Çocuk gelişiminde kelimelerin gücü – Her çocuğun, üç yaşından itibaren geleceğini belirleyecek, sağlık ve zenginlik göstergesi vardır. Bu dildir. Dil, insan olmanın ne anlama geldiğinin özüdür. Hayvanlar farklı sesler çıkararak iletişim kurarlar; bazen de bunu farklı jest ve davranışlarla yaparlar. Hayvanlar konusundaki iletişimi köpek veya kedi besleyenler yakından görmüştür.
Kelimeler Neden Güçlüdür?
Kelimelerin gücü – Size, Oxford’un “Kısaltılmamış İngilizce Sözlük”te, Amerikalıların bildiği ve güncel olarak da kullandığı 600.000 farklı kelime olduğunu söyleyebilirim. Günümüzde özellikle AB ülkelerinde her AB vatandaşının en az 3 dil bilmesi dil politikaları gereği önerilirken, Avrupalılar zaten en az iki dili konuşabiliyor, yazabiliyor ve iletişim kurabiliyor. İnsanlar harika yaratıklardır ve özellikle dil konusunda yetenekleri muazzamdır. Kitap okuyan bir şempanze gördünüz mü? Ya da bir gergedan? Asla görmezsiniz; ancak insan kitap okur ve farklı dilleri anlayabilir.
İnsan yavrusu hayvan yavrularına göre uzun zaman içinde dünyayı öğrenebiliyor. Bir ördek yavrusu yumurtadan çıkar çıkmaz hemen yüzebilir. Ama insan yavrusunun yüzebilmesi uzun bir süreçte gerçekleşir.
—– Sponsor Bağlantı – Sponsor Bağlantı —–
ÇOCUK, ZEKA VE HAFIZA SETİ – 3 İLE 7 YAŞ ARASI ÇOCUKLAR İÇİN
—– Yazının Devamı – Yazının Devamı —–
Çocuk Gelişiminde Kelimelerin Gücü – Dil Öğrenme Kabloları
Öğrenme sürecinin en iyi örneklerinden biri de dil öğrenmedir. Bebeklerin beyni, farklı kelimeleri, dilin özünü öğrenmek için programlanmıştır. Çünkü dil, bizi insan yapan özelliktir. Açıkçası, dil, hayatta kalmamızı ve sosyalleşmemizi sağlayan en önemli araçtır.
Araştırmalara göre, hamileliğin son bölümünde, beynin dil ile ilgili bölümlerin oluşumu tüm hamilelik süresindeki gelişiminden üçte bir oranında artış gösterir. Bu son dönemde, sanki bebeklerin beyninde dil öğrenme kabloları döşenir. Bebeklerin dil öğrenme becerisi sadece beyinlerindeki bölgelerin hareketli olmasıyla değil, aynı zamanda dili öğrenmede gözlemledikleri yöntemler açısından da önemlidir. Onlar, bu konuda dikkatli gözlemcilerdir. Bu durumu anneler hissederler ve bilirler.
Annelerden başka, bunu en iyi anlayacakların başında Jinekologlar gelir. Jinekologlar veya köy ebeleri çok sayıda bebeğin dünyaya gelmesinde annelerin yardımcıdırlar. Hatta jinekolog kadın ise, doğum yaptırdığı annelerden öğrendiğinin birçok kat fazlasını kendi anne olduğunda, bebek doğurduğunda yaşar.
Anne olmak, kendine konsantre olmaktır. Başka hamile kadınlara ne kadar konsantre de olsalar, kendileri hamile olduklarında kendilerine başkalarından daha fazla odaklanırlar. Bu normaldir. Bir jinekolog anne adayı şunu daha kolay anlayacaktır; sanki içindeki canlı tüm sinir lifleriyle anne ile iletişim kurmaktadır. Bu, tel gibi bağlanan iletişim ipleri aslında konuşmaya hazırlanmak için bebeklerde yerleştirilmiş potansiyel bir konuşma ağıdır.
Çocuklar, annelerini, konuşmaları yanında, yüz ifadeleriyle de doğru bir şekilde okurlar. Yüz ifadeleri sözlü iletişim kadar çocuklar üzerinde etkilidir. Bu aslında doğumdan sonra bile çocukların annenin bir parçası olduğunu açıklıyor. Bu konuda yapılmış çok sayıda araştırma var.
Çocuk Gelişiminde Kelimelerin Gücü – Hareketsiz Yüz Deneyi
Amerikan gelişim psikoloğu Dr. Edward Tronick tarafından Harvard Çocuk Gelişim Merkezi’nde 1970 yılında gerçekleştirilen deney İngilizce “Still Face Experiment” olarak bilinmektedir. Gelişim psikolojisi açısından oldukça önemli bir deneydir. Deney konuşma bağlarının önemi hakkındadır. Anne ve bebek etkileşimi, bağlanma teorisi konularında bizlere önemli veriler sunmaktadır. Buna Türkçe’de “Hareketsiz Yüz Deneyi” denilmektedir. Deneyde annelere, çocuklarına karşı donuk hissiz bir yüzle bakmaları söyleniyor.
Deney bir bebeğin bakıcısının 3 dakikalık hareketsiz yüz ifadesine karşı çocuğun tepkisini konu almaktadır.
Deneyin başında bakıcısı bebeğe çok ilgi göstermekte ve bebeğin yüzündeki ifaden de durumdan çok memnun olduğu anlaşılmaktadır.
Bir süre sonra bakıcıya hareketsiz yüz ifadesi için talimat verilir ve bakıcı 3 dakika boyunca hareketsiz bir yüz ifadesi sergiler. Yani jest, mimik, tebessüm, konuşma vs. yapmamaktadır.
Bebeğin davranışlarına karşı bakıcı tepkisiz kalmaktadır. Bebek zamanla ilk halindeki sevincini üzüntüye bırakır. Diğer bir tabirle içi daralır. Tepkisiz geçen sürecin sonuna doğru bebek bağırır.
Yüz yüze deney aynı zamanda kültürler arası farklılıkları, sağır çocukları, Down sendromlu bebekleri, kokaine maruz kalan bebekleri, otistik çocukları ve çeşitli psikopatolojileri olan anne babaların, özellikle depresyonun araştırılmasında kullanılmıştır.
Bu konudaki videoyu izleyebilirsiniz:
Bu tür biyolojik bağlanmanın uzun vadeli sonuçları nedir?
Bir annenin bebeğine konsantre olması ya da bir bebeğin annesinin dikkatini toplamasını istemesi neden önemlidir? Hart ve Risley’in (1995) yaptığı bir çalışmada, çocukla etkileşimin dil öğrenmede uzun vadeli etkisi olduğu, hatta bunun ekonomik olarak zayıf ailelerde bile faydalı olduğu görülmüştür.
Deneyde, yazarlar, bu çalışmayı farklı sosyoekonomik kökenli çocuklarda dilsel / akademik ilerlemedeki eşitsizliğin nedenini araştırmak için yürüttüler.
2.5 yıl boyunca, 42 ailedeki 7 aylık çocuklar, çocuk 3 yaşına gelene kadar haftada bir saat gözlemlendi. Bebeğe her şey söylendi. Herkes konuşurken bebekler onlara kulak misafiri oldular. Günlük yaşamın bir saati boyunca bebeğin yaptığı veya söylediği her şey kaydettiler ve analiz ettiler.
Bu çalışma, bir dil bozukluğundan ziyade, kelime öğrenmeyi sosyoekonomik duruma bağlayan ve değerlendiren, ayrıca kelime öğrenmeye etki bakımından önceki bilgilerin önemini gösteren ilk çalışmalardan biridir.
Bu çalışma aynı zamanda bir çocuğu bir toplulukla konuşma gerekliliğini göstermiştir; çünkü tipik dil gelişimi, maruz kalmaya, sosyoekonomik duruma, kültürel algılara ve küçük çocuklarda tipik iletişim ve dil gelişimi ile ilgili fikirlere bağlı olarak değişmektedir.
—– Sponsor Bağlantı – Sponsor Bağlantı —–
ÜCRETSİZ HAFIZA TEKNİKLERİ EĞİTİMİ
Eğitimler Üç Günde Bir E-Posta Adresinize Gönderilmektedir
—– Yazının Devamı – Yazının Devamı —–
Çocuk Gelişiminde Kelimelerin Gücü – Sesin Önemi
Kelime testleri ve kelime öğelerindeki zorlanmanın, çocuğun dil bozukluğundan ziyade, SES geçmişiyle alakalı olduğu bilinmelidir.
Çocuklar risk altındaki kökenlerden geldiğinde (örneğin, düşük SES durumu) ancak akranlarla karşılaştırıldığında bir dil bozukluğu görünmüyorsa, klinisyen dil bozukluğunu uygunsuz şekilde tanımlamaktan kaçınmalıdır. Bu, ebeveynleri eğitmek, dil uyarımı hakkında eğitim sağlamak, dil açısından zengin bir ortamın nasıl oluşturulacağını göstermek veya sınıf öğretmenleriyle işbirliği yaparak sınıfta dil desteği eklemek anlamına gelebilir.
Araştırmacılar ebeveynlerle çocuk arasında inanılmaz bir etkileşim buldular. Bu etkileşimi belirleyen ise kelimelerdi. Yoksulluk içindeki aileler için gerçek şu ki, bu ebeveynler saatte sadece yaklaşık 600 kelime konuşuyorlardı. Entelektüel profesyonel aileler saatte 2000 kelimeden fazla konuşuyorlardı. Çünkü eğitimli aileler sürekli olarak bebekleriyle konuşuyorlardı.
“Oh Bebeğim, bezinin değiştirilmesi gerekiyor.”
“Oh, Tanrım kalbini korusun, bununla ben ilgilenirim.”
“Oh, şu ayak parmaklarına bak! Bu ayak parmakları harika değil mi? “
“Oh, şu göbek deliğine bak. Bu gördüğüm en şirin şey.” “Sen benim yavrucuğumsun!”
Pruning Nedir Biliyor musunuz?
Kelimelerin gücü – İşte entelektüel aileler böyle konuşa konuşa çok daha fazla kelime kullanıyorlar. Bu önemlidir, çünkü beynin nörolojik gelişimi, beynin gerçek fiziksel gelişimi, kelimelere bağlıdır. Bir kelime söylendiğinde, ilgili başka bir nöronu harekete geçiriyor. Ve bu kelime tekrarlandığında, aynı yol tekrar uyarılıyor, daha güçlenecek ve daha daha güçlenecek; böylece öğrenme kapasitesi yükselip detaylara inecek. Ve eğer bu kelimeler tekrar edilmezse, tam tersi gerçekleşir. Bu nöronlar kullanılmadığı için küçülür, ölür ve giderler. Buna bilimsel kelime olarak “Budama” (Pruning) adı veriliyor.
TV İzlemesi Bebekler İçin Neden zararlıdır?
Şimdi size bir şey daha söylemeliyim, sadece kelimeleri duymak değil; Hareketsiz Yüz Deneyi gibi, televizyonların önüne konan bebekler de dil öğrenemiyorlar. Öğrenmiyorlar, çünkü etkileşim yok. Oysa etkileşim olduğu takdirde sağır olan çocuklar da bir dili öğrenebilir. Demek sadece kelimeyi işitmek değil, kelimeyi etkileşime çevirmek önemlidir. Her işitme etkileşim değildir. Ve bu çok önemlidir. Bütün bu süreç dilin beslenme sürecidir. Daha doğrusu beynin beslenmesi demek daha doğru olacaktır. Çünkü bunun anlamı, bu dilin beynin gelişimi için çok önemli olduğudur.
Dil İnsan Öğrenmesinin Gerçekleştiği Temeldir
Kelimelerin gücü – Bunu düşünürseniz, dil beslenmesinin gerçekte ne olduğu, nöronların gelişmesi, beynin gelişmesi, kesinlikle, biyolojik olarak dile bağlıdır, bu doğrudan okuma yeteneğine yol açar, bu da doğrudan istediği okuldan mezun olmak demektir.
Okumayı kolayca öğrenmenin yolu, bebeklerin kelimelerle beslenmesinden geçiyor. Bir dilin beslenmesinin önemi, uzun vadede derin etkilerinin olmasıdır. Sadece kısa vadeli değildir, uzun vadeli öğrenmede de etkilidir. Araştırmacılar beş yıl sonra aynı çocuklara tekrar baktılar; çocuklar arasında büyük farklar oluştuğunu gördüler.
Üçüncü sınıfta standartlaştırılmış testlerden geçmek için, bu testlerin ölçtüğü kelime sayısı 1000 kelimeyi bilmeyi gerektiriyordu.
Peki 3. sınıf neden seçilmişti?
Üçüncü sınıf, insan öğreniminin tamamı için önemlidir. Çünkü üçüncü sınıfa kadar okumayı öğrenirsiniz. Üçüncü sınıftan sonra öğrenmek için okursunuz.
Üçüncü sınıfa göre okuyamıyorsanız, metni okuyamazsınız; yani devam edemezsiniz. Akranlarına da asla yetişemezsin. Üçüncü sınıfa kadar okumayan çocukların liseden mezun olma ihtimalleri dört kat daha azdır. En önemli kavram, dil gelişimidir. Dil, yoksulluk sorununu çözmenin temelidir. 1900’lerde, bizi öldürenlerin, yani insan katillerinin; zatürree, verem ve ishal olduğunu söyleyebiliyoruz. Ayrıca, bir sonraki dönüşümsel değişimin zirvesinde olduğumuza da inanın. Dönüşümsel değişimin de erken dil gelişimi sayesinde evrensel ve etkili olduğuna dair derin bir anlayış olduğuna inanıyorum. Ve size mesajımız şudur: Bebeğinizle konuşun!
—– Sponsor Bağlantı – Sponsor Bağlantı —–
ÇOCUK, ZEKA VE HAFIZA SETİ – 3 İLE 7 YAŞ ARASI ÇOCUKLAR İÇİN
—– Yazının Devamı – Yazının Devamı —–
KAYNAKLAR
Hart, B., & Risley, T. R. (1995). Meaningful differences in the everyday experience of young American children. Baltimore, MD: Paul H. Brookes Publishing Company.