Çocuk ve IQ – Çocukların sağlığına verdiğimiz önemi, IQ gelişimi söz konusu olduğunda en ciddimiz bile bu önemi geçiştirme yolunu tercih ediyor. Oysa iyi beslenme, toksinlerden korunma ve bol bol oyun oynama, egzersiz ile birlikte genetiğini zenginleştirdiğiniz çocuklarınızın zekasını beslemek için de onlarla çalışmalısınız.
Peki, çocuğunuzun IQ’sunu aktif olarak artırmak için başka neler yapmalısınız?
Çoğu çocuk gelişimi uzmanı, çocuğunuzun tam entelektüel potansiyeline ulaşmasına yardımcı olmak için, yararlı bulabileceğiniz eğitim materyalleri ve bunlarla ilgili iç görülere sahiptirler.
Çocuklarınızı Daha Zeki Hale Nasıl Getirebilirsiniz?
Bir çocuğun beyni nasıl gelişir?
Çocuk ve IQ – Bir bebeğin beyni, doğumdan 4 yaşına kadar hızla büyür. Aslında, çocuğunuzun beyni anaokulundan önce (4-6 yaş) yetişkin beyni boyutunun % 90’ına ulaşıyor. Bu büyüme dönemi, öğrenme için ideal bir fırsat penceresi sağlıyor.
Ne yazık ki, beynin erken gelişimini izlemek, birçok ebeveyni çocuklarının IQ’su hakkında paniğe kapılmaya veya çocuklarını “anaokulu öncesi eğitime” doğru itmeye sevk ediyor.
Davis’teki California Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan Ross A. Thompson bu konuda şunları söylüyor:
“Öğrenmeyi nasıl hızlandırabiliriz? Birçok ebeveyn, çocukları erken yaşlarda hızlı öğrenirse, gelecekte de daha hızlanacaklarına ve daha iyi bir şekilde gelişeceklerine inanıyor. Böylece, erken gelişme gösteren kişiler, ilkokula geldiklerinde ön sıralara yerleşirken, diğerleri onları arkadan izliyorlar.”
Thompson’ın önerisi, çocukluğun ilk yıllarında, eylem-yapmak-işlemek gibi fiili öğrenme süreçlerine odaklanmak çocuk için olumlu anlamda daha etkilidir. Thompson “Beyindeki daha düşük devreler daha yüksek devrelerden önce inşa edilmeli ve öğrenilecek ileri beceriler temel becerilere dayanmalıdır.” diyor.
Güvenli Bağlanmaya Dikkat: Öğrenmeyi yönlendiriyor.
Çocuk ve IQ – Bu temel becerilerden biri, genellikle çocuğun ebeveynlerine veya bakıcılara erken bağlanma yoluyla yakın ilişkiler kurarak duygularıyla öğrenmeye yönelmesidir.
Çocuğunuzun duygusal ve sosyal gelişimi için kritik olan “bağlanma”, aynı zamanda çocuğunuzun zekasını geliştirmeye de yardımcı oluyor.
UCLA Tıp Fakültesi İnsani Gelişme Merkezi direktörü Daniel J. Siegel’e göre, çocuğunuzun iç zihinsel yaşamına uyum sağlamak, çocuğunuzun beyninin bütünleşmesine yardımcı oluyor, diyor.
Infant Mental Health Journal’daki yazısında, Siegel, “Çocuğunuzun beyni için bir ‘güvenlik ağı’ oluşturmak öğrenmeyi etkileyen önemli bir gelişimdir.” diyor.
Eğitim danışmanı ve “Okuyan Beyni Oluşturma” isimli Pre-K3 kitabının ortak yazarı Pat Wolfe, “Çocukluk boyunca yakın duruş ve sevgi dolu ilişkiler önemlidir, özellikle çocuk küçükken daha önemlidir. Çocuğunuzla bağlantı kurmanın bir yolu, onları yakından dinlemek ve göz teması kurmaktır.”
“Dikkatiniz dağıldığı için sadece dinliyormuş gibi yaparsanız, çocuklar bunu çok hızlı anlar” diyor Wolfe. Bağlanmanın diğer yolları arasında yüz ifadeleriniz, ses tonunuz, hareketleriniz ve diğer sözsüz sinyaller yer alır.
Davis’teki California Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan Ross A. Thompson, “sizinle bağlantı kurmanın bir çocuğun beyninin gelişmesine yardımcı olduğunu söylüyor. Çünkü nöronlar, sosyal bağlantı ve dil yoluyla birbirine bağlanıyor. Öğrenme ayrıca genellikle yakın ilişkiler tarafından motive edilir. “Çocuklar öğrenmeye ilgi duyuyor çünkü öğrenmek insanlar için önemli ve değerlidir” diyor.
Bunun aksine, çocuklar kendilerini güvende ve güvende hissetmediklerinde, öğrenme yetenekleri olumsuz etkilenir.
Amigdala, beynin duyguyu düzenleyen bir parçasıdır. Çocuklar kendilerini tehdit altında hissettiklerinde, amigdala “savaş ya da kaç” tepkisi yaratır. Duygular beynin düşünen kısımlarını “kapatarak”, mantıklı düşünceyi geçersiz kılan bir zincirleme reaksiyon gösterir.
Bir çocuğun hayatındaki erken veya uzun vadeli stres, beynin bu bölümünde değişikliklere yol açabilir, bu da çocuğu strese daha duyarlı ve öğrenmeye daha az duyarlı hale getirir. Ancak yakın, sevgi dolu ilişkiler buna karşı koruyabilir.
Deneyim beyni şekillendirir.
Çocuk ve IQ – Wolfe, “Beyin, vücutta kendini deneyim yoluyla şekillendiren tek organdır.” diyor. Artık deneyimlerin aslında beynin yapısını ve fizyolojisini değiştirdiğini ve yeniden organize ettiğini biliyoruz.
Thompson, bir çocuğun zekasını dinamik bir süreç olarak görmek yerine, çoğu zaman beyni basitçe bilgi ile doldurulabilecek bir kap olarak görüyor. Ancak, özellikle küçük çocuklar için çalışma yolu bu değildir.
“Çocuklar, en iyi öğrenmeyi aktif katılım yoluyla gerçekleştirir. Bir çocuk, bahçecilik oyununda bezelyeyi saymaktan, malzemeleri ölçmekten veya bir kuş yuvası inşa etmekten aldığı hazla büyük heyecan duyar.”
Wolfe, gerçek dünyadaki çeşitli öğrenme deneyimlerinin bir çocuğun zekası için en iyi yol olduğu konusunda hem fikir. Markette bile çocuklar yiyecekleri tartarak, etiketleri okuyarak ve diğer uygulamalar yoluyla çok şey öğrenebilirler.
Televizyon ve video oyunlarını ortadan kaldırmak tamamen gerçekçi olmasa da, bunun gibi medyayla çok fazla zaman geçirmenin çocuklara zarar vereceği düşünülmelidir. Bu tür teknoloji ile zaman harcamak, onları gerçek dünyayla zengin ve doğal bir etkileşimden alıkoyuyor ki bu, bir çocuğun beyin gelişimine olumsuz etkisi bakımından çok önemlidir.
Çocuk ve IQ: Süslü Oyuncaklara İhtiyacınız Var mı?
Çocuk ve IQ – UC Davis, Zihin ve Beyin Merkezi’nde psikoloji profesörü ve bebek biliş uzmanı Lisa Oakes, çocukluk zekasının başka bir yönünü inceliyor.
Bir çocuğun IQ’sunu süslü oyuncaklarla artırmak için ebeveynlerin zorlamasına neden olan araştırmada bebeklerin görsel dünyayı nasıl kategorize ettiklerini ve anlamlandırdıklarını inceliyor.
Oakes, “Stimülasyonun beynin gelişimi için iyi olduğunu biliyoruz” diyor. Muhtemelen bebeklerin farklı renklere, dokulara ve deneyimlere ihtiyacı olduğunu biliyorsunuzdur. Ama hepsinin tek bir oyuncakla gelmesi gerekmiyor.
Araştırmalarından, bebeklerin, bir oyuncağın ürettiği fonksiyondan çok, oyuncağın hareketiyle ilgilendiğini öğrendi.
Bu nedenle, bebeklerin öğrenmek için çok sayıda “çan ve ıslık” içeren pahalı cihazlara ihtiyacı yoktur. Ancak belirli bir oyuncak bir ebeveyn için eğlenceliyse, yine de bir faydası olabilir. Bunun nedeni, bebeklerin ebeveynlerinin tepkileriyle bağlantılı olarak öğrenmesidir.
Çaba ve Büyüme Zihniyeti
Çocuk ve IQ – Stanford Üniversitesi’nde psikoloji profesörü ve Mindset: The New Psychology of Success kitabının yazarı Carol Dweck, bir çocuğun zekasını inşa etmenin başka bir anahtarını daha inceledi.
20 yıllık bir araştırma sonucunda, çocukların zihniyetlerindeki farklılıkların, çocukların öğrenme motivasyonunu ve nihayetinde okuldaki performanslarını etkilediğini keşfetti.
Dweck, zekanın sabit olduğuna inanan ortaokul öğrencilerinin, sadece nasıl yapacaklarını zaten bildikleri şeyi yaparak öz imajlarını korumaya çalıştıklarını öğrendi.
“Büyüme zihniyetine” sahip çocuklar, ilk başta başarısız olsalar bile, zorlukların cazibesine kapılıyorlar. Bu çocuklar bir dahaki sefere farklı olarak ne yapacaklarını, bir testte daha yüksek puan almak için nasıl daha çok çalışacaklarını düşünüyorlar. Neyi farklı yapacakları sorulduğunda , gelişime kapalı “sabit zihniyete” sahip çocuklar daha az çalışacaklarını veya hatta hile yapmayı düşüneceklerini söylüyorlar.
Dweck çocuklara beynin bir kas gibi olduğunu öğretmeye başladı; kullanıldıkça güçlenen kaslar gibi; beyin yeni bağlantılar kurar ve bu sizi zamanla daha akıllı hale getirebilir. “Büyüme zihniyetine” sahip olmayı öğrenen bu öğrencileri tekrar test ettiğinde, notları ve çalışma alışkanlıkları sadece iki ay sonra önemli ölçüde iyileşmişti.
Çabayı övün
Çocuk ve IQ – Dweck, ebeveynlerin “zekayı” övmeye ve çocuklarını zorlamaya çok fazla önem verdiklerini gördükten sonra araştırmasına başladı. Belli türden övgülerin aslında geri teptiğini gördü.
Sadece bir çocuğun IQ’sunu veya zekasını övmek, zekanın doğal bir hediye olduğu ve dolayısıyla çocuğun kontrol dışında olduğu mesajını verebilir, diyor.
Bunun yerine, çocuklara başarı için her zaman sıkı çalışmanın gerekli olduğu fikrini vermek daha iyidir.
Övmek istiyorsanız, diyor, çocuğunuzun sürecini, bağlılığını ve işe yarayan stratejilerini yani çabalarını övün. Yalnızca aldığı notlara değil, öğrenmeye odaklanın. Çocuğunuza “100 almışsın, vay be, çok zekisin!” demek yerine, “Derste ne öğrendin de böyle başardın?” diye sormak daha akıllıca değil mi?
Dweck, geçmişteki yüksek performanslarından ötürü cömertçe övülen çocukların, genellikle daha az başarılı olan çocuklardan daha fazla zarar görebileceğini söylüyor.
Burada yanlış anlaşılabilecek bir söz var: Çocuğa “Sen çok akıllısın, sen dehasın!” gibi cümleler söylemek Çocuğun sürekli olarak akademik başarıya odaklanmasına, performans kaybı durumunda çalışma motivasyonunu kaybetmesine neden olabilir. Aman dikkat!
Dweck, tabii ki hepimizin belirli doğal yeteneklerle dünyaya geldiğimizi söylüyor. “Ancak bazılarının daha doğal bir yeteneği olması, diğerlerinin de aynı beceriyi öğrenemeyeceği anlamına gelmez.” diyor ve şunları ekliyor:
“Ebeveynlerin öğrenmeye, ilerlemeye, çabaya ve dayanıklılığa değer vermesi gerekiyor” diyor. “Böylece, çocuklar bu anlayışı benimsedikten sonra, bir ömür boyu başarının tadını çıkaracaklardır.”