öncesi Öğretmeni Olduğunuzu Hayal Edin
Okul Öncesi Eğitim ve Öğretmenler – Yeni bir okul öncesi öğretmeni olarak, eğitim ve öğretim döneminin ilk günlerinde kendinizi bir sınıfta hayal edin. Mesleki eğitiminizi yeni bitirdiniz ve bir süre yardımcı öğretmen olarak deneyim kazandınız. Eğitiminiz sırasında çocuk gelişimi ile ilgili uygulamaları öğrendiniz ve çeşitli geçmişlerden gelen aileler ve çocuklarla çalışarak az da olsa deneyim kazandınız.
Ancak yine de erken çocukluk eğitimcisi olmanın günlük zorluklarıyla başa çıkmak için, kendinizi bunalmış ve hazırlıksız hissediyorsunuz. Kendi kaygınız ve stresiniz, sınıfınızdaki çocukları besleyici, olumlu bir eğitim ortamı sağlama yeteneğinin önüne geçebiliyor.
Evet, bu duyguları bir erken çocukluk eğitimcisi olarak, kariyerinizde yaşadığınız oldu mu? Bu endişeleri zaman zaman hala yaşıyor musunuz? Eğer öyleyse, hem kendinizi daha iyi deneyimlemek ve sınıfınızdaki çocukların olması gerektiği şekilde büyümesini ve gelişmesini desteklemek amacıyla donanımlı olmayı istemez misiniz?
Okul Öncesi Öğretmenlerin Psikolojik Esenliği
Okul Öncesi Eğitim ve Öğretmenler – Bugün, okul öncesi eğitimcilerinden beklenilen hedef, tarihte olduğundan daha fazla; tüm çocuklar için büyüme, öğrenme ve gelişimsel sonuçları destekleyecek besleyici, zenginleştirilmiş, yüksek kaliteli bir ortama erişim sağlamaları isteniyor.
Odaklanma daha çok çocuk üzerinde yoğunlaşırken, bu çocukların eğitimcilerinin ruh haletlerinin nasıl olacağı göz ardı edilmektedir. Ya da sınırlı bir bakış vardır.
Oysa şunu unutmamak lazım: Okulöncesi öğretmenler, öğretmeni oldukları çocukların ruhlarının bir benzerine sahiptirler.
Literatürün yakın tarihli bir incelemesine göre, okul öncesi eğitimcilerin beyin ve kalp sağlığını etkileyen bir dizi faktörün olduğu gösterilmiştir. Bunlar:
- Çalışma ortamı
- İşyerinde ilişkiler
- İşlerinden memnun olmaları
- Genel psikolojik ve duygusal sağlıkları
Diğer konuları daha sonra ele almak üzere, burada dördüncü faktörü, yani öğretmen-çocuk ilişkileri bağlamında, okul öncesi öğretmenlerin psikolojik ve duygusal sağlıkları, üzerinde durmak istiyorum.
Okul Öncesi Öğretmenlerinin Mesleki Gelişimlerini Desteklemek İçin 10 Yaklaşım
1) Farklı gelişimsel gecikmeleri olan öğrencilerle nasıl çalışılacağı konusunda rehberlik almış olmalıdır.
Öğretmenler buna yeterince hazırlıklı olmadıklarında, tüm çocukların ihtiyaçlarına etkili bir şekilde cevap veremeyebilirler. Her çocuk farklı gelişim gösterebileceğinden, öğretmenler sınıftaki başarılarını en üst düzeye çıkarmak için bu çocuklarla nasıl çalışılacağı konusunda rehberlik almalıdırlar.
2) Yeni öğretmenler için bir yönelim belirlenmelidir.
Öğretmenler genellikle sınıftaki sorumluluklarını tam olarak anlamadıklarında bunalırlar. Bunu gidermek için farklı senaryolar üzerinden oryantasyon almalarına ihtiyaç vardır.
3) Farklı sınıflarda öğretmenleri gözlemleme ve farklı öğretim tarzlarını görme fırsatı oluşturulmalıdır.
Yeni öğretmenler, belirli durumlarda hangi stratejilerin işe yarayıp yaramayacağını değerlendirmek için sınıflarındaki deneyimli öğretmenleri gözlemlemekten yararlanmalıdırlar.
Bu, öğretmenlere sınıf yönetimi ve özellikle yeni öğretmenler olmak üzere çocukların davranışlarına ilişkin daha fazla bilgi sağlayacaktır.
4) Öğretmenler, çocuklar, özellikle yıl ortası sınıfa yeni gelen çocuklar hakkında daha fazla arka plan bilgisine sahip olmalıdırlar.
Okul Öncesi Öğretmenliği – Çoğu zaman, ilk kez sınıfa giren bir çocuğun ihtiyaçları hakkında iletişim eksikliği vardır. Bu iletişim eksikliği, bir çocuk sınıfa ilk girdiğinde zayıf bir düzenlemeye yol açabilir; öğretmenler çocuğun davranışlarına ve ihtiyaçlarına daha duyarlı olabilmeleri için belirli bilgilerin farkında olmalıdır.
5) Sınıf endişelerini ve öğretmenlerle ilgili konuları tartışmak için, her hafta bir çeşit eğitim check-in yapılmalıdır.
Okul Öncesi Öğretmenliği – Haftalık toplantılar yapılmazsa öğretmenler arasında iletişim eksikliği oluşabilir. Bu önemli olmakla birlikte, kapsam her zaman bir aynı konulardır: Çocuklar ve ebeveynler hafta boyunca ortaya çıkabilecek endişeleri ve sorunları tartışmak için ayrıldıktan sonra, her hafta sonunda sabah veya okuldan sonra zaman ayrılmalıdırlar.
Bu check-in zamanı kritiktir, çünkü tüm öğretmenler dinlenilmekten hoşlanacaklar ve strese yol açabilecek önemli konuları çözüme kavuşturacaklardır.
6) Öğretmenlerin stresle mücadele edebileceği ve işle ilgili stres hakkında açıkça konuşabileceği bir alan oluşturulmalıdır.
Öğretmenler kendilerini ifade edecekleri bir alan yoksa kendilerini stresli veya izole hissetmeye devam edebilirler; ancak, bu tür bir destek sağlayacak kaynak eksikliği olabilir.
Yöneticilerin yılda bir kez personeli ortamından çıkarıp bir mola verebilecekleri bir ortamda birlikte bulunmaları yararlı olabilir.
7) Eğitim-öğretim yılına başlamadan, yeni çocuklar gelmeden önce, hazırlık sürecinde ebeveynlerle buluşulmalıdır.
Dönem başında, öğretmenler genellikle sınıflarını oluşturmak ve ev ziyaretlerinde bulunma isterler.
Sınıf takvimi, kurallar ve diğer önemli bilgileri gözden geçirmek için öğretmenlerin okul yılının başında velilerle oturum yapmaları yararlı olacaktır.
8) Ebeveynlerle nasıl konuşulacağı, neyin tartışmasının uygun olduğu, belirli konuların nasıl iletileceği hakkında rehberlik alınmalıdır.
Okul Öncesi Öğretmenliği – Öğretmenler her zaman ebeveynlerle neyin tartışılmasının uygun olduğunu bilmez veya ebeveynlerle iletişim kurma konusunda her zaman deneyim sahibi değildirler. Bu da hem öğretmenler hem de ebeveynler arasında rahatsızlık hissine yol açabilir.
Hem yeni hem de deneyimli öğretmenlerle sürekli destek ve rehberlik, özellikle hassas konular içerebilecek durumlarda, çocuklarla ilgili ebeveynlerle çalışma ve konuşma konusundaki stresin hafifletilmesinde yardımcı olabilir.
9) Bazı öğrenciler için bire bir sosyal-duygusal destek, akıl sağlığı danışmanlığı, psikoloji veya sosyal hizmet konularında eğitim almalıdırlar.
Genellikle hizmet almaya hak kazanmayan bazı çocukların gün boyunca birebir desteğe ihtiyacı olabilir. Öğretmenler bu beceri kümesine sahip olmadığında, öğretmenler ve çocuklar arasında stresin yanı sıra ihtiyaçları karşılanamayan diğer çocuklara kıyasla bir çocuk için harcanan orantısız zaman ve enerji ortaya çıkabilir. Ayrıca, bu hizmet ve destek için kaynak eksikliği olabilir.
Yöneticiler, tüm çocukların sınıftaki potansiyellerine ulaşmak için ihtiyaç duydukları dikkati aldığından emin olmak için bu endişeleri yaratıcı bir şekilde ele almak için öğretmenlerle çalışmalıdır.
10) Öğretmenlere daha fazla genel destek verilmelidir.
Okul öncesi eğitimcileri çocuklara yüksek kaliteli eğitim sağlamak için büyük bir stres altındadır. Yöneticiler ve rehber öğretmenler, öğretmenlerle düzenli olarak görüşmelidir. Öğretmenlerin çalışma ortamları ve bakımlarındaki çocuklar hakkındaki endişelerine açık olmalıdırlar. Bu tür desteklerin sağlanması öğretmenlerin ellerinden gelenin en iyisini yapmasını sağlar ve bu da çocuğun yararınadır.
Özet – Okul Öncesi Öğretmenler ve Eğitim
Okul Öncesi Eğitim ve Öğretmenler – Okul öncesi öğretmenlerini kariyerlerinin başında desteklemek ve mesleki gelişim sağlamak zorunlu olarak düşünülmelidir.
Bu yardım, hem çocuklarla hem ebeveynlerle çalışma deneyimlerini yönlendirmeye, desteklemeye ve zenginleştirmeye yardımcı olacaktır.
Okul öncesi öğretmenlerini desteklemenin en iyi yolu, kişisel gelişimlerine katkı vermek yanında yıl boyunca sürekli olarak profesyonel gelişim sağlayacak desteklerdir.
Unutmayın: Amaç, fiziksel ve duygusal olarak sağlıklı nesiller yetiştirmek için küçük çocukların öğrenmelerini ve gelişmelerini destekleyecek ve zenginleştirecek yüksek kaliteli bir deneyim sağlayabilmektir. Bunu yolu ise bu çocukları yetiştiren öğretmenleri psikolojik rehberlikle desteklemektir.
Tavsiye Edilen Makaleler:
Okul Öncesi Eğitim – Çocuklar İçin 10 Harika Öğrenme Etkinliği
Çocuk Oyunları – Hafıza Ve Zekayı Geliştiren Oyunları Nasıl Seçmelisiniz?