İngilizce öğrenmek – İngilizceyi yaşayarak öğrenin – “İngilizceyi yaşarken öğrenmek” ifadesiyle kastettiğim şey “Anadili İngilizce olan bir ülkeye gidin ve orada İngilizceyi yaşayarak öğrenin” DEĞİL. Artık yaşam İnternet kanalıyla İngilizceyi ve ülkeleri ayağımıza getirmiş vaziyette. Yeter ki siz bunları günlük yaşam programınızın bir parçası yapın. İşte size bu doğrultuda bazı tavsiyeler.
İngilizce öğretmenlerinin işlerini sevmelerine rağmen, dil öğretiminde öğrencileriyle ilgili, sıklıkla, hayal kırıklığı yaşadıklarının farkındayım. Bu bazen öğretmende kendini yetersiz görmeye neden olabiliyor. Hatta bazen çok sevdikleri öğretmenlik mesleğinden bile sıkılmalarına sebep olabiliyor. Yabancı bir dili öğretmenin zorluğu çoğu defa yabancı dili öğrenenlerle de ilişkilidir. Bu durumda öğretmen kadar, öğrenciler de bir aşamadan sonra sıkılmaya başlıyor.
İngilizce Öğretmenini üzen önemli etkenlerin başında, onca çabaya ve gayrete rağmen, öğrencilerin İngilizceyi yanlış okumaları ve yanlış yazmalarıdır. İki kelimeyi bir araya getiremeyenler bile oluyor. Gramer konusunda iyi olan öğrenciler bile çoğu kere yanlış yazıyorlar; bu durumda öğrenciler çok can sıkıcı olabiliyor. Bu durum, ana dili İngilizce olan (native speaker) öğretmenler için, özellikle hayal kırıklıklarının sıkça yaşandığı bir durumdur.
Basitten Başlayın
ABD’lilerin yaygın tavsiyelerinden biri olan “Keep it simple for stupids” (KISS) lafını duymuşsunuzdur. Siz de sınıf ortalamasına göre hareket edin ve basitten başlayın. Ana dili İngilizce olmayanlar için yabancı dil öğrenme, yüksek biliş seviyelerinde, ama basit düzeyde düşünmeleri beklenen bir öğrenme ortamı oluşturmayı gerektirmektedir. Yani sınıf ortamının öğrenmeyi destekleyecek şekilde olması gerekmektedir. Bu, özellikle yaşayarak, yaşatarak öğretmek için gerekli bir ortamdır. Bunu başlangıçta öğrencinin yaşayacağı psikolojik ortam ve motivasyon destekleyecektir.
İngilizce veya başka bir dilde konuşma da tıpkı yazmak gibidir. Bilginin gerekeli zihinsel basamakları üzerinden sunulması gerekir. Benjamin Bloom zihnin öğrenme düzeylerini belirleyen ve bize nasıl düşünmemiz gerektiğini öğreten harika bir bilim adamıydı.
Bu adam, düşündüğümüzde beynimizle ne yapacağımızı söyledi. Kullandığı taksonomide zihni alt ve üst düzeylere ayırdı. Buna bağlı olarak altı beceri belirledi. Tüm öğrenmeyi bilginin hatırlanması üzerine kurguladı. Ancak sadece bilgi düzeyinde kalırsanız, yine unutursunuz. Bunu önlemenin ya da kalıcı öğrenmenin yolu, bir bilgiyi kavrama, uygulama basamaklarında geliştirmek ve analiz, sentez ve değerlendirme ile kalıcı hale getirmektir.
Bloom’un önerisinden hareketle; yabancı bir dil, “öğrenilir”; “ezberlenmez”. Öğrenmeye bilgi düzeyinden başlamalısınız. Mesela kelime ve kavramları hafızaya almaktan başlayarak, o kelime/kavramla ilgili anlamlı cümleler oluşturabilirsiniz. Görselleştirebilirsiniz. Bunlar alt düzey zihinsel becerilerin kullanımıdır. Unutulmaya eğilimlidir. Yapmanız gereken burada bırakmamak, üst düzeye çıkmaktır. Bunu ise ilgili makaleler ve kitap okuyarak gerçekleştirebilirsiniz. Bu uğraşı analiz ve sentez becerileri harekete geçirecektir. Kalıcı öğrenme bu düzeyde gerçekleşecektir.
—– Sponsor Bağlantı – Sponsor Bağlantı —–
MEGA İNGİLİZCE
İNGİLİZCEYİ ÇOCUKLARIN ANA DİLLERİNİ ÖĞRENDİKLERİ GİBİ DOĞAL ÖĞRENİN!
—– Yazının Devamı – Yazının Devamı —–
Önce İngilizcede En Çok Kullanılan İlk 1000 Kelimeyi Öğrenin!
İngilizcede günlük konuşmalarda en çok kullanılan ilk 1000 kelimeyi ve bunların farklı kombinasyonlarıyla oluşturulabilen ifade ve cümleleri öğrendiğinizde, günlük konuşmaların % 84,6’sını anladığınızı biliyor muydunuz? İkinci en çok kullanılan 1000 kelime (1001 – 2000 arası) bu oranı % 6 artırarak, günlük konuşmaların % 90,4’ünü anlamanızı sağlıyor. İngilizceyi yaşarken öğrenmek için ihtiyacınız olan kelimeler öncelikle bunlar. Birçok insan bu gerçeğin farkında değil. İlk 1000, 2000 ve 3000 listesinde olmayan diğer kelimeleri ezberlemekle meşguller. Bu konuyla ilgili olarak aşağıda linki verilen makaleyi de okumanızı tavsiye ediyorum.
İNGİLİZCE KONUŞABİLMEK İÇİN KAÇ KELİME ÖĞRENMEK GEREKİR?
Kalıcı Öğrenme İçin Tekrar Yöntemi
İngilizce Öğrenmek – Tekrar yapmak, her konu için önemli olduğu gibi, İngilizce öğrenmede de tekrar yöntemi iyi bir pekiştirme aracıdır. Dil öğretiminde sunduğunuz içerik, öğrencilerin hangi zihin düzeyine uygun olmalı ise o aşamada sunulmalıdır. Örneğin bir paragraf çözümlemesi yapıyorsanız analiz düzeyinde bir çalışma yapıyorsunuz demektir Analiz düzeyi demek hatırlama, bilgi, kavrama ve uygulama gibi basamakların üstüne çıkmak demektir. Alt yapısı hazır olan öğrenciler için bu durumda sorun olmaz.
Tekrarlamak bilgiyi pekiştirmektir. Tuğlaları üst üste koymak evinizin duvarını örmektir. Ama çoğu insan, alışkanlıklarını ve düşüncelerini değiştirmeyi ayıp sanıyor. Yanlış olan değiştirmemektir. George Bernard Shaw’dan alıntı yapacağım: “İlerlemenin imkansız olduğunu söyleyenler ve fikrini değiştiremeyenler hiçbir şeyi değiştiremez.”
İngilizce öğreniminde tekrar konusu için aşağıdaki linkten detaylı okuma yapabilirsiniz:
İNGİLİZE ÖĞRENİMİNDE TEKRARIN ÖNEMİ / TEKRAR NASIL YAPILMALI
Fırsat Eğitiminden Yararlanın
İngilizceyi Öğrenmek – Hayat öğrenme fırsatlarıyla doludur. Özellikle bir şey istiyorsanız, o şey siz hazırsanız ayağınıza kadar gelir. İletişim teknolojilerinin yaygınlaştığı günümüzde dil öğrenmenin çok sayıda fırsatları da ayağımıza kadar gelmektedir. Bunlardan biri İngilizcede en çok kullanılan ilk 1000 kelimeyi, hafıza teknikleriyle kalıcı olarak öğreten eğitim programlarını online alabiliyorsunuz. Bunun için MEGA İNGİLİZCE web sitesini inceleyebilirsiniz.
Diğer öğrenme kanalları o kadar çok ki! İngilizceyi öğrenmeden İngilizce öğrenmek mümkün hale geldi. Sözgelimi YouTube’a giriyorsunuz, İnternetten ya da yerel gazetelerden haberler ve yazılar okuyorsunuz. Güncel olayları takip ediyorsunuz. Sorunlu bölgelerle ilgili yazı ve haberler okuyorsunuz. Bunları İngilizce kaynaklardan okursanız, farkında olmadan İngilizce öğreniyor olursunuz.
Okuduğunuz içerik hiç önemli değildir. Amacınız içerikteki malumat değildir; İngilizce öğrenmektir. Çünkü yaşanan bir konuyu işleyen bir makale içeriği size anlamaya çalıştığınız konunun dil boyutunu kazandıracaktır. Gramer bir kenara, sadece İngilizceyi kullanarak yazılı ve görsel materyallerden faydalanarak İngilizce öğrenebilirsiniz. Öğretmenler de buna dikkat etmelidirler.
—– Sponsor Bağlantı —–
PARETO PRENSİBİYLE / MEGA İNGİLİZCE
—– Yazının Devamı —–
Bir başka örnek de dil konuşulan medya araçlarını takip etmektir. Hangi kültür üzerinden olursa olsun, konuya ilişkin konuşmalar, diyaloglar takip etmek, yabancı TV kanallarındaki haberleri veya dizileri izlemek, yabancı müzik dinleyerek kulak dolgunluğu yapmak, sosyal medyada yazıştığınız yabancı arkadaşlardan dil öğrenme çabası içinde olmak… Tüm bunlar birer fırsat eğitimidir.
Hatta İngilizce bir yemek kitabı almak, oradaki tariflere göre mutfakta yemek yapılmasını önermek bile yine İngilizce öğretmeden de İngilizce öğrenilebileceğini göstermektedir. Unutmamak lazım: Sadece dilbilgisine odaklanarak, sadece kuralları ezberleyerek dil öğrenmenin bir yolu yoktur. Öğrenciler hata yapmakta rahat olduklarında, hem kişisel hatalarında hem sınıftaki değişim çok daha dinamik hale gelir. Sıklıkla öğrencilerin görüşlerine başvurun.
“Turkinglish” Kullanımında Sabırlı Olun
İngilizce Öğrenmek – Dil öğrenmek istiyorsanız, ya da öğretmek istiyorsanız hatalarınıza karşı sabırlı olun. Yeter ki istekli olun. Bunun için öğrencilerin kendilerini rahat ve güvende hissedecekleri güvenli bir sınıf ortamı oluşturmalısınız. Okulda utangaç öğrencileri sınıf içi konuşmalara dahil etmelisiniz. Bazen İngilizce ile öğrencinin kendi ana dili karışabilir. Turkinglish gibi. Aldırmayın; dil böyle karıştırıldıkça kolay öğrenilir. Zaten ülkemizde esnafların dükkan tabelalarının çoğu Turkinglish değil mi?
Okullarda öğrencilerin İngilizce bir araştırma veya bir makale yazmaları durumunda da şekilden ziyade öncelikle içeriğe odaklanmaları gerekir. Ne anlamış? Neyi anlatmak istiyor? Daha sonra gramer yapısı gibi şekle odaklanırsınız; sonra da tüm gramer hatalarını düzeltir, dilin mekaniğine bakarsınız. Yoksa bir makineden de dilbilgisi kurallarını öğrenebilirsiniz. Yazılı ödevlerde öğrenciler birilerini taklit edebilirler. Ama bir romanda veya bir söyleşideki konuşmaları yapanların hissiyatlarını, duygu ve tutkularını taklit etmek imkansızdır. Gazete yazıları, haber metinleri veya dergi yazıları da birbirinden tamamen farklı İngilizce üsluplarla yazılmaktadır.
İngilizceyi Yaşayarak Öğrenin – Türbülansa Girmeyin!
İngilizce Öğrenmek – Dil öğreniminde olumsuz motivasyondan kaçının. Karşınıza çok sayıda bariyer çıkacaktır. Belli bir aşamaya gelindiğinde öğrencilerin çoğu pes ediyor. Aslında bir adım daha gitse işin sırrını çözmüş olacak. Ama vazgeçmek büyük bir hastalıktır. Tüm zaferler, zafere bir adım kalmışken vazgeçildiği için kaybedilir. Tersini yapan, bir adım daha diyenler zafere ulaşır. İngilizce öğrenenlerin en büyük türbülansı budur. Bu türbülansa girmeyin.
Learn English by living! – İngilizceyi yaşayarak öğrenin!
Enjoy Learning! – Öğrenmenin tadını çıkar!
***
Tavsiye Edilen İlave Makaleler:
İngilizce Kelime Hafızası – İngilizce Kelimeleri Unutmamak İçin Ne Yapmalısınız?