İngilizce Öğreniyorum / İngilizce Konuşma Kalıpları – Yabancı bir dili öğrenirken, özellikle öğrendiğiniz dili ana dili olarak kullanan birileriyle iletişim kurmak ve onunla konuşmak konusunda bazen kendinizi cesaretsiz hissettiğiniz oluyor mu? Mesela İngilizce yazma konusunda çok iyi olduğunuz halde, diyalog kurmakta kendinize güvenemeyip, kişilerle konuşmaktan vazgeçtiğiniz oluyordur.
Bu yazıda İngilizce Konuşma Kalıpları içinden seçtiğimiz 25 İngilizce cümle göreceksiniz. Bunlar günlük hayatta arkadaşlarınızla veya yabancı biriyle konuşabileceğiniz ve kullandıkça size cesaret verecek olan basit konuşma kalıplarıdır.
Ayrıca seçtiğimiz İngilizce Konuşma Kalıpları içinden 5 tanesi restoranda, diğer 5 tanesi de ayrılırken kullanılan kalıplardır.
Sizin için seçtiğimiz İngilizce Konuşma Kalıpları oldukça nezaket dolu duygular barındırmaktadır. Lütfen dikkat!
İngilizce Öğreniyorum / Kalıplar – Haydi Başlayalım!
1-) Hey, good to see you
İngilizce Konuşma Kalıpları içinde en yaygın olandan başlayalım. İlk defa tanıştığınız veya uzun zamandır görüşmediğiniz birisiyle yeniden karşılaştığınızda, sevgi ifadesi bildiren bir cümle kalıbı olarak kullanılır. Yarı resmi bir kalıptır. “Hey (isim) good to see you!” (Selam, seni görmek ne güzel!).
2-) Lovely to meet you
Bazen uzun süredir görmediğiniz birisine rastladığınızda “Lovely to meet you” (Ne güzel bir karşılaşma bu!) diyebilirsiniz. Bu ifade yeni tanışmalarda “Tanıştığımıza memnun oldum!” anlamında da kullanılmaktadır.
3-) How’s it going?
Birisiyle karşılaştığında, “How are you?” yerine bu kalıp kullanılır. “Nasıl gidiyor?” anlamında kullanılır.
4-) I don’t think we’ve met before
Bir toplantıdasınız ve size tanıştırılmamış bir kişiye elinizi uzatıp “I don’t think we’ve met before!” (“Daha önce tanışmamıştık sanırım!” veya “Daha önce tanıştığımızı sanmıyorum!“) diyerek, “I’m (isim)” şeklinde kendinizi tanıtma faslıyla başlamış olursunuz.
5-) Sure! Sounds like fun.
Birisi size iyi bir şeyler söylediğinde veya hoşunuza gidecek bir teklifte bulunduğunda “Sure! Sounds like fun” (“Elbette; kulağa hoş geliyor!” veya “Elbette! Eğlenceli gibi görünüyor!“) şeklinde karşılık verilir. Bu kalıp cümle ile sohbetin önü açılır. Tabi bu cümleyi söylerken beden dilinizi ve yüz ifadenizi kullanmayı unutmayın. Gülümsemeyi ve memnuniyet bildiren baş sallamayı da unutmayın.
6-) Pretty good; how about you?
Birisi size “What’s Up” (Ne haber?) veya “How are you?” (Nasılsınız?) dediğinde soruyu cevaplamak için kullanılır. “Pretty good; how about you?” (Oldukça iyiyim, ya siz nasılsınız?)
7-) Oh my God! What a lovely suit?
Birisiyle derin sohbet etmek istiyorsanız, onun giyimine iltifatla başlamak için kullanılır. “Aman Allah’ım; ne harika bir elbise! Nereden aldın?” Ya da “Wow, great shoes!” (Vay, Ne güzel ayakkabı!), “I love your shirt!” (Tişörtünü çok sevdim!)
8) I can’t believe how hot/cold it is (Hava)
Hava durumunu konuşmak bir sohbet başlatmak için harika bir yoldur. Bu her kültürde genellikle böyledir. “I can’t believe what a lovely day!” (Havanın bu kadar güzel olduğuna inanamıyorum!) (I can’t believe what a freezy day!” (Bu kadar dondurucu bir gün olacağına inanamıyorum!).
9-) So how do you know him (name)?
Bir arkadaşınızın doğum günü kutlamasında bulunuyorsunuz. Bu arkadaşınızın adı Gül olsun. Birisiyle sohbet başlatmak için “So, how do you know Gül?” (“Gül’ü nasıl tanıyorsun?” veya “Gül’ü nerden tanıyorsun?“) şeklinde bir soruyla sohbeti başlatabilirsiniz.
10-) What a small world it is!
Hiç tanışmadığınız birisiyle diyalog kurduğunuzda ortak arkadaşlarınız vardır; konuştukça ortaya çıkar. “What a small World it is” (Dünya ne kadar küçük!) dersiniz.
11-) I am Good, thanks.
Birisi size yardım etme talebinde bulunduğunda, ona “No, thank you” (Hayır, teşekkür ederim.) demek yerine “I’m good thanks” (Ben hallederim, teşekkür ederim!) demek daha kibarca olur.
12-) What do you think?(Görüş sormak için)
İletişim kurmanın en iyi yollarından biri insanlara görüşlerini sormaktır. Hafta sonu planı için ne düşündüğünü sormak, bir konu hakkında düşüncesini sormak istediğiniz durumlarda “what do you think about this?” (Bunun hakkında ne düşünüyorsun?) veya “What do you think about weekend plan?” (Hafta sonu planı hakkında ne düşünüyorsun?) gibi sorulabilir.
—– Sponsor Bağlantı —–
HAFIZA TEKNİKLERİYLE / MEGA İNGİLİZCE
—– Yazının Devamı —–
13-) Do you have a minute? (İstekte bulunmak)
Birisiyle bir konuyu konuşmadan önce zamanı olup olmadığını kontrol etmek için sorabilirsiniz: “Do you have a minute? I’d like to discuss somethimg with you.” (Bir dakikan var mı? Seninle bir konuyu konuşacaktım da.).
14-) Can I give you a hand?
Yardım istemek için kullanılan ve Türkçede “Şuna bir el atar mısın?” veya “Bana yardım eder misin?” anlamında kullanılan “Can you give me a hand?” ifadesinin, yardım teklif etme versiyonudur. “Can I give you a hand?” ifadesi “El verebilir miyim?” veya “Sana yardım edebilir miyim?” anlamında kullanılmaktadır. Anlamı gerçek eli vermek değildir.
15-) Let’s grab some lunch?
Birisine öğleyin bir şeyler atıştırmak için teklif edecekseniz, “Let’s grab some lunch!” (Haydi öğle için bir şeyler atıştıralım!” diyebilirsiniz.
—– Sponsor Bağlantı —–
MEGA İNGİLİZCE
İNGİLİZCE’Yİ ÇOCUKLARIN ANA DİLLERİNİ ÖĞRENDİKLERİ GİBİ DOĞAL ÖĞRENİN!
—– Yazının Devamı —–
İngilizce Öğreniyorum / Restoranda İletişim Kalıpları
İngilizce Konuşma Kalıpları içinde restoranları da dikkate almak gerekir. Restoranlar dünyanın her ülkesinde insanların günlük beslenmelerine hizmet veren yerlerdir. Burada doğru iletişim kurmak sağlığınız için de önemlidir. Şimdi bir restoranda veya bir kahve içeceğiniz kahvecide hangi konuşma kalıpları kullanılıyor onlara bakalım:
1-) Could we have a table for two, please.
“Could” kelimesi ile “please” kelimesini kullanmak “can” kelimesini kullanmaktan daha kibardır. Şimdi hayal edin, lokantaya girdiniz. Garson size geliyor. Siz “Could we have a table for two, please?” (İki kişilik bir masa alabilir miyiz?) dediğinizde iletişimi iyi kurmuş olursunuz.
2-) “Yes. Please”
Garson bir ihtiyacınız olup olmadığını sorduğunda verilen cevaptır. Garson siparişi almak için masanıza geldiğinde “Would you like to order now?” (Şimdi sipariş vermek ister misiniz?) dediğinde hazırsanız, cevabınız “Yes, please.” (Evet, lütfen!) olmalıdır.
3-) What do you recommend? (Siparişe karar veremiyorsanız)
Verilen yemek listesindeki yemekleri seçemiyorsanız, ya da anlaşılmaz buluyorsanız; hatta lokantanın en çok yenilen yemeğini garsondan öğrenmek istiyorsanız “What do you recommend?” (Ne yememizi tavsiye edersiniz?) şeklinde sorup garsondan o lokantaya ait en popüler yemek tavsiyesini alabilirsiniz.
4-) Could we have one portion of baked vegetables and two coffees please?(Sipariş veriyorsunuz.)
Bir veya iki kişilik siparişte “Bir porsiyon” da diyebilirsiniz “iki porsiyon” da diyebilirsiniz. İçecek kahve istiyorsanız “two cups of coffee” (İki fincan kahve) demek yerine “two coffees” (İki kahve) de diyebilirsiniz.
5-) Could we have the cheque please.(Yemek bedelini ödemek)
Yemekten kalkmadan önce masaya ödemeniz gereken faturayı veya hesabı istemek için “Could we have the cheque, please?” (“Ödemeyi yapabilir miyiz?” veya “Hesabı alabilir miyiz lütfen?” anlamında) diyebilirsiniz.
İngilizce Öğreniyorum / Diyaloğu Tamamlama Kalıpları
İngilizce Konuşma Kalıplarından bir kısmı da bir görüşmeyi, bir toplantıyı veya herhangi bir diyalogu sonlandırmak amacıyla kullanılır. Tabi nezaket kurallarına dikkat ederek…
1-) Alright guys. I need to head out. It was great connecting with all of you.(Gruptan ayrılırken)
İletişim süreci veya diyalog tamamlandıktan sonra, gruptan ayrılırken “Alrights guys. I need to head out. It was great connecting with all of you.” (Pekala arkadaşlar, Benim çıkmam lazım. Hepinizle birlikte olmak çok güzeldi.) diyebilirsiniz.
2-) Hey folks. I better get going I have a long day tomorrow. (kalabalık gruplarda)
Yine bir gruptan veya toplantıdan ayrılırken “Hey folks. I better get going I have a long day tomorrow.” (“Hey millet. Gitsem iyi olacak, yarın benim için uzun bir gün olacak.” anlamında) diyebilirsiniz. Bu kalabalık bir gruptan ayrılırken tercih edilmelidir.
3-) Thanks for having me.
Bir grupla görüşmeyi sonlandırırken kullanmak yerinde olur. “Thanks for having me.” (“Benimle birlikte olduğunuz için teşekkür ederim” veya “Beni kabul ettiğiniz için teşekkürler” anlamında)
4-) Feel free to call me if you want to hang out.
Birisiyle telefonda görüştükten sonra söylenir. Ya da telefonlaşmayı taahhüt altına almayı amaçlar. “Feel free to call me if you want to hang out” (Takılmak istediğinde beni her zaman rahatlıkla arayabilirsin.).
5-) See you, have a good day.
“Bye” demeden önce informal olarak kullanılır. “Bye, have a good day” (İyi günler dilerim, bye!) gibi “See you have a good day!” (Görüşürüz, iyi günler!) aynı anlamlarda kullanılan kalıplardır.
Tavsiye Edilen Makaleler:
Polyglot Nedir – Polyglotlar Nasıl Kısa Sürede Birçok Yabancı Dil Öğrenebiliyorlar?
Neden İngilizce Öğrenemiyoruz? Neden İngilizce Konuşamıyoruz?
İngilizce Kelime Hafızası – İngilizce Kelimeleri Unutmamak İçin Ne Yapmalısınız?