Beyin ve Kalori – Kalorinin besin maddelerinin enerji değerlerini belirlememizi sağlayan bir ölçü birimi olduğunu biliyoruz. Yani, bir besinden alınan enerji miktarını tanımlamaya, ama aynı zamanda da bedenimizin enerji tüketimini hesaplamaya yarar.
Kalori Hakkında Kısa Bilgi
Dengeli kalori almak kadar, kalori yakmak da bir o kadar önemlidir. Kilo verme peşinde olan herkes hangi beslenmeden ne kadar kalori alacağını hesapladığı gibi, diyet uygulamalarında ne kadar kalori yakması gerektiğini de hesaplar.
Öncelikle, kilo vermek istiyorsanız, kalori alımını azaltmanız gerekir. Daha az yemeli ve daha fazla kalori harcanmalıdır. Bunu sağlamak için daha fazla hareket etmeli, yürüyüş, egzersiz bisikleti kullanmak, eliptik bisikletle egzersizler gibi araçlar kullanmak oldukça etkilidir.
Asıl bir başka kalori yakma yöntemi daha var ki, bu tamamen beyinle ilgilidir. En basit insani davranışlardan olan ve beynimizde gerçekleşen “düşünme” kalori yakmak için iyi bir egzersizdir.
Düşünme eylemi hayatımızın her anında gerçekleşiyor. Ancak “Derin düşünme” gerektiren ve kat kat fazlasıyla kalori yakmaya vesile olan zihinsel düşünme biçimleri vardır. Düşünmeye dayalı tüm oyunlarda beyin inanılmaz kalori yakar.
Dünya Satranç Şampiyonasında Kalori
Beyin ve Kalori – 1984’te Dünya Satranç Şampiyonası, şampiyonluk için yarışan seçkin bir Rus oyuncu olan Anatoly Karpov’un endişe verici şekilde zayıflamış bünyesi nedeniyle aniden iptal edilmiştir. Kaynak
Önceki beş ayda yaptığı düzinelerce maçta, Karpov 10 kilogram kaybetmişti ve onun sağlığı endişe doğurdu ve yarışma organizatörlerini korkuttu.
Karpov, oyunun aşırı fiziksel etkilerini yaşamakta yalnız değildi.
Hiçbir satranç yarışmacısı o zamandan beri bu tür derin kilo kaybı yaşamamıştı. Ancak elit oyuncuların bir günde tahminen 6.000 kaloriye kadar yaktığı bilinmektedir. Kaynak
Yanıtlamamız gereken temel sorular şunlardır:
Bu muazzam enerji alımından ve veriminden beyin sorumlu mudur?
Bu, daha fazla düşünmenin kilo vermenin basit bir yolu olduğu anlamına mı geliyor?
Bu soruyu derinlemesine incelemek için önce satranç takıntılı olmayan normal bir beynin ne kadar enerji kullandığını anlamamız gerekir.
Beden dinlenme halindeyken – nefes alma, sindirme ve kendini sıcak tutma temellerinin yanı sıra herhangi bir faaliyette bulunmadığında, vücudun genel enerjisinin %20 ile %25’ini şaşırtıcı bir şekilde, özellikle de glikoz biçiminde kullandığını biliyoruz.
Bu, beynin ortalama bir kadın veya erkekte sırasıyla günde 350 veya 450 kalori yaktığı anlamına geliyor.
Çocukluk döneminde beyin daha da açgözlüdür.
Duke Üniversitesi’nden antropoloji doçenti Doug Boyer, “Ortalama 5-6 yaşındayken, beyin, vücut enerjisinin %60’ından fazlasını kullanabilir” diyor. Boyer, üniversitesinde primatların kökenleriyle ilişkili anatomik ve fizyolojik değişiklikleri araştırmaktadır.
Bu glikoz yakma alışkanlığı, beyni vücuttaki enerji açısından en masraflı organ yapıyor. Oysa beyin, fiziksel olarak vücut ağırlığının yalnızca %2’sini oluşturuyor.
Aç Beyin!
Bu konuda insanlar benzersiz değiller. Memelilerin beyninde enerji kullanımını araştıran Duke Üniversitesi evrimsel antropoloji yüksek lisans öğrencisi Arianna Harrington ile birlikte Boyer, minik ağaç faresi ve minik cüce ipek maymunu gibi çok küçük memelilerin vücut enerjilerinin en az bir kısmını beyne ayırdıklarını ortaya koyan araştırmalar yaptılar.
Boyer, beynin hafif olmasına rağmen insan beyninin ve ağaç farelerindeki ve ipek maymunlardaki gibi benzer şekilde, glikoza aç beyinlerin harcadığı enerjinin vücudun geri kalanına göre büyük olduğuna inanıyor.
Boyer verdiği bir demeçte, “Vücudunuzun büyüklüğüne göre gerçekten büyük bir beyniniz varsa, o zaman beyin muhtemelen metabolik olarak daha masraflı olacaktır” dedi.
Harrington, “Beynin tükettiği enerjinin çoğunun, nöronların birbirleriyle sinaps adı verilen hücre yapıları üzerinden iletilen kimyasal sinyaller aracılığıyla iletişim kurmasını sağlamaya ayrıldığını” söylemiştir.
“Enerjinin çoğu sinapslerin ateşlenmesinde harcanır. Bu, beyindeki en masraflı süreçlerden biri olduğu düşünülen, membranlar üzerinden çok fazla iyon taşınmasını içerir.” – Arianna Harrington
Beynin Egzersiz Halleri
Beyin hiçbir zaman gerçekten dinlenmiyor. Uyuduğumuzda, vücudumuzun işlevlerini sürdürmek için hücreler arasındaki sinyalleri ateşlemeye devam etmek için yakıta ihtiyaç var.
Dahası, sinapslar yalnız ateşlemeyle görevi değil, aynı zamanda beyne hizmet vermek, beslenmeyi nöronlara yönlendirmek için de var olan hücre filolarıdır.
Ve bu hücrelerin de hayatta kalmak ve işlerini yapmaya devam etmek için vücuttaki glikozdan pay almalarına ihtiyaçları vardır.
Beyni inşa etmeye ayrılan devasa kaynaklar, aynı zamanda, yoğun gelişim dönemlerinde, 5 veya 6 yaşında olduğumuzda, beynimizin neden yetişkin beynimizin ihtiyaç duyduğu enerjinin neredeyse üç katı kadar enerji tükettiğini açıklamaya yardımcı oluyor.
İşiniz Zihinsel mi?
Beyin ve Kalori – Beyin o kadar büyük bir enerji yayan olduğu için, bu organı ne kadar çok kullanırsak, o kadar fazla enerji höpürdeteceği ve o kadar çok kalori yakacağımız anlamına mı geliyor?
Bu sorunun cevabı, teknik olarak, bilişsel zor görevler için cevap “EVET”tir.
“Zor” dediğimiz şeyin zorluk düzeyi, zihinsel bir görev olarak kişiden kişiye değişir.
Ancak, Kanada’daki Ottawa Üniversitesi’nde psikoloji ve sinirbilim profesörü olan Claude Messier‘e göre, genel olarak “beyin önceden öğrenilmiş rutinleri kullanarak kolayca çözemediği veya aşamadığı koşulları sürekli değiştiren işler” yüklendiğini söyledi.
Messier önemli bir bilin insanıdır. Glikoz alımının veya enjeksiyonunun hafızayı geliştirebileceğini keşfetti. Biliş, diyabet ve beyin metabolizması üzerine çalıştı. Bu tür aktiviteler, bir müzik aleti çalmayı öğrenmeyi veya yoğun bir satranç oyunu sırasında yenilikçi hareketler planlamayı içerebilir.
Messier, “Yeni bir şey öğrenmek için antrenman yaptığınızda, beyniniz antrenman tarafından aktive edilen [beyin] bölgelerindeki enerji transferini artırmak için hızla adapte olur” dedi.
Messier, beynin zamanla, belirli bir görevi yerine getirmede daha yetenekli hale geldikçe, artık onu başarmak için çok çalışmak zorunda kalmadığını ve bu görevi yapmanın sonunda daha az enerji gerektireceğini söylüyor.
Beyin, Alışkanlıklar ve Enerji Kullanımı
Alışkanlıklarımızın yeniden kullanımı durumunda ya da bir beceride uzmanlaştığımızda o becerileri uygulamada daha az enerji harcıyoruz; onun için alışkanlıklarımızın veya ustalaştığımız becerilerin esiriyiz.
Yine de, zihinsel olarak zorlu işleri yerine getirmeyi öğrenmenin erken aşamalarında, enerji rezervlerimizi artırmak için kesinlikle şekerli atıştırmalıklara eğilim duyarız. Sadece ruh halinizi iyileştiren bir şekere ihtiyaç duyuyorsanız; “evet”. Ama derin düşüncenizin o şekerli atıştırmalıkları yakacağına inanıyorsanız, o zaman maalesef “hayır”.
Çünkü beynin çok sayıda göreve ayrılmış devasa genel enerji kullanımının arka planında, sadece daha iyi düşünmek için gereken enerji aslında nispeten küçüktür.
Messier, “Olanların çoğu, beynin enerjisini höpürdeten, ‘kafatasının içinde’ diyebileceğimiz şeydir. Beyinde olup biten faaliyetlerin çoğunun farkında değiliz. Ve bu faaliyetlerin çoğu, şarkı söylemeyi veya gitar çalmayı öğrenmek gibi bilinçli faaliyetlerle ilgisiz şeylerdir.” dedi.
Başka bir deyişle, yeni bir görev öğrenmek veya zor bir şey yapmak, aslında beynin çalışmasının en fazla enerji harcayan kısmı değildir .
Aslında, “Yeni şeyler öğrendiğimizde veya yeni aktiviteleri nasıl yapacağımızı öğrendiğimizde, bu ‘yeni’ ‘aktiviteye giren enerji miktarı, beynin geri kalan genel enerji tüketimine kıyasla oldukça küçüktür,” diye ekledi, Messier. Harrington’un açıkladığı gibi, “Beyin, kanı [ve dolayısıyla enerjiyi] o noktaya, aktif olan belirli bölgelere yönlendirebilir.”
Ancak beyindeki genel enerji mevcudiyetinin sabit olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle, zor bilişsel görevleri gerçekleştirdiğimizde beynin yerel bölgelerinde enerji kullanımında önemli artışlar olur. Ancak, genel olarak tüm beynin enerji bütçesi söz konusu olduğunda, bu faaliyetler onu önemli ölçüde değiştirmez.
Stres Baskısı
Beyin ve Kalori – Ancak bu doğruysa, Karpov’un neden satranç yarışmasında rekabet edemeyecek kadar zayıf olduğunu nasıl açıklayabiliriz? Genel fikir birliği, zihinsel yorgunluğa değil, çoğunlukla strese ve azaltılmış gıda tüketimine bağlı olduğudur.
Seçkin satranç oyuncuları, strese neden olan yoğun baskı altındadır. Bu da kalp atış hızının yükselmesine, daha hızlı nefes almaya ve terlemeye neden olabilir. Bu etkiler bir araya geldiğinde zamanla kalori yakar.
Ek olarak, satrançta oyuncular bazen bir seferde 8 saate kadar oturabilirler. Bu da enerji veren normal beslenme düzenlerini bozabilir.
Enerji kaybı, genellikle yüksek stres altında olduklarından ve yemek programlarını bozdukları için sahne sanatçılarının ve müzisyenlerin deneyimleyebileceği bir şeydir.
Messier, “Vücudunuzu harekete geçmek için uzun süre onu çalıştırmaya çaba göstermek çok enerji gerektirir,” diye açıkladı Messier. “Yeteri kadar veya normalde yediğinizin sınırlarında yiyemiyorsanız, o zaman kilo verebilirsiniz.”
Öyleyse, bu yazının temel hükmü şudur:
Ne yazık ki, tek başına “düşünmek” eylemi bizi zayıflatmıyor. Ancak ilham açlığı çekiyorsanız, fazladan bir kare çikolata yemeniz sizi belki daha inovatif düşünmeye yönlendirebilir.
Tavsiye Edilen Makaleler:
Adım Başına Harcanan Kalori – Bir Adım Kaç Kalori? Kaç Adım Kaç Kalori?