Aşk ve Beyin / Aşk Nedir – Beynimiz Nasıl Aşık Olur? Aşk Beynimizde Neler Yapar? Beynimize etki eden sihirli bir şeyler mi, yoksa aşık olmamıza neden olan biyolojik bir şeyler mi var beynimizde? Aşk hakkında neler biliyoruz? Bu yazıda ele alınan konu sadece aşık olunduğu durumlarda beynin nasıl çalıştığına dair bilimsel verilere dikkat edilecektir.
Cupid’in’in okuyla vurulmak, mitolojik dönem Roma’sının en önemli figürlerinden biridir. Kadim Yunan mitolojisindeki karşılığı Eros’tur. Aşk bu; insanın nefesini de bütçesini de kesebilir. Kapitalist dünya eskiden saf ve temiz duyguların ürünü olarak ortaya çıkan bu tür figürleri farklı günleri kutlayarak (Sevgililer günü gibi) yağmalamaya devam ediyor.
Aşk ve Beyin – Aşk ve Nörotransmitterler
Aşk nedir – Bildiğimiz gibi, beyin hücrelerinin diğer beyin hücreleriyle ilişkisini veya iletişimini sağlayan dendirtler vardır. Bu dendirtler, diğer hücrelerin dendirtleriyle iletişim kurduğunda bu iki veya daha fazla sinir uçlarındaki iletişimi bir tür taşıyıcı olan nörotransmiterler sağlamakatdır.
İşte kısacası, aşık olduğumuzda bazı nörotransmiterlerin arttığı ve bazılarının ise düştüğü yolunda. Aşık olduğunuzda artanlar Kortizol seviyesi ve stres hormonudur. Aşık olunca gergin olmanızın nedeni ise oksitosin seviyenizin yükselmesidir.
Dopamin, adrenalin ve norepinefrin içeren bu maddelerin seviyeleri, iki kişi aşık olduğunda artar. Dopamin, öfori hissi yaratırken, adrenalin ve norepinefrin, kalbin pıtırtısından, huzursuzluktan ve genel kaygıdan sorumludur.
MRG taramaları, sevginin beynin zevk merkezini aydınlattığını gösterir. Beynin zevk bölgesinin kulaklarımızın hemen üstünde yer alan Nucleus Accumbens olduğunu biliyoruz. Sevdiğiniz kişinin kulağına fısıldadığınız “Seni seviyorum!” cümlesi kulağın komşusu olan bu zevk bölgesine hızla gidecek ve karşılık bulacaktır. Aşık olduğumuzda, beynin obsesif-kompulsif davranışlarda olduğu aynı kısmı olan bu alanda kan akımı artar.
Loyola Cinsel Sağlık Kliniği’nin eş direktörü ve SSOM Obstetrik ve Jinekoloji Anabilim Dalı doçenti Mary Lynn, “Aşk, obsesif-kompulsif bozuklukları olan kişilerde yaygın olan serotonin seviyelerini düşürüyor” diyor. Bu durum, aşk ilişkisinin erken aşamalarında, neden sevdiğimizden başka kimseyi gözümüzün görmediğini ve sadece aşkımıza odaklanabildiğimizi açıklamaktadır.
Aşk ve Beyin – Aşkın Gözü Kördür!
Aşk nedir – Bu söz çok doğrudur. Her zaman da geçerli bir kavramdır; çünkü sevdiğinizi idealize etme ve ilişkinin ilk aşamalarında sadece görmek istediklerimizi görme eğiliminde oluruz. Aşık olmayanların böyle bir odaklanmada derdi yoktur.
Aşkın Üç Evresi: Şehvet, Çekicilik Ve Bağlanma
Şehvet, arzu duyduğumuz hormon odaklı bir aşamadır. Beynin zevk merkezine giden kan akışı, çekim aşamasında, sevdiğimizde ezici bir his gerçekleştirir. Bu davranış bağlanma aşamasında, vücut zevk uyarıcılarına tolerans geliştirdiğinde kaybolur. Endorfinler ve hormonlar vasopressin ve oksitosin de bu noktada vücudu silerken, kalıcı bir ilişki için elverişli bir genel refah ve güvenlik duygusu oluşturur.
Bir kadının testosteron düzeyi, onun daha agresif ve aktif olmasına neden olur ki, regl dönemlerinde bu açıkça görülür. Oysa testosteron seviyesi düştüğünde ise erkek daha pasif olur. Ve her ikisinde de, serotonin seviyesinin düşmesi eşlerin daha huzursuz olmalarına yol açmaktadır. Aile içi kavgaların çoğu serotonin düzeyinin düştüğü zamanlarda ortaya çıktığı görülmüştür.
Aşk halinde, bazı nörotransmitterler yükselirken, bazılarının düşmesi bir biyokimyasal reaksiyon açısından uygun mudur? Biyokimyacılara göre bu uygun bir yorumdur. Hatta eskiden köyün en okumuş yazmış babaanneleri bilimsel olmasa da kuşaklar arası aktarılan bilgiye dayanarak sıkça şunu söylerlerdi: “Siz, gençler, aşk hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.” Onlara “Neden?” diye sorarsanız, gençlerin aşk ile cinselliği karıştırdıklarından söz ederlerdi.
Aşk ve Beyin – Aşk Nedir?
Sahi aşk nedir? Babaannelere göre aşk, “Sevdiğini düşünmekten dolayı uykularının kaçması halidir!”
Anadolu kadınına göre, bu iş bu kadar basit anlatılır. Arkasında herhangi bir ilmi dayanak olmasa da bunun bir bilgi olduğu kesin.
Peki hayvanlar aşık olur mu? Hangi hayvanlar aşık olur? Yoksa hayvanların yaptığı sadece cinsellik midir?
Kır sıçanları üzerinde yapılan bir deneyde bazı hayvanların ömür boyu aynı ve tek eşli olduklarını, yaşam boyu onunla eşleştiğini buldular. Böylece, bu hayvanlarda neler olduğunu görmek için nörotransmiterlerine baktılar. Keşfettikleri şey, dopamindi. Dopaminin artması oksitosinin artması anlamına geliyordu. Dopamin heyecanda ve aşkta artıyor; çünkü o durumda büyük aşk ödülü kazanacaktır.
Hayvan eğer dopamini bloke ederse sevgi hissini kaybediyor, dopamin serbest kaldığında aktifleşiyordu. Yani her şeyin başı dopamindi; tabi dengeli dopamin. Peki, dopamin, insanın romantik aşkında yükselir mi? Bazı araştırmalar, candy crush veya kumar oynamak, çikolata yemek gibi en basit davranışların, aşktan daha çok dopamin artırdığını söylüyorlar.
Dopaminin bloke edilmesi aşkın düzeyini de düşürmektedir. Uzmanlar dopaminden sonra oksitosin’in etkisini gördüler. Oksitosin anne ve çocuğu arasındaki bağın oluşmasında en önemli bir maddeydi. Peki oksitosin kadın erkek ilişkisinde nasıl etki yapıyordu?
Aşk ve Beyin – Kadın Aşık Olursa
Uzmanlar, bir kadın, ilgilendiği bir erkek bulduğunda, oksitosininin % 51 oranında arttığını buldular ve sonra onu engellerlerse, o sevgi dolu his kaybolmakta. Oksitosin ortadan yok olmakta. Aşk bitmektedir. Erkeklerde de testosteron, oksitosinsiz olamaz. Çünkü testosteron, oksitosinin etkilerini engellmektedir.
Mutlu olduğunuz sürece, dopamin yükseliyor. Oksitosin de artıyor; Buna kucaklama hormonu veya güven hormonu deniyor. Öpüşürken, sarılmada, iyi vakit geçirirken oksitosin artar. Ve bir hanım eşiyle birlikte olduğunda ona güvenir ve oksitosini artar. Oksitosin yavaşça bu şekilde birikir. Yani, kadınlar için gerçek aşk evlilikle başlar. Burası akılda tutulmalıdır.
Aşk ve Beyin – Erkek Aşık Olursa?
Yine dopamine bakalım. Eşiyle birlikte olan bir erkekte mutlu anlarında dopamin yükseliyor. Burada erkeklerde görülen kadınlarda görülmeyen bir madde daha var; vazopressin. Vazopressin hormonu erkeklerde bulunur ve bu sadakat hormonudur. Bu hormon yüksek olduğunda memelilerin tek eşli olmaya daha yatkın oldukları gözlemlenmiştir. Peki bu hormon nasıl yükseliyor?
Bir erkek uyarıldığında vazopressini yükselir. Ama sonuç durumda, kadındaki oksitosin yükselmesinin aksine, erkekte vazopressin düşer. Cinsel temas sonrası kadının erkeğe olan bağlılığı ve aşkı yükselirken, erkeğin aşkında ve bağlılığında düşüş olur. Nedeni Vazopressin hormonunun azalmasıdır. Tabi bu durumlar geçicidir. Tedbir olarak, aile içinde, karı-koca ilişkilerinde hem kadında oksitosini hem erkekte vazopressin hormonunu yükseletecek ortamlar oluşturulmalıdır.
Florida Eyalet Üniversitesinin yaptığı araştırmaya göre, önemli olanın sadece nörotransmitterler olmadığıdır. Bunun yanında, nörotransmitterleri birbirine aktaran reseptörlere sahip olmalısınız. Peki reseptörleri nasıl alacağız ve nereden bulacağız? Unutmayalım; Nörotransmitterlerin varlığı bu açıdan en önemlisidir.
Nörotransmitterler vücudunuza reseptörleri inşa etmelerini söyler. Bu yüzden alıcıları inşa etmek, daha sonra onları doldurmak için nörotransmitterleri yeterince yüksek tutmalısınız.
Bir adam, aşık olduğunu ve sevdiğine bunu taahhüt ettiğinde gerçekten aşıktır. Bunula ilgili ABD Hava Kuvvetleri’nde bir çalışma yapılmıştır.
Hava Kuvvetlerinde, on yıldan fazla bir süre boyunca 2.000’den fazla asker çeşitli testler yoluyla izlenmiş. Yaptıkları testlerden biri testosteron içindi.
Buldukları şey, bir erkek bekar olduğunda, testosteronu nispeten yüksektir, ancak evlendikten sonra düşer.
Testosteron oksitosinin etkilerini bloke eder. Oksitosin bir bağlanma hormonudur, bu yüzden evlilik sonrası erkeklerde bağlanma hormonu etkisini göstermektedir.”
Harvard Üniversitesi’nde de yapılmış bir çalışma var. Denek olarak evli erkekleri, bekar erkekleri ve sorumluluk hisseden erkekleri seçtiler.
Testosteronlarını test ettiler. Keşfettikleri yukarıda söz ettiğimiz gibi, bekar erkeklerin testosteron seviyesi yüksek, evli erkeklerin testosteron seviyesi düşüktü.
Sonuç: Seviyorsanız Aşkınız Sonsuz Olsun!
Kadınlar, aşk sürecinde, erkeklerden daha fazla risk almaktadırlar. Çünkü kadınlar gerçek aşkı, sevdiği erkekle birlikte olduğunda, yani oksitosin oranının yükselmesi anında yakalama eğilimindedirler. Bu durum ne kadının kendi psikolojisi, ne de dışsal nedenlerle engellenmelidir. Çünkü ne zaman oksitosin ortadan kaybolur, aşk biter.
Erkekler –tersine- sorumluluk hissettiklerinde aşık olmaktadırlar. Bu nedenle, kadınlar, erkeklerde cinsel bağlılığa önem verirken, peşinden tercihleri sorumluluk alma düzeyi yüksek erkeklere aşık olma eğiliminde olduklarıdır.
Özetle; bilerek evlenin, mutlu olun!
Kaynaklar
https://www.sciencedaily.com/releases/2014/02/140206155244.htm
https://www.businessinsider.com/falling-in-love-changes-your-body-and-brain-2018-7#being-in-love-can-lower-your-blood-pressure-1
https://www.youtube.com/watch?v=eyq2Wo4eUD
http://sitn.hms.harvard.edu/flash/2017/love-actually-science-behind-lust-attraction-companionshi