Beyin GücüYabancı Dil

İsimler ve Fiiller Beyin Tarafından Nasıl İşleniyor?

İsimler ve fiiller; iletişimimizin ve beynimizin temel taşlarıdır. Cümle içerisinde bir hamlede ağzımızdan çıkan sözcükler beyin içerisinde birbiriyle bağlantılı birçok kıvrımdan işlenerek gelmektedir. İnsan beyni üzerinde yapılan çalışmalar, öğrenmede iki beyin lobunun etkisini ortaya koymaktadır. İki beyin lobu ya da beyin yarım küreleri ve bu kürelerin fonksiyonları üzerine yaptıkları çalışmalar ve bulgulardan dolayı Roger Sperry, Joseph Bogan ve Micheal Gazzaniga Tıp alanında Nobel ödülü almıştı.

Bu üç bilim insanının tıp alanındaki beyinle ilgili keşifleri, eğitim ve öğrenme bağlamında da eğitimcilerde de yeni düşünceleri yeşertmiş oldu. Nitekim iki beyin lobunun fiziksel yapımızdaki farklı fonksiyonları gibi öğrenmede de farklı rolleri olduğu ortaya çıktı. Bu roller bölümleme üzerine değil bütünleme üzerineydi. Yani iki beyin lobunun, tıpkı bedeni fiziksel olarak birlikte uyum içinde yönettikleri gibi, eğitim ve öğrenmede de birlikte kullanılması gerektiğini gözler önüne serdi. İki lobu sinir lifleri ile birbirine bağlayan Corpus Collosum’un fark edilmesi ise bu düşünceleri oldukça güçlü hale getirdi. Aşağıdaki görselde loblara göre öğrenme fonksiyonlarının dağılımları görülmektedir:

Bu makalede ise iki beyin lobunun zaten var olan farklı fonksiyonlarının yanında, isimlerin ve fiillerin öğreniminde de farklı fonksiyonlar üstelendikleri üzerine yapılan araştırma bulgularından söz edilmektedir.

İsimler mi Fiiller mi Kolay Öğreniliyor?

İki İspanyol psikolog ve bir Alman nörolog yaptıkları araştırmada isimler ve fiiller kullandılar. Bir kişinin yeni bir isim öğrendiğinde harekete geçen beyin bölgesi ile bir fiil öğrenildiğinde kullanılan bölgeden farklı olduğunu ortaya koydular.

Bilim insanlarının Neuroimage dergisinde yayımladıkları makaleye göre fonksiyonel manyetik rezonans alınan beyin görüntülerini kullanarak bunu gözlemlediler.

Hem öğrenilen isimlerin hem de öğrenilen fillerin, beynin sol lobunda işleniyor olmasına karşı fiillerin, isimlerin işlendiği kıvrımlardan daha farklı kıvrımlarda işlenmektedir. Tabii bu esnada sağ lob ise isimlere ve fiillere odaklanan sol beyne kelimeyle ilgili resim, imaj, görsel, jest ve hareketlilik görüntüleriyle destek vermektedir.

Çocuklar Önce İsimleri Öğrenirken Fiil kelimelerini Sonraki Yaşlarda Öğreniyorlar.

Yaş düzeyi göz önünde bulundurulduğunda meydana farklı bir bulgu çıkmaktadır. Bu bulguya göre çocuklar fiillerden önce isimleri öğrenirler. Yetişkinler de ise bilişsel testler sırasında isimler konusunda daha iyi performans gözlemlenirken çocuklar isimlere daha hızlı tepki vermektedir.

Söz konusu düşüncelere ve gözlemlere dayanarak araştırmacılar bu farklılıkların beyinde görülüp görülmeyeceğini doğrulamak için bir deney yaptılar. Deney için 21 kişiye yeni isimler ve fiiller öğrenmeleri adına bir test uyguladılar. Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme kullanarak sinir reaksiyonlarını kaydettiler. Bu teknik, bir kişi belirli bir görevi yerine getirirken beynin bölgelerinin nasıl aktive olduğunu gözlemlemeyi mümkün kılmaktaydı. Test, iki cümlede verilen bağlama dayanarak yeni bir terimin anlamını bulmaktan ibaretti. Kavram-terim bulma, beynimizin kelimeleri öğrenmede hangi sonuçlara ulaştığını da gösteriyordu.

Araştırmacı Rodríguez-Fornells, “Bu görev, deneysel bir seviyede, hayatımız boyunca kelime hazinemizin bir kısmını nasıl edindiğimizi, yazılı bağlamlarda yeni sözcüklerin anlamını keşfederek simüle ediyor.” diye açıklıyor. “Sözel bağlamlara dayalı bu tür kelime edinimi, çocukluk döneminde başlar ve yetişkinlik döneminde sürekli yeni terimler öğrenerek devam eder.”

Çocukların Enne ve Babaları Zor Duruma Sokan 11 Sorusu

Kelime Haznemiz Nasıl Genişliyor?

Araştırmada katılımcılar 80 yeni isim ve 80 yeni fiil öğrenmek zorunda kaldı. Araştırmacılar bu deney içerisinde, beyin görüntülemesi esnasında yeni öğrenilen isimlerin öncelikle sol fusiform gyrusu (görsel ve nesne işleme ile ilişkili temporal lobun alt tarafını) aktif hale getirdiğini, yeni öğrenilen fiillerde ise sol posterior medial temporal gyrusun bir kısmını aktive ettiğini (semantik ve kavramsal yönleri) buldular. Ayrıca, beynin belirli kısımlarının (bilateral hipokampus ve bilateral putamenlerin) aktivasyonuyla yeni isimler ve yeni fiilleri öğrenme arasında pozitif bir korelasyon vardı.

Araştırmacı Rodríguez-Fornells, “Bu sonuçlar, daha önce isimlerin ve fiillerin anlamlarının temsiliyle ilişkilendirilen aynı bölgelerin, ikinci bir dili öğrenmek için gerekli bir süreç olup bu anlamlarla yeni kelimeler arasında ilişkilerin kurulmasını da beraberinde getirdiğini öne sürüyor.

Araştırmacı, “çalışmanın dil öğrenmek için pratikte kullanılamayacağını açıklıyor. Ancak sözel bağlamlarda farklı bilgileri, muhtemelen farklı sinir ağlarında kullandığımız en önemli hususlardan birine değiniyor. Farklı gramer fonksiyonlarına sahip farklı kelimeler öğrenmede beynin bu bölgeleri pratik sonuçlar doğurabilir.” şeklinde açıklıyor.

Beynimiz Fiilleri Nasıl Algılıyor?

Fiil, cümlenin kalbini oluşturur. Bilgilerin aktarılması sırasında fiillerin oynadığı rol konusunda birçok araştırma yapılmış olmasına rağmen dinleyicinin veya okuyucunun bu bilgiyi nasıl ve ne zaman kullandığı hakkında tam olarak daha az şey bilinmektedir. Hollandalı araştırmacı Dieuwke de Goede bu konuya değindi ve cümle dinlenirken fiilin işleyişinin nasıl ifade edildiğini araştırdı.

Fiil, cümle tarafından açıklanan bir eylemi veya olayı ifade eder ve etkinliğe katılan kişiler veya nesneler hakkında bilgi sağlar. Bir cümlenin fiilinin özümsenmesini ölçmek için De Goede, sekiz denemede 400’den fazla deney yaptı. Deney başına yaklaşık 120 konuşma cümlesi dinletti. Denek bunları dinlerken bilgisayar ekranında da kelimeler gösterildi ve bunların gerçek Hollandaca kelimeler olup olmadıklarını belirtmeleri istendi. Kelimelerin yarısı, deneklerin o anda dinlediği cümlelerin fiilleri ile aynı anlamdaydı. Cümlenin farklı noktalarında; çalışma konularının, konuşulan cümlelerde fiillerle ilgili bir anlamı varsa fiilleri orijinal olarak daha hızlı tanıdıkları tespit edildi. buradan hareketle cümlenin bu noktalarında fiilin aktif olduğu sonucuna varıldı.

Farklı deneyler açık bir yargı ortaya koydu: Bir fiilin tam anlamı cümle bağlamına bağlıdır. Araştırma sonuçları cümleyi anlamak için fiilin önemini vurgulamaktadır.

Ayrıca De Goede’nin araştırması, beyin hasarı sonucu dil ile sorunları olan insanlar, dil bozukluğu olan çocuklar ve afazi (konuşma, konuşulanı anlama, tekrarlama, okuma-yazma gibi becerilerin gerçekleştirilememesi) hastaları ile ilgili araştırmalar için önemli olabilir. Bu gruplar genellikle fiillerle, isimlerden daha fazla sorun yaşarlar. 

Kaynaklar

Mestres-Missé, A., Rodriguez-Fornells, A., Münte, T.F. (2010). “Neural differences in the mapping of verb and noun concepts onto novel words”. Neuroimage ,49 (3): 2826.

https://phys.org/news/2007-01-verbs.html

Başa dön tuşu