Beyinden Anıları Silmek – 2007’de seslendirilen “Sil Baştan” isimli şarkıda şu dörtlük nakarat olarak tekrarlanıyordu:
“Sil baştan başlamak gerek bazen
Hayatı sıfırlamak
Sil baştan sevmek gerek bazen
Her şeyi unutmak…“
Çoğu insanın içinden geçen bu duyguyu bir zaman ses sanatçısı Emel Sayın da o muhteşem sesiyle “Tanrım beni baştan yarat!” diyerek yeni bir kişilik arayışını ifade ediyordu.
İnsanı dertlendiren, üzen veya ağlatan, geçmişinde yaşadığı can yakıcı anılardan toplanan yaşanmışlıkların, yerleştiği hafızada rahatsız edici bir şekilde depolanması ve uyaranlarla birlikte hatırlanmasıydı.
Bunların belki de çoğu geçmiş hayatında istenmeyen yaşanmışlıklardı.
Bu gibi şarkıların verdiği mesajı bir film olarak derli toplu şekilde sunan film ise Türkçeye “Sil Baştan” manşetiyle çevrilen, Oscar ödüllü 2004 yapımı Michel Gondry’ın “Eternal Sunshine of the Spotless Mind” isimli filmidir.
Filmin ve Açıkçası Bu Makalenin Ana Teması Şudur:
“Üzüntüye, umutsuzluğa, depresyona veya kaygıya yol açan, beynimizde depolanmış istenmeyen anıları silebilseydik ne olurdu?”
“Bu bir gün mümkün olabilir mi?”
“Böyle bir terapiyi mümkün kılmak için üzücü anıların nasıl oluşturulduğu, saklandığı ve geri alındığı hakkında yeterince bilgimiz var mı?”
Filmin konusu ise şöyledir:
Film, ayrıldığı sevgilisinden kalan hatırlarını sildiren bir adamın hikayesini anlatıyor. İki yıl boyunca beraber olduğu sevgilisinden oldukça şaşırtıcı bir haber alan Joel Barish, bir teknolojik deneye katılan sevgilisine ilişkilerini tamamen hafızasından silinmeden hatırlatmaya çalışmaktadır. Yani Barish kim olduğunu bile hatırlamamaktadır.
Bu gelişme üzerine küplere binen adam, aynı prosedürü kendi üzerinde de gerçekleştirmek ister. Filmde adamın hafızasındakiler, silinme anında, yaşanılan ilişkiyi gözler önüne serer. Adam da bir kez daha oldukça iyi başlayan ve sonradan tadı kaçan bu ilişkiyi izler. Fakat zaman geçtikçe ve sıra yaşanılan güzel şeylere gelince, silinmesine razı olmaz ve silinme işine müdahale etmek ister. Pişman olmuştur! Film böyle devam etmektedir.
Beyin Silinebilir mi? Kötü Anılardan Temizlenebilir mi?
Beyinden Anıları Silmek – Bilişsel Davranış Terapisi (BDT) (İngilizcesi: Cognitive Behavior Therapy – CBT), anksiyete (kaygı) bozuklukları için yaygın bir tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır.
BDT’nin temel fikri, danışanın kaygısının altında yatan ve korku uyandıran düşünceleri silmek değil, değiştirmektir.
Mesela; bir kişinin köpek korkusu olduğunu hayal edin. Bu kişinin “Bütün köpeklerin tehlikeli olduğuna” inanması muhtemeldir.
BDT sırasında danışan, düşüncelerini veya anılarını bilişsel olarak daha gerçekçi bir şekilde yeniden çerçevelemek için dostluk canlısı köpeklerle tanıştırılır. Köpeklere karşı olumsuz yargısı, bundan sonra şu genel olumlu yargıya dönüşebilir: “Köpekler arkadaş canlısıdır.”
BDT, anksiyete bozuklukları için bilimsel olarak en çok desteklenen tedavilerden biridir. Ancak ne yazık ki, yakın tarihli bir ABD araştırması, (Kaynak-1) hastaların yaklaşık %50’sinde eski korku anılarının BDT veya ilaç tedavisinden dört yıl sonra yeniden ortaya çıktığını, nüksettiğini gösteriyor. Başka bir deyişle, eski korku anıları, altın standart tedavisi veya ilaç tedavisi yoluyla silinemez görünüyor. (Kaynak-2)
Üzücü Hatıraları ‘Silmek’ Neden Zordur?
Beyinden Anıları Silmek – Korku anıları, beynin amigdala adı verilen eski bir bölümünde depolanır. Amigdalanın, sağlıklı bir korku dozuna sahip olmak, hayatta kalma şansımızı azaltabilecek tehlikeli durumlardan bizi koruma görevi vardır.
Tehlikeli bilgilerin kalıcı olarak depolanması şöyle uyarlanabilir. Hayvanat bahçesinde bir aslanla karşılaşmak gibi, bazı tehlikeli anların bazen güvenli olduğunu bilsek de, vahşi doğada bir aslanla karşılaşmak gibi diğer birçok durumdan daha güvenli olmadıklarının farkında oluruz.
BDT sırasında hafızada, köpek örneğinde olduğu gibi, olumlu yaklaşım benimsenir ve “çoğu köpek arkadaş canlısıdır.” yargısı oluşursa, bu bağlamda, beynin rasyonel kısmı olan prefrontal korteks, amigdalayı frenler ve ona eski korkunun yerleştiği hafızasını geri getirmemesini söyler. (Kaynak-3)
Prefrontal korteks, amigdalanın eski hafızayı geri almasını istemiyorsa, onu frenleyebilir.
İnsanların kaygıları birer evhamdan ibarettir ve gerçekçi değildir. Ancak beyin, yeni güvenli depolamanın meydana geldiği yer hariç, herhangi bir bağlamda “tüm köpeklerin tehlikeli olduğu” bilgisini korku hafızasına alır, bu durumda var olan eski korku anıları yenilenebilir.
Bu varsayılan durum, aslında insanın lehine olarak, tehlikeli ortamlarda hayatta kalmasına yardımcı olur. Çünkü korku duygusu insana kendi hayatını korumak için verilmiştir. Bununla birlikte, korkuları gerçekçi olmayan ve aşırı olan endişeli insanlar evham ve diğer septik sendromlarla kendi hayatını kendisine zehir edebilir.
Peki, Silmek Hiç mi Mümkün Değil?
Beyinden Anıları Silmek – Kötü anıları “Silmenin” bazen mümkün olduğunu gösteren birkaç örnek vardır.
Örneğin, evcil olmayan (vahşi) hayvanlarda, yaşamının erken dönemlerinde tekrarlama görülmez. Bunun nedeni, prefrontal korteksten amigdalaya giden engelleyici sinyallerindeki gelişimin geç olgunlaşması olabilir. engelleme olmadığı için, bunun yerine korku anılarının silinmesi gerçekleşir. (Kaynak-4)
Bu durumda, çocukların, olumsuzlukları tekrarlamaya karşı daha dirençli olabileceğinden dolayı, kaygı bozukluğuna erken müdahale etmenin önemli olduğunu göstermektedir.
Yüksek nüksetme (tekrarlama) oranı göz önüne alındığında, tedaviyi sürdürmenin bir anlamı var mı? Var!
Kaygıdan biraz olsun kurtulmak, sonsuz olmasa bile yaşam kalitesini artırır. Bu anlarda, kaygılı kişi partilere katılabilir ve yeni arkadaşlar edinebilir. Aşırı korku nedeniyle aldığı önlemlerle yapamayacakları şeyleri yapabilir. Stresli bir iş görüşmesini başarıyla gerçekleştirebilir.
Korkulardan Kurtulmak Mümkün Değilse Onu Yönetebilirsiniz?
Tekrarlama olasılığını azaltmanın bir yolu, her fırsatta “mantıksız korkuyla yüzleşmek” ve birçok farklı bağlamda “yeni güvenli anılar yaratmaktır”. Bu çerçevede iş değiştirmekten veya ilişkileri bitirmekten kaynaklanan ayrılıkların korkularımızın nüksetmesini tetikleyen bağlamsal faktörleri öngörmek; bunları kaygı kaynağı olarak değil, bir yaşama fırsatı olarak görmek ve lehimize çevirmek mümkündür.
Stratejiler daha sonra sıkıntı veren düşüncelerin ve hatıraların yeniden ortaya çıkmasını yönetmek için kullanılabilir.
Eternal Sunshine’daki (“Sil Baştan” filmi) karakterlerin amacı olumsuz anıları silmek olsa da film bu anıların önemini vurgulaması da önemlidir.
Akılcı bir şekilde işlendiğinde, stresli anılar bizi daha iyi kararlar almaya ve dirençli olmaya motive eder.
Hoş olmayan anılara aşırı sıkıntı yaşamadan bakabilmek, bizi daha bilge yapabilir. Bu bilgelik yaşam yolunda ilerlememizi sağlar. Bu, terapötik çerçevelemede nihai hedeflerden biridir.
O halde, bırakın kötü anıların hafızanızdan silinmesi isteğini; mümkün olduğunca onlardan gelişim yolculuğunda istifade edin. Güzelin güzelliğini artıran, çirkinin çirkinliğidir. Gülün dikensiz olduğu nerede görülmüş?