Erteleme Hastalığı – Erteleme Hastalığından Kurtulmanın 12 Yolu – Başarılı insanların “Hemenci” başarısızların ise “Ertelemeci” olduklarını hepimiz biliriz. Hatta çoğumuz çevresine çaktırmadan, kendisini, yapmış olduğu ertelemelerden dolayı kınar. Çünkü insan doğasında her işi zamanında yapmak eğilimi vardır. Bu mizaç, evrenle örtüşmesinden kaynaklanıyor. Oysa ertelemek gibi davranışlar tabiattaki yasalara ters düşer. Sözgelimi güneşin doğma saatini biliriz; hem de saniyesine kadar. Güneş, “erteleme hastalığına” tutulup da doğuşunu geciktirseydi halimiz haraptı! Diğer gezegenler, mevsimler, aylar, günler… Hatta bu rutin yasalardan dolayı insanoğlu takvim bile geliştirmiştir.
2089 yılının hangi güne geldiğini, güneşin saat kaçta doğup kaçta batacağını bile biliyoruz. Kainattaki kurgu da budur. Bu sistemi bozan tek varlık “insandır.” Çözmek, yapmak, eylemek, tamir etmek, inşa etmek… Bu davranışların uygulanması şüphesiz zordur. Oysa yıkmak, tahrip etmek, eleştirmek, eylemsizlik kolaydır. İşte ertelemeciler bu ikincisine aldanırlar. Erteledikçe başarısız olurlar.
Bu konuda daha önce yazdığımız bir yazıda “Erteleme hastalığının bir ilacı var mı?” diye sormuştuk. Okuyabilirsiniz.
ERTELEME TEMBEL OLMAKLA AYNI MIDIR?
Erteleme Hastalığı – Erteleme genellikle tembellik ile karıştırılır, ancak çok farklıdırlar. Erteleme aktif bir süreçtir; yapmanız gerektiğini bildiğiniz bir görev yerine başka bir şey yapmayı seçiyorsunuz. Buna karşılık tembellik; ilgisizlik, hareketsizlik ve isteksizliği gösterir.
Erteleme, genellikle, daha zevkli veya kolay bir işi yapmak için, zor ama muhtemelen daha önemli bir görevi göz ardı etmekten ibarettir.
Hz. Muhammed’in (sav) bir sözü şudur: “Ertelemek şeytandandır.” Şeytan kavramı şüphesiz ki insanı yoldan çıkaran, insanın evrensel sisteme uyarak başarıya ulaşmasına engel olan bir varlığı temsil ediyor. Yaratıcı, bizim iyiliğimizi isteyip kurduğu sistemle uyum içerisinde doğru hareket etmemizi istediği halde, bizim kendimize yenik düşüp başarımızı engellememiz negatif bir davranıştır. Bu negatif davranışların en etkilisi ise erteleme davranışıdır.
Bazı insanlar için erteleme kötü bir alışkanlıktan daha fazlasıdır; bu, ciddi bir sağlık sorununun işareti olabilir. Örneğin erteleme tutumunun Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite ve insanları kontrol etme davranış bozukluklarına, anksiyeteye ve depresyona yol açtığı belirlenmiştir. Ayrıca, http://studypedia.au.dk/ sitesine göre, ertelemenin ciddi stres ve hastalık nedeni olabileceğini göstermektedir.
—– Sponsor Bağlantı – Sponsor Bağlantı —–
ÜCRETSİZ HAFIZA TEKNİKLERİ EĞİTİMİ
Eğitimler Üç Günde Bir E-Posta Adresinize Gönderilmektedir
—– Yazının Devamı – Yazının Devamı —–
NE YAPMALISINIZ? ERTELEMEYİ ERTELEYİN
Dünya Hafıza Şampiyonu Melik Duyar, “Erteleme Hastalığının Bir Numaralı Çözüm Yolu” başlıklı bir makalesinde erteleme hastalığına yönelik önemli çözüm yolları önermişti. Ben de onun önerdiklerinden farklı birkaç öneride bulunmak istiyorum:
1-) NEDEN ERTELEDİĞİNİZİ KENDİNİZE SORUN
Erteleme Hastalığı – Havasında olmadığınız zaman, çalışmak durumunda olduğunuz konuyu veya bir olumlu davranışı ertelemek, aslında size önemli bir mesaj iletiyor. Bir ara vermeniz veya bir şeyler yeyip içmeniz gerektiği gibi basit bir şeyler olabilir bu. Ertelemek için kendinizi cezalandırmak yerine, neden ertelediğinizi düşünmek için biraz zaman ayırın. Bu, görevinizi uygulamak için attığınız en üretken adımınız olabilir.
2-) ERTELEMEYE NEDEN OLAN ENGELLERİNİ KALDIRIN
Bir göreve başlamadan önce, yolunuza çıkabilecek engelleri dikkatlice değerlendirmek için bir zaman ayırın. Gerçekten de ertelemenize neden olan bu engeller mi? Eğer öyleyse kolay; çünkü bir plan yaparak bu engelleri ortadan kaldırabilirsiniz. Önceden planlama yaparak odak noktanızı koruyabilir ve ertelemeyi önleyebilirsiniz.
3-) BEKLEMEYİN, HEMEN BAŞLAYIN.
Erteleme genellikle bir işe başlamadan gerçekleşir. Onun için hayırlı işlerde acele edin ve hemen davranın. Yoksa sizi, hem kendi zihninizdeki gelgitler, hem çevrenizden yapılan telkinler yapmak istediklerinizin ertelemesine sürükleyebilir. Bazen bir şeye başlamak gerçekten zordur, yapmayı sevdiğiniz bir şey olsa bile bu böyledir. Büyük başarılar ilk bir adımla başlar; yıkılışlar da. Dikkatinizi, başlamanın ne kadar zor olduğuna odakladığınızda, bunu yapmaktan vazgeçersiniz. Ne olursa olsun hemen daldığınızda, ruh haliniz hızla gelişir ve bu da görevde kalmanıza yardımcı olur.
4-) YAPILACAKLARI KÜÇÜLTÜN
Erteleme nedenlerimizden biri, o işin büyüklüğünün gözümüzü korkutmasıdır. Bu korkuyu en aza indirmek için görevi hızlı ve kolay bir şekilde yapabileceğiniz küçük parçalara ayırın. Bir de işlem sırası ve süresi belirleyip korkmaya gerek olmadığını görün.
5-) DOĞRU ORTAMDA ÇALIŞIN
Erteleme Hastalığı – Her şeyi doğru yapsanız bile, bazen yanlış ortamda çalışmak da sizi ertelemeye mahkum edebilir. Bu ortam sizi engelleyen bir ortam olabilir. Televizyon, elektronik eşyalar, arkadaşlar… Bazılarının hoşuna gitmese de uzak kalmanız gerekebilir. Onların gönlünü edeceğim derken kendi gönlünüzü kırmayın; yani ertelemeyin. Dostlar ve arkadaşlar bir yere kadar sizinledir; başarı ise her zaman size lazım. İlkeli, şeffaf, herkes tarafından doğru algılanan biriyseniz, bu durumlara karşı çevreniz size saygı gösterecektir. Kaygılanmayın.
6-) KÜÇÜK ZAFERLERLE DE MOTİVE OLUN
Yapılacaklar listenizden bir şeyi kontrol etmek gibisi yoktur. Kendinizi ertelemekten uzak tutmak için, ilerlemenizi dikkatlice takip ederek bu başarı duygusunu tecrübe etmeniz gerekir. Küçük zaferler, ödül ve motivasyondan sorumlu beyin alanlarında yeni androjen reseptörleri oluşturur. Androjen reseptörlerindeki artış testosteronun etkisini artırır ve bu da zorluklarla başa çıkma konusunda güven ve istekliliği artırır. Bu durum sizi kamçılar ve ilerlemenizi sağlar.
7-) GERÇEKÇİ OLUN
Erteleme Hastalığı – Olaylar, bir sel gibi bizi önüne katıp sürüklüyor olabilir. Buna karşı bir baraj oluşturabilmek için yapılmaması gereken şey “gerçekçi olmayan hedefler koymak”, “cesaret kırmak” ve “ertelemeyi körükleyen olumsuz ruh hallerine kapılmak” gibi durumlardan kaçınmaktır. Bunun yerine gerçekçi hedefler koymak, işleri olumlu bir şekilde tutmak ve motivasyonu elden bırakmamak gerekir.
8- ) KENDİ KENDİNİZE KONUŞUN
Kendinize “Ertelemek istemiyorum. Ben ertelemeyeceğim!” şeklinde telkinde bulunun. İşin püf noktası, dikkatinizi tamamen farklı (ve olumlu) bir şeye kaydırmanızdır. Erteleme yapmamayı kendinize söylemek iyidir. Ama daha iyisi kendinize, ne yapacağınızı ve bunun yapılması için kendinizi ne kadar harika hissettiğinizi telkin edin. Bu şekilde, zihniniz, kaçınmaya çalıştığınız davranış yerine, yapmak istediğiniz eyleme odaklanacaktır.
9-) MÜKEMMELİYETÇİ OLMAYIN
Çoğu yazar, beyin fırtınası yapmak için sayısız saat harcar ve hatta kitapta asla yer almayacaklarını bildikleri sayfadan sonra bile sayfa yazarlar. Bunu yapıyorlar, çünkü fikirlerin gelişmesi için zamana ihtiyaç duyduklarını biliyorlar. Başlama zamanı geldiğinde donma eğilimindeyiz, çünkü fikirlerimizin mükemmel olmadığını ve ürettiğimiz şeyin iyi olmadığını biliyoruz. Ancak, başlamazsanız ve fikirlerinizi geliştirmek için zaman verirseniz, nasıl harika bir şey üretebilirsiniz ki? Yazar Jodi Picoult, mükemmeliyetçilikten kaçınmanın önemini mükemmel bir şekilde özetlemektedir: “Kötü bir sayfayı düzenleyebilirsiniz ancak boş bir sayfayı düzenleyemezsiniz.”
10-) SONUÇLARA ODAKLANIN
Erteleme Hastalığı – Muhtemelen, dişçiye gitmekten hoşlanmıyorsunuz. Hoşlanan var mı? Peki neden katlanarak gidiyoruz? Diş ağrısının acısına tahammülümüzün sınırına geldiğimiz için. Oysa daha önce ilk ağrıda ertelemeksizin hemen çözseydik, daha sonraki büyük acıları yaşayamayacaktık. Aynı düşünceyi zorlu bir görev için de düşünün. Başlamak için endişeli olsanız da, buna odaklandığınızda işler kolaylaşır.
11-) KENDİNİZE KANMAYIN
İnsanın kendisini kandırması zordur. Eğer kandırıyorsanız hüsrana uğrarsınız. Kendinizi cezalandırmanın ileride erteleme sürecinden kaçınmanıza yardımcı olacağını düşünebilirsiniz. Oysa kendinden kaçmak gerçekte tam tersi bir etkiye sahiptir.
12-) DUYGULARINIZA HAKİM OLUN
Erteleme Hastalığı – Ertelemeyi yenmenin anahtarı, ertelemenin akla, mantığa değil, duygulara dayandığını anlamaktır. O zaman duygularınızı eğitmelisiniz. Duygularınıza hakim olmalısınız. Aklınızı duygularınızın üstüne çıkarmalısınız. Kendinize bu konuda bir rehber edinin; sorun ve danışın.