Kahve sever misiniz? Ya çay içmeyi? Bu güzel ülkemiz, bildiğiniz gibi, dünyada çay tüketiminde en üstte yer alıyor. Her birimiz yılda kişi başına 3,16 Kg. çay tüketiyoruz. İrlanda 2,19 Kg. ile ikinci, İngiltere 1,94 Kg. ile üçüncü sırada ye alıyor.
Kahve tüketiminde ise birinci sırada değiliz maalesef. Birinci sırada yılda kişi başına yaklaşık 10 Kg. tüketimiyle Finlandiya yer alıyor. (Finlandiya eğitimde de dünyanın ilk üçünde yer alıyor ya, belki de sebeplerden biri kahve olabilir mi?) Sıralama genelde Kuzey Avrupa, özellikle Baltık ülkeleri ile dolu. Ya Türkiye? Türkiye kahveyi yılda kişi başına 1 Kg. altında tüketiyor. Bizim gibi, kahve atasözleriyle ve her sokağında “kahvehaneleri” ile meşhur bir ülkenin kahve tüketiminde geride kalması üzücü değil mi? Kahvehanelerin adı kahveye hürmeten değişmeli ve çayhane yapılmalı!😀
C8H10N4O2
Ne Olduğunu Biliyor musunuz?
Bu kafein’in kimyasal formülü!
Biz bu formüle “kafein” diyelim. Kahve önemli ölçüde kafein içeren bir içecektir. 100 mililitrelik bir bardak çayda 11 miligram, 100 mililitrelik bir bardak kahvede ise 41 miligram kafein bulunmaktadır. Yani ortalama 1 fincan kahve, kafein açısından yaklaşık 4 bardak çaya denk gelmektedir.
Kafein, çay ve kahveden başka, kolalı içecekler, çikolata ve bazı ilaçlarda da bulunur. Kafeinin ağrı kesici ilaçlarda, kardiyovasküler hastalıklar ve sinir sistemi hastalıklarında etkili olduğu bilinmektedir.
Gelelim Kahve Tüketimiyle Yaşlı Hanımlarda Demans Riski İlişkisine…
Kafein tükettiğini beyan eden ve yaşları 65 üstü olan 6,467 menopoz sonrası kadına uygulanan “Kadın Sağlığı Girişimi Hafıza Çalışması” formuna göre, ortalama miktarda kahve tüketen yaşlı yetişkin bayanlarda demans gelişme riskinin daha düşük olduğunu tespit etti.
Kafein alımı miktarları bilgisi, hazırlanan bir soru formu ile elde edildi. Ortalama alım günde 172 mg kafeindi. Bu miktar, 2 fincandan az kahve veya 4 fincandan az çay demektir. Ayrıca, kadınlar her yıl bilişsel olarak değerlendirildi.
On yıl boyunca, 388 katılımcının 209’unda muhtemel demans ve 179 katılımcıda da MCI (Hafifi Bilişsel Bozukluk) teşhis edildi. Ortanca miktarda kafein tüketenlerin riskinde% 36 azalma olduğu görülmüştür. Bu gruptaki ortalama alım 261 mg (3 fincan kahve) iken, ortalamanın altındakiler için ortalama alım günde 64 mg (bir fincandan az) idi. Hormon tedavisi, yaş, ırk, eğitim, vücut kitle indeksi, uyku kalitesi, depresyon, hipertansiyon, önceki kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, sigara ve alkol tüketimi gibi risk faktörleri dikkate alınmıştır.
Bulgular
Bulguların, yaşlı kadınlara fayda sağlayan diğer araştırmalarla tutarlı olduğu görülmüştür. Bulgular erkekler için geçerli değildir.
Ayrıca eğitim seviyesine bağlı olarak bir fark olabileceği de ortaya çıkmaktadır. Bu örneklemde üniversite eğitimi görmüş kadınların yüksek bir oranı vardı.
Ayrıca, net bir doz-yanıt etkisinin olmadığı da belirtilmelidir; kafein miktarı ile faydası arasında net bir ilişki varsa sonuçlara daha fazla ağırlık verebiliriz. Bununla birlikte, buradaki problemin bir kısmı, kahve ve çay tüketimine dayandığı ve farklı içeceklerdeki kafein miktarının önemli ölçüde değiştiği göz önüne alındığında, kafein miktarını doğru bir şekilde değerlendirmek zordur.Ayrıca, kafein için yaşa bağlı bilişsel gerileme ile mücadelede yardımcı olacak birkaç mekanizmaya sahibiz.
Adenozin A2A için bozulmuş reseptörlere (beyin hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan alıcılar) sahip olacak şekilde modifiye edilmiş fareler kullanılarak yapılan son bir çalışma için yaşlanan beynin tipik özelliklerini gösteren fareler üretildi. İnsanlarda da yaşa bağlı bilişsel gerileme, bu reseptörlerin aşırı aktivasyonu ve glukokortikoid reseptörlerinde fonksiyon bozukluğu ile ilişkilendirilmiştir.
Deney faresi çalışması, adenosin A2A reseptörlerinin aşırı aktivasyonunun, hipokampustaki glikokortikoid reseptörlerinin seviyelerini düşürdüğünü ve bunun da sinaptik plastisiteyi ve bilişi bozduğunu göstermektedir. Başka bir deyişle, süreci tetikleyen adenosin reseptörlerinin bilişsel bozulma ile sonlanan aşırı aktivasyonudur.
Tüm bunların amacı, kafeinin, adenosin A2A reseptörlerini engellediği ve farelere kafein benzeri verildiğinde, hafızanın normale döndüğüdür.
Daha yakın zamanda yapılan bir başka çalışma, kafeinin tau dolaşımlarını önlemeye yardımcı olan bir enzim üretimini arttırdığını ortaya çıkardı. au proteinleri, besinlerin ve diğer önemli maddelerin sinir hücresinin bir bölümünden diğerine taşınmasına yardımcı olan, mikrotubule adı verilen bir yapının bir parçasını oluşturan proteinlerdir. Ancak Alzheimer hastalığında, tau proteini anormaldir ve mikrotübül yapıları çökerek nöron ölümüne neden olur.
SONUÇ: Falsız da Kalmayın, Kahvesiz de!
Kahvesiz kalmayın; ülkemizde her kahveden sonra fincanı ters çevirip fala bakmak adetten olmuştur. Bir de buna şu cümle eklenir: Fala inanma, falsız kalma! Siz yine de fala değil, kahveye inanın.
Yeri gelmişken ne güzel sözlerimiz var kahve hakkında:
- Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olur.
- Çayın kalabalıkla arası iyidir, kahve yalnızlık ister.
- Kahvenin yüzü kara ama yüz ağartır.
- Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane.
- Kahve yemenden gelir, bülbül çimenden gelir; Havva kızın sevgilisi kalpten derinden gelir.
- Önemli olan kahvenin tadı değil, onu kiminle içtiğinizdir.
Afiyet olsun, sağlık dolsun!
Kaynaklar
Ali, Y. O., Bradley, G., & Lu, H. – C.. (2017). Screening with an NMNAT2-MSD platform identifies small molecules that modulate NMNAT2 levels in cortical neurons. Scientific Reports, 7, 43846.
Batalha, V. L., Ferreira, D. G., Coelho, J. E., Valadas, J. S., Gomes, R., Temido-Ferreira, M., et al.. (2016). The caffeine-binding adenosine A2A receptor induces age-like HPA-axis dysfunction by targeting glucocorticoid receptor function. Scientific Reports, 6, 31493.
Driscoll, I., Shumaker, S. A., Snively, B. M., Margolis, K. L., Manson, J. A. E., Vitolins, M. Z., et al.. (2016). Relationships Between Caffeine Intake and Risk for Probable Dementia or Global Cognitive Impairment: The Women’s Health Initiative Memory Study. The Journals of Gerontology: Series A, 71(12), 1596 – 1602.