MotivasyonPsikoloji

Motivasyon – Ödül ve Ceza – Sigara Paketleri Sigara İçmeyi Bıraktırabilir Mi?

Motivasyon – Ödül ve Ceza – Sigara Paketleri Sigara İçmeyi Bıraktırabilir mi? Motivasyon, insanın kendine, yaşamı algılayışına ve tüm davranışlarına sağladığı enerji ve güçtür. TEDx konuşmacısı Tali Sharot, kendimizi daha iyi hale getirmek için davranışlarımızı ve bizi etkileyen diğer insanların davranışlarını olumlu yönde değiştirebilmemiz için çeşitli şekillerde yol gösteriyor.

İnsanlarla Neden Etkileşim İçinde Oluruz?

Kapalı toplumlarda insanları korkutursak, onların davranışlarını etkileyebileceğimize ve değiştirebileceğimize inanıyoruz. Bu doğru mu? İnsan türü mümkün olan her yerde kendisine yarar sağlayacak olumluyu arar. Ama hayatın gerçekleri içinde gelecekteki olumsuz davranışları görmeyi ve onlarla yüzleşmeyi de kabul etmeliyiz. Çünkü hayat tozpembe yaşanmıyor.

İnsan hemcinsiyle iletişim halindedir; etkilenir-etkiler. Bazen, diğer insanların yaptıklarının bir parçası olmayı seviyoruz. Bu kötü bir durum değildir. İnsanları doğru eylemlere itelemek veya onları etkilemek için iletişim becerilerimizi olumsuz davranışları değiştirme yönünde kullanmak durumundayız.

Eğer insanlar motivasyonla ödüllendirilirse yapamayacakları bir şeyi yapma olasılıkları daha yüksektir. Çünkü ödül bir motivasyon aracıdır. Bu, geleceğin olumlu eylemlerini, karşılığında bir şeyler almakla ilişkilendirdikleri için daha iyi alışkanlıklar geliştirmeye yardımcı olabilir. Son olarak, başkalarının onları doğru yolda tutmaları için ilerlemelerini vurgulayabiliriz. Unutmayınız, insanlar ileriye doğru gitmeyi severler.  Hayatımızın kontrolünü daha fazla hissedebilir ve kendimizi doğru şekilde motive edebiliriz.

nöroplastisite, hızlı öğrenme ve hafıza teknikleri

Davranış Değiştirme Nedir?

Davranış değiştirme, bireyin mevcut davranışlarını bilinçli olarak değiştirme sürecidir. Bu, olumlu davranışları artırmayı veya olumsuz olanları azaltmayı amaçlayan bir süreçtir. Psikoloji, eğitim, sağlık, kişisel gelişim ve iş hayatı gibi birçok alanda kullanılır.

Bilişsel Sinir Bilimci Tali Sharot da bu konu üzerinde duruyor. How to motivate yourself to change your behavior” başlıklı konuşmasında, hepimizin kendimiz hakkında değiştirmek istediğimiz bazı davranışlarımız olduğunu ve kesinlikle başkalarının davranışlarını da olumlu yönde değiştirmelerine yardımcı olmak istediğimizi vurgulamaktadır. Bu nedenle bazı davranışları değiştirmek için insanların, öncelikle neyi değiştirmesi gerektiğini ve nereden başlaması gerektiğini vurgulamaktadır.

Davranış Değiştirmede Uyarı, Tehdit veya Korkutmak Doğru Bir Yöntem midir?

Motivasyon – Diyelim ki kendinizi atıştırmalık yemekten alıkoymaya çalışıyorsunuz. Yani sıklıkla veya sürekli abur cubur yiyorsunuz. Bundan memnun da değilsiniz; şikayetçisiniz. Peki, kendinize ne söylüyorsunuz? Pek çok insan, şöyle bir iç konuşması yapıyordur: “Dikkat et, kilo alacaksın. (ya da ) kilo veremezsin ve işte böyle olursun! (Ya da ) Şişmanlıyorsun!”

Bir başka örnek: Klasik aile davranışlarından biri, sigara içen çocuğa sigaranın zararlarından hatta ölümcül olduğundan söz ederiz.

Yapmaya çalıştığımız şey, davranışlarımızı değiştirmek için tamamen kendimizi ve başkalarını korkutmaya çalışıyoruz. Bu durumda olan sadece biz değiliz. “Uyarılar ve tehdit” silahı sağlık kampanyalarında, politikada, sokakta, iletişimlerimizde her yerde karşımıza çıkmaktadır. Buna “Korkutma stratejisi” deniliyor.

Hepimiz bu köklü inancı paylaşıyoruz, eğer insanları tehdit ederseniz, korku verirseniz, bu davranış onları olumlu yönde etkileyip harekete geçirecek, şeklinde düşünüyorsunuz. Pozitif psikolojinin, uyarıların davranış üzerinde çok sınırlı (!) etkisi olduğunu göstermesi dışında, makul hiç bir tehdit etki edemez. Hatta ters tepebilir.

omega ve süper öğrenme

Sigara Paketleri Sigara İçmeyi Engelliyor mu?

Motivasyon – Sharot’a göre, sigara paketleri üzerindeki can yakıcı görseller, sigara içenleri sigara içmekten caydıramıyor. Yapılan bir çalışmaya göre, bu görüntülere, yani sigara paketleri üzerindeki uyarı şekillerine baktıktan sonra, sigara içenlerde sigarayı bırakmak öncelikler arasında yer almıyordu.

Sharot şöyle diyor: “Uyarıların ve tehditlerin asla işe yaramayacağını söylemiyorum ama söylediklerimin ortalama olarak çok sınırlı bir etkiye sahip oldukları görünüyor.”

Uyarıların Etkisine Karşı Neden Dayanıklıyız?

Motivasyon – Hayvanlar hakkında düşünürseniz, bir hayvanda korku yarattığınızda, göreceğiniz en yaygın tepki saldırmak için anlık duruş veya kaçıştır. Hayvan hemen kavgaya girmeyebilir; önce sizi anlamaya çalışır. Sizi gözüne kestirirse saldırabilir. Değilse kaçar sizden. Tipik pons (ilkel beyin) davranışıdır bu. “Ya saldır, ya kaç!”

İnsanlar da aynıdır. İlkel beynimiz (pons) saldır-kaç ikileminden birini yapacaktır. Yani bir şey bizi korkutursa, kapanma eğilimindeyiz ve olumsuz duyguları ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Bu yüzden rasyonelleştirmeler kullanırız.

Örneğin, rasyonelleştirme babından kendinize şöyle diyebilirsiniz: “Büyükbabam sigara içti. 90 yaşına kadar yaşadı. Bu yüzden gerçekten iyi genlerim var ve kesinlikle endişelenecek bir durum yok. ”

Bu süreç aslında daha önce yaptığınızdan daha esnek hissetmenize neden olabilir, bu yüzden uyarıların bazen bir bumerang etkisi vardır.

Araştırmadan elde edilen sonuç şudur: İnsanlar, inandıkları şeyleri daha çok arzu edilen bir görüşe doğru değiştirme eğilimindedirler. Başka bir deyişle, insanlar olumlu bilgileri dinliyorlar.

Araştırmaya katılanlar 10 ila 80 yaş arasında değişiyordu. İlginç bir şekilde, tüm yaş gruplarındaki katılımcılar, daha çok olumlu bilgileri benimsiyordu. İyi haberlerden öğrenme yeteneği yaşam boyu sabit kalırken, çocuklar ve yaşlılar olumsuz haberlere karşı daha duyarlıydı ve bu tür bilgileri daha fazla özümsüyorlardı. Ancak, bu gruplar genellikle korku temelli uyarılara karşı dirençliydi. Bu da, özellikle çocukların, gençlerin ve yaşlıların, tehdit içeren mesajlar yoluyla öğrenmelerinin beklenenden daha düşük olabileceğini gösteriyor.

beyin - konsantrasyon ve odaklanma - anlayarak okuma - takistoskop - mho

Ödül Beynimizin Dostu mu?

Motivasyon – El yıkama alışkanlığını ele alın. Hepimiz el yıkamanın, hastalığın yayılmasını önlemede etkili bir yol olduğunu biliyoruz ve bu özellikle hastanelerde çok çok önemlidir.

Bu nedenle, Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırmada bir hastanede, tıbbi personelin hasta odasına girmeden önce ve sonra ellerini ne sıklıkta temizlediklerini görmek için bir kamera kurulmuştu.

Sağlık personeli kameranın kurulduğunu ve çekimde olduğunu biliyordu. Bununla birlikte, her on kişiden sadece biri hastanın odasına girmeden önce ve sonra ellerini yıkadı. Ancak, araştırmaya bir ek yapıldı. Sağlık çalışanlarına ne kadar iyi yaptıklarını söyleyen elektronik bir makine, ellerini yıkayanları anında tebrik ederek motive etti.  Ellerini her yıkadıklarında, yıkama mahalline yerleştirilen ekranda aldıkları puanlar yükseldi. Tebrik etme davranışıyla verilmiş manevi bir ödüldü bu.

Sonuç ne? Buuum. Yani uyum % 90’a yükseldi. Bu kesinlikle şaşırtıcıydı. Araştırma personeli de şaşırdı ve hastanenin başka bölümlerinde de uygulandı. Sonuç yine aynıydı.

Peki, Bu Müdahale Neden Bu Kadar İyi Çalıştı? 

İyi çalıştı; çünkü beynimiz gelecekte de olabilecek kötü şeyler hakkında uyarılar almak yerine, hastalık gibi, aklımızı ve davranışımızı gerçekten yönlendirdiğimizi bildiğimiz üç prensibi kullanıyor.

beyin temelli eğitimler ve süper öğrenme - bte

Birinci Prensip: Sosyal Teşviklere Uyum Sağlayın 

Hastane çalışmasında, sağlık personeli başkalarının ne yaptığını görebiliyordu. Vardiya oranlarını, haftalık oranları görebiliyordu. Biz sosyal insanlarız,; başkalarının ne yaptığını gerçekten önemsiyoruz. Güzel olanların aynısını yapmak  hatta daha iyisini yapmak istiyoruz.

Micah Edelson isimli doktora öğrencisinin liderliğinde yapılan bir çalışmada başkalarının görüşlerini duyduğumuzda beynimizin duygusal merkezinde (Hipokampus) bir işaret olduğunu gösteren bir görüntü bulunmuştu. Bu sinyal, sonraki uyma ihtimalini, davranışı değiştirme olasılığını artırdığının bir göstergesiydi.

“İngiltere’deki on kişiden dokuzu vergilerini zamanında öder”

Başka bir araştırmada, İngiliz hükümeti bu prensibi insanların zamanında vergi ödemesini sağlamak amacıyla kullanmıştı. Zamanında vergi ödemeyi unutan insanlara gönderdikleri mektupta, vergi ödemenin ne kadar önemli olduğunu vurguluyorlardı ancak bunun bir faydası olmadı. Sonra bu mektuptaki ifadeye bir cümle eklediler. Bu cümle şöyleydi: “İngiltere’deki on kişiden dokuzu vergilerini zamanında öder” yazılıydı.

Bu cümlenin grup içindeki uyumu %15 arttırdığı ve İngiliz hükümetine 56 milyar lira getirdiği düşünülüyor. Bu yüzden başkalarının ne yaptığını vurgulamak gerçekten güçlü bir teşviktir.

İkinci Prensip: Anında Ödüllendir. 

Hastane deneyinde, çalışanlar ellerini her yıkadıklarında, ekrandaki sayıların arttığını görebiliyorlardı ve bu durumla kendilerini iyi hissediyorlardı.

Bunu önceden bilmek, onların, aksi takdirde yapmak istemedikleri bir şeyi yapmalarını sağladı. Bu işe yarıyor, çünkü acil olan, şimdi alabileceğimiz ödüllere, gelecekte kazanabileceğimiz ödüllerden daha çok değer veriyoruz.

İnsanlar geleceği umursamamaya meyillidir; yani günü kurtarmaya daha çok öncelik veriyorlar. Fakat gerçekte bu tamamen yanlıştır. Hepimiz geleceğimizi önemsiyoruz, değil mi? Gelecekte mutlu ve sağlıklı olmak istiyoruz, başarılı olmak istiyoruz ama gelecek çok uzak.

Sözgelimi, şimdi kötü davranacaksın, gelecekte iyi olacaksın; belki de tamamen ölmüş olacaksın. Yani, gelecekte belirsiz olan bir şey yerine, somut olan şimdiye sahip olmayı tercih edersiniz.

Eğer düşünürseniz, tamamen mantıksız olmaz, değil mi? Gelecekte emin olmayan bir şey yerine şimdi emin olan bir şeyi tercih ediyorsunuz.

Ama insanları gelecekte kendileri için iyi olacak olan eylemlerde bulundukları için ödüllendirirseniz ne olacak? 

Araştırmalar insanlara acil ödüller vermenin sigarayı bırakma olasılığını artırdığını, egzersize başlama olasılığını arttırdığını ve bu etkinin en az altı ay sürdüğünü göstermektedir. Çünkü sigara içmek bir ödülle ilişkilendirilmez ama egzersiz bir ödülle ilişkilendirilir. Bir alışkanlık haline gelir, bir yaşam tarzı olur.

Böylece, kendimizi ve başkalarını şimdiden gelecekte bizim için iyi olan şekillerde davrandıkları için ödüllendirebiliriz; bu da zamansal boşluğu kapatmamızın bir yoludur.

süper öğrenme - süper konsantrasyon - anlama - süper okuma

Üçüncü Prensip: İlerlemeyi izleyin 

Hastanedeki ödül sistemiyle ellerini düzenli yıkama alışkanlığı kazanma durumu karşısında, elektronik kurul tıbbi personelin dikkatini performanslarını iyileştirmeye odaklamıştır.

Peki, bu ne anlama geliyor?

Sigara bıraktırmak istediğiniz kişiye şunu söylemek isteyebilirsiniz: “Sigarayı bırakırsanız, sporda daha iyi olursunuz.” Yani bir sonraki fayda nedir, sorusunun cevabı olan ilerlemeyi vurgulamaktır, düşüşü değil.

Tali Sharot konuşmasında enteresan bir uygulamaya da yer veriyor. Fıkra gibi…

“Birkaç hafta önce eve gittim ve elektrik faturasını buzdolabımda buldum. Çok şaşırdım çünkü buzdolabımda fatura ne arar? Kocamın neden bunu buzdolabımıza koymaya karar verdiğini merak ettim.

Faturaya bakıldığında, bu faturayla yapmaya çalıştığı şeyin elektrik kullanımımla daha verimli olmamı sağlamam gerektiği mesajıydı. Peki nasıl yapıyordu kocam bunu? Sosyal teşvikler, acil ödüller ve ilerleme takibiyle…

Okumaya devam edin…

Sosyal Teşviklerin Etkisi

Fatura üzerindeki rakamlar farklı renklerdeydi. Gri renkli olanlar mahallemdeki insanların ortalama enerji kullanımındaki enerji kullanımıydı.  Mavi renkte olan tutar benim enerji kullanımım ve yeşil renk ise en verimli komşulara ait olan tutarlardı.

Bu duruma baktığımda tepkim aynen şuydu: “Benim elektrik tutarım ortalamanın biraz üzerinde; demek bunlardan yani gri renklilerden daha iyiyim.” Küçük bir parça, ama yine de ve kocam aynı tepkiyi verdi; “yeşil renktekilere ne diyorsun? Yeşil çubuktakilere ulaşmaya ne dersin?” Sonra gülmeye başladım.

Çünkü bu kısmı, yeşiller arasında yer alma düşüncem ve bana kurdurulan hayal benim acil ödülümdü; beynim bana “İyi yapıyorsun” diyordu ve bunu buzdolabına koymak istedi. Benim gülmem peşin para almışım gibi daha da arttı.

Bu yüzden, ilerlemeyi izleme fırsatı bulmuş oldum. Yıl boyunca yaptığım ilerlemeyi, enerji kullanmamın yıl boyunca nasıl değiştiğini izlemeye başladım.

En müthiş sonuç ise, bana bir kontrol hissi verdi. Bu yüzden, bana elektrik kullanımımı kontrol ettiğimi hissettirdi.

motivasyon - kendi kendine motivasyon - ingilizce

Sonuç: Beyin Değişimler Konusunda Size Hizmetkârdır.

Motivasyon – Davranış değişikliği için korku ve ceza yerine, pozitif motivasyon stratejileri daha etkilidir. İnsanlar sosyal teşviklerden, anında ödüllerden ve ilerlemelerini gözlemlemekten daha fazla etkilenirler. Bu yüzden, birini bir konuda harekete geçirmek istiyorsak, ona olumsuz sonuçları hatırlatmak yerine, nasıl başarılı olabileceğini ve olumlu kazanımlar elde edebileceğini göstermeliyiz.

Başka bir deyişle, insanlar tehditlerle değil, umut, ödül ve toplumsal normlarla motive olurlar. Eğer kalıcı bir değişim yaratmak istiyorsak, korku yerine ilerlemeye odaklanmalıyız.

Anzan Nöro Aritmetik

Okuma Önerisi

İçsel Motivasyon – Kendi Kendinize Nasıl Motive Olursunuz?

Başa dön tuşu