Başarı

İş ve Özel Hayat Dengesini Nasıl Sağlayabilirsiniz?

İş ve Özel Hayat Dengesi: Denge, psikolojik anlamda, insandaki zihinsel ve duygusal uyumdur. Sosyal anlamda, toplumsal değerlerin uyumudur. Hayat, dengeler üzerine kurulmuştur. Dengeleme (muvazene) sistemi kâinatta mükemmel şekilde işliyor. Gökyüzünde, en basit görünümüyle dünya-güneş-ay arasındaki mesafe dengesi, bu sistemin nasıl mükemmel olduğunu ve dünyamızın yanmadan veya donmadan nasıl bizim için uygun hale getirildiğinin göstergesidir.

Tabiattaki muvazeneyi (denge) ise gözümüzle görüyoruz. Hayvanlardan bitkilere ve bunların dört yüz binden fazla türlerine bakıldığında da yine denge kanununu görüyoruz.

Peki insan bu dengeye uyuyor mu? Ne yazık ki, çoğu kere bu dengeyi bozuyor. Bugünkü çevre sorunları, tabiatın bozulması, kirlenme ve diğer fiziksel bozulmalar insan denilen türün haddini aşıp dengeleri bozmasından kaynaklanıyor.

Fizik alemdeki dengeleri bozan insan bu yıkıcılığıyla yetinmiyor; sosyal hayatta da dengeleri alt üst ediyor. Yardımlaşması gereken yerde çatışıyor. Emeğin ve kazancın adil bir şekilde paylaşılması lazımken, zulme eğilim gösterip haksız ve hukuksuz davranıp diğer insanlarla arasındaki dengeyi bozuyor. Sonuçta kavgalar ve savaşlarla hayatı kendisine zehir ediyor.

Sosyal hayatın en temel dengesi ise, insanın işi ile özel yaşamı arasındaki dengedir. Bu denge, insan mutluluğunun temelidir. Bozulan denge insanı işinde ve özel yaşamında mutsuzluğa sevk ediyor. Bunun yanında ekonomik sistemler insanı zorunlu olarak daha fazla çalışmaya itiyor. Özel yaşam kayboluyor. Evler otele dönüşüyor. Çocuklar bu arada dar zamanlarda evin kedisi konumuna geliyor.

Dört Brülör Teorisi

Önce verilecek benzetmeyi yakından anlamak için brülör hakkında bir bilgi vereyim.

Brülör yanma, yakıt içerisindeki yanabilir bileşenlerin oksijenle girdikleri kimyasal tepkime sonucunda ısının açığa çıkmasıdır. Brülörlerin yakıtı kontrollü yakması ve ısıyı homojen olarak doğru kanala iletmesi mutlaka bir yanma odası ile gerçekleşir. Alevin ürettiği ısı enerjisi bir yanma odası vasıtasıyla ortaya çıkan enerji gerekli olduğu yere transfer edilir.

Bilindiği gibi, ısı bir enerji kaynağıdır. Yakıtlar oksijen ile reaksiyona girince yanma işlemi gerçekleşir ısı enerjisi ve ışık açığa çıkar. Amaç, kimyasal enerjinin ısıl enerjisine dönüşümüyle ısı elde etmektir.  Yaşamsal olarak hayatımızda ısınmadan, beslenmeden, üretime dek pek çok alanda ihtiyaç duyduğumuz bir enerji biçimidir. Tüm bunları sağlayan temel etken brülörlerdir.

Bu açıklamadan sonra konuya dönelim.

İş-özel hayat dengesi dört brülörlü bir sobaya veya fırına benzetilmektedir. Hayatınızı, dört brülörlü bir soba ile temsil edildiğini hayal edin. Her brülör, hayatınızın bir çeyreğini sembolize etsin:

  1. İlk brülör ailenizi temsil etsin.
  2. İkinci brülör arkadaşlarınızı temsil etsin.
  3. Üçüncü brülör sağlığınızı temsil etsin.
  4. Dördüncü brülör işinizi temsil etsin.

Dörtlü brülör veya dört brülör teorisi, yukarıda sözü edilen dört brülörlerle temsil edilen değerler arasındaki ilişkiyi mükemmel bir şekilde yönetmektir.

İnsanlar diyor ki, “Başarılı olmak istiyorsan brülörlerinizden en az birini; hatta gerçekten başarılı olmak için ikisini kapatmalısınız.

Yani bu dört brülörü birden yönetmek imkansız gibi bir şeydir. Birini veya ikisini de kapatınca buralarda ısı oluşmadığı için enerji elde edilemiyor.

Kısacası, “Doluya koyuyorum almıyor, boşa koyuyorum dolmuyor” hikâyesi…

Bu olabilir mi?

İş ve Özel Hayat Dengesi: Bunu nasıl yaparsınız? Belki iki brülörü birleştirebilirsiniz. Mesela, birinci brülör olan “aile” ile ikinci brülör olan “arkadaşları” aynı kategoriye sokabilirseniz olabilir.

Ya da “sağlığı” ve “işi” birleştirebilirsiniz. Bütün gün işyerinde oturmanın sağlıksız olduğunu duymuşsunuzdur.

Dikkat edin, hayat tavizlerle doludur. Eğer “işinizde” ve evliliğinizde” mükemmel olmak istiyorsanız, “arkadaşlarınız” ve “sağlığınızı” göz ardı etmek gibi bir risk almış oluyorsunuz. Sağlıklı olmak ve ebeveyn olarak başarılı olmak istiyorsanız, bu defa da kariyer hedeflerinizi unuttuğunuzu fark edersiniz. Tabii ki, zamanınızı, dört brülörün hepsine eşit olarak olarak yakabilirsiniz, ancak herhangi bir alanda asla tam potansiyelinize ulaşamayacağınızı kabul etmelisiniz.

Ölümlerden ölüm beğen” der gibi bir şey.

O halde seçim yapmak zorundasınız. Belirli bir bölgede dengesiz, ancak yüksek performanslı bir hayat mı yaşamayı tercih edersiniz, yoksa dengeli, ancak belirli bir çeyrekte potansiyelinizi asla en üst düzeye çıkarmayan bir hayat mı (klasik memur olarak) yaşamayı tercih edersiniz?

İş-yaşam dengesi problemlerini çözmenin en iyi yolu nedir? 

İş ve Özel Hayat Dengesi: Bunu çözen var mı? Dört Brülör Teorisi’ni düşünmenin üç seçeneğiyle çözüme bir pencere açmak belki mümkün… Bir Bakalım:

Seçenek 1: Dış Kaynak Brülörleri Kullanabilirsiniz.

Her zaman, hayatımızın küçük yönlerini yönetmek için dış kaynak kullanıyoruz. Fastfood satın alıyoruz, böylece yemek pişirmemiz gerekmiyor. Çamaşırlardan zaman kazanmak için kuru temizleyicilere gidiyoruz. Araba tamirhanesine gidiyoruz, böylece kendi otomobilimizi tamir etmek zorunda kalmıyoruz.

Hayatınızın bazı bölümlerini dış kaynaklardan çözmek, zaman kazanmanıza ve bu kazanılan zamanı başka bir yerde geçirmenize imkan tanır. Aynı fikri hayatınızın başka bir çeyreğine de uygulayabilir ve diğer üç brülöre odaklanmak için boş zaman ayırabilirsiniz.

İş en iyi örnektir. 

Birçok insan için iş, ocaktaki en sıcak brülördür. Burası en fazla zaman harcadıkları yerdir ve kapatılan son brülördür. Teoride, girişimciler ve işletme sahipleri iş brülörünü dış kaynaklardan kullanabilirler. Bunu çalışanları işe alarak yaparlar.

Ebeveynlik başka bir örnektir. Çalışan ebeveynler genellikle çocuklarını kreşte bırakarak veya bir bebek bakıcısı kiralayarak aile brülörünü “dış kaynak” olarak vermeye zorlanıyorlar. Bu dış kaynak kullanımı haksız görünebilir, ancak – yukarıdaki çalışma örneği gibi – ebeveynler zamanlarını başka bir yerde kullanırken brülörü çalıştırmak için başka birine (bakıcıya) ödeme yapıyorlar.

Dış kaynak kullanımının avantajı, zamanınızı harcamadan brülörü çalıştırabilmenizdir. Ne yazık ki, kendinizi denklemden çıkarmak da bir dezavantajdır. Tanıdığım çoğu girişimci, sanatçı ve yaratıcı, her gün çalışacak bir şeyleri olmasaydı, kendilerini sıkılmış ve amaçsız hissederlerdi. Tanıdığımız her ebeveyn, çocuklarını günlük bakımevinde bırakmak yerine, onlarla vakit geçirmeyi tercih ederler.

Dış kaynak kullanımı brülörü çalışır durumda tutar, ancak anlamlı bir şekilde çalışıyor mu, zor.

2. Seçenek: Kısıtlamaları Göze Alın

Dört Brülör Teorisinin en sinir bozucu kısımlarından biri, faydalanmadığınız potansiyelinize ışık tutmasıdır. “Sadece daha fazla zamanım olsaydı daha fazla para kazanabilir, egzersizle forma girer ya da evde daha fazla zaman geçirebilirdim” diye düşünmek kolay olabilir.

Bu sorunu yönetmenin bir yolu, daha fazla zamanınız olmasını istemekle geçirdiğiniz zamanı, sorunu gidermek için kullanmaktır. Başka bir deyişle, kısıtlarınızı kabullenmektir. Kendinize sormanız gereken soru şudur: “Kısıtlamaları da göz önüne alarak, mümkün olduğunca nasıl daha fazla etkili olabilirim?

Örneğin:

  • Yalnızca sabah 9’dan akşam 5’e kadar çalışabileceğimi varsayarsak, mümkün olan en fazla parayı nasıl kazanabilirim?
  • Her gün sadece 15 dakika yazabileceğimi varsayarsak, kitabımı olabildiğince daha çabuk nasıl bitirebilirim?
  • Haftada sadece 3 saat egzersiz yapabileceğimi varsayarsak, mümkün olan en iyi şekli nasıl alabilirim?

Bu sorgulama hattı, odak noktanızı olumsuz bir şeyden (asla yeterli zamana sahip olmamadan endişe etmekten) olumlu bir şeye (mevcut olandan en iyi şekilde yararlanmaya) doğru çeker. Ayrıca, iyi tasarlanmış sınırlamalar aslında performansınızı artırabilir.

Bazen kısıtlamaları benimsemek, tam potansiyelinizden daha düşük seviyede çalıştığınızı kabul etmek anlamına da gelebilir. Evet, “daha sıkı değil, daha akıllı çalış gibi birçok yolu vardır, ancak zamanınızı harcadığınız iş yerinin önemli olduğu gerçeğinden kaçınmak zordur. Sağlığınıza, ilişkilerinize veya kariyerinize daha fazla zaman ayırdıysanız, o bölgede muhtemelen daha iyi sonuçlar elde edersiniz.

Seçenek 3: Yaşam Mevsimleri

Dört brülörünüzü yönetmenin üçüncü yolu, hayatınızı mevsimlere bölmektir. Her zaman mükemmel iş-yaşam dengesi aramak yerine, hayatınızı belirli bir alana odaklanan mevsimlere ayırırsanız ne olur?

Brülörlerinizin önemi yaşam boyunca değişebilir. 20’li veya 30’lu yaşlarınızdayken ve çocuğunuz yoksa spor salonuna gitmek ve kariyer hırslarını takip etmek daha kolay olabilir.

Gençken, sağlık ve iş brülörleri tam bir patlama yaşar. Birkaç yıl sonra, bir aile kurabilirsiniz ve aile yakınlarınız size daha fazla baskı kurarken, aniden sağlık brülörü içten içe kaynamaya başlar. Başka bir on yıl daha geçer ve eski arkadaşlarınızla ilişkileri yeniden canlandırabilir veya ertelediğiniz yeni iş fikrini takip edebilirsiniz.

Sözün Özü: Zor!

İş ve Özel Hayat Dengesi Kolay Mıdır? Sonsuza kadar hayallerinizden vazgeçmek zorunda değilsiniz, ancak hayat nadiren dört brülörün hepsini aynı anda tutmanıza izin verir. Hepsini ömür boyu, farklı zamanlarda, farklı yaş gruplarında yapabilirsiniz, ama hepsi aynı zamanda olmuyor.

Ayrıca, kendinizi belirli bir alana tam olarak adadığınızda ortaya çıkan bir çarpan etkisi vardır. Birçok durumda, belirli bir göreve elli yıl boyunca ilgisizce çaba göstermekten daha fazlasını vererek, daha fazla sonuç alabilirsiniz.

Son beş yıldır bir iş kurmak için izole olmuştum. Hiçbir arkadaşımla görüşmemiştim. Ancak bunun maliyeti oldu. Arkadaşlık brülörünü kapatmıştım. Hatta aile brülörümün performansı da yarı yarıya inmişti. Hemen el atarak durumu yeniden kurtardım, ama bu defa sağlık brülörüm arıza yapmıştı.

İş ve Yaşam Dengesi Kanunu 

İş ve Özel Hayat Dengesi: Dört Brülör Teorisi herkesin uğraşması gereken bir gerçeği ortaya koyuyor: Hiç kimse, hepsine birden sahip olamayacağını söylemeyi sevmez, ama herkesin zaman ve enerji konusunda kısıtlamaları vardır. Her seçimin de bir maliyeti vardır.

Bu yazının özü,  Melik Duyar’ın “Dengeli Yaşamla ilgili Sorunlar ve Dörtlü Ocak Teorisi” makalesinden esinlenerek ve katkı verilerek yazılmıştır.

Başa dön tuşu