Hafızayla Dans – Yaşlanan insanların en büyük sığınağı biriktirdikleri hatıralardır. Hepimiz birkaç saat önceki bir durumu veya olayı hatırlarız; ancak aradan yıllar geçtikten sonra aynı anıları hatırlamak “Benim hafızam iyidir” diyen her babayiğidin işi değildir. İşte insanın özellikle yaş aldıkça ihtiyaç duyacağı hafıza uzun süreli bellektir.
Gece yastığa başınızı koyduğunuzda gün içinde yaşadıklarınızı hatırlamanız mümkündür. Uyandıktan sonra tekrar edilmediği takdirde bu hatıraların çoğu silinecektir. Buna kısa süreli bellek diyoruz.
Her şey stabil kalsaydı ve her şeyi hatırlıyor olsaydık harika olurdu, değil mi? Ancak öyle olmuyor; anılar sürekli değişim halindedir. Yaşandığı an biter. Anılarınızın aynısını yaşayabilseydiniz, tekrarlanan bilginin kalıcı olması nedeniyle unutmanızın imkansız olduğu bilgiye dönüşürdü.
Anıların sürekli değişimde olması, hafızamızın dinamik olduğunu gösterirken eğer sizi gerçekten mutlu edecektir. İhtiyacınız olacak bilgilerin kalıcı olmasını istiyorsanız, daha sık aralıklarla tekrar etmeniz gerekecektir.
Bu nedenle, öğrenirken, ilerledikçe bilgileri sürekli ve döngüsel olarak gözden geçirmek en iyisidir. Bunu da not tutma teknikleri üzerinden yapabilirsiniz.
Hermann Ebbinghaus’un Unutma Eğrisi ve Uzun Süreli Bellek
Ondokuzuncu yüzyılda ise, bir Alman psikolog olan Hermann Ebbinghaus, 15 yıldan fazla bir süre boyunca rastgele anlamsız hece dizileri öğrenerek ve onları hatırlama konusunda kendini test etti. Bulduğu şey, sinirbilimin birkaç kesinliğinden biri haline geldi: yani, tüm anıların sürekli olarak zayıfladığı, ancak bilgiyi her gözden geçirdiğinizde bu “çürüme” hızının azaldığını ortaya çıkardı.
Ebbinghaus, bir anıyı gözden geçirmek için ideal zamanın, onu unutmak üzereyken hemen önce olduğunu buldu.
Ayrıca her incelemede hafızanız güçlendiği için bilgileri gözden geçirmeniz gereken süreler katlanarak artıyor.
Yani önce birkaç saniye, sonra birkaç dakika, sonra bir saat, birkaç saat, bir gün, birkaç gün, bir hafta, bir ay, üç ay, bir yıl, üç yıl sonra gözden geçirmelisiniz. Yakın zamanda. Bu, aralıklı tekrar ve sistematik tekrar olarak bilinir ve çok etkili bir öğrenme yöntemidir.
“Unutma eğrisi” hakkında bilgi sahibi olun. Çünkü yoğun bir şekilde sınava girdikten kısa bir süre sonra neden bu kadar sık hiçbir şey hatırlamadığımızı açıklamaya yardımcı olur.
Tüm öğrenmeler yaklaşık bir hafta içinde gerçekleştiğinden ve daha sonra gözden geçirilmediğinden sadece bir ay sonra unutulmaya başlar.
Kendinizi Sürekli Test Edin!
Hafızayla Dans – Anılarınızı sağlıklı tutmanın bir başka önemli yolu da onları geri getirme alıştırması yapmaktır. Kendinizi aktif olarak test etmek, hafızanızı güçlendirmenin, “içerdiği” bilgileri pasif bir şekilde gözden geçirmekten çok daha iyi bir yoludur.
Bu aslında oldukça mantığa aykırıdır. Buzz Aldrin‘in aya giden ikinci adam olduğunun hatırlatılmasının, bu hafızayı güçlendirmenin şu soruyu sormaktan daha etkili bir yol olacağını düşünürdünüz:
“Aya ayak basan ikinci adam kimdi?”
Ancak bilim, “aktif hatırlamanın”, bellek gücünüzü artırmanın salt revizyondan daha etkili bir yol olduğunu defalarca göstermiştir.
Bunu anlamanın bir yolu, anıların bir anlamda zihninizin yaptığı hareketler olduğunu düşünmektir.
Bir anıyı hatırlamak bir tepeye tırmanmak gibiyse, onu hatırlamak helikopterle tepeye inmek gibidir.
Helikopterle çıkarsanız, tüm manzaranın tadını çıkarıyorsunuz ve bir şeyi başarmış gibi hissediyorsunuz; ancak tepeye kendi başınıza tırmansaydınız, bir dahaki sefere oraya nasıl gideceğiniz konusunda daha iyi bir fikriniz olacaktır. Başka bir deyişle, bir hafıza test edildiğinde, o hafızayı olumlu yönde güçlendirecek şekilde aktif olarak yeniden yaratır veya yeniden keşfedersiniz.
Hafıza ve Uyku İlişkisi
Hafızayla Dans – Sinirbilimdeki son araştırmalar, beynin bu “çevrimdışı” dönemden yararlanarak uzun vadede hatırlanması gerekenleri tekrar ettiğini ve dolayısıyla seçtiğini öne sürüyor. Prensip olarak beyin, yakın geçmişte oluşan farklı anılar arasında var olan kalıpları arar. Sonuç olarak, uykuya dalmadan hemen önce hatırlamak istediğiniz bilgileri gözden geçirmek genellikle çok yararlıdır. Sabahları karmaşık ve bulutlu görünen şeyler şaşırtıcı bir şekilde berrak görünecektir.
Hafıza Eksikliği Nasıl Bulunur?
Hafızayla Dans – Bu bizi şu soruya getiriyor:
Hatırlanmaya direnen bir anıyı nasıl buluruz?
Hepimiz, tanıdık bir anıyı; örneğin bir oyuncunun veya bir kitabın adını hatırlama hüsranını yaşadık ve sonunda aklımız boşaldı ve kafamız karıştı. Şaşırtıcı bir şekilde, bu genellikle bildiğimizi bildiğimiz bilgilerle olur.
Farkına varılması gereken ilk şey, hatırlayamamanın yani başarısız hatırlamanın uzaktan utanç verici veya şaşırtıcı bir şey olmadığı kabul edelim.
Hafızamızın toplamı neredeyse sonsuz derecede karmaşık ve kaotik bir bağlantı ağıdır: Üst üste binme, itişme, çaprazlama, birbirine karışma, rekabet; daha neler, neler… Tıpkı derin bir orman gibi iç içe geçmiş; ya da kalabalık bir meydanda göz gözü görmez bir kalabalık içindeymiş gibi hayal edin. Beyinde de böyle; bu durumda her şeyi hatırlayabiliyor olmamız bir mucizedir.
Bununla birlikte, kayıp bir bilgiyi bulma şansımızı arttırmanın birkaç yolu vardır.
Gördüğümüz gibi, bellek asla izole edilmiş bir bilgi birimi değildir. Hafızada her zaman çok sayıda “örtük bağlam” veya “bileşen” olacaktır: Günün saati, hava durumu, mevcut kişiler vb. Bunları hafızaya giden yollar olarak düşünün; bunlar hafızanın aktif hale gelmesini sağlamanın ve beyninizi tüm hikâyeyi yeniden üretmeye zorlamanın yollarıdır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki; belleğinize ne kadar iyi bakarsanız, o da size iyi bakacaktır. Yeter ki sağlıklı olun, sağlıklı kalın.