BaşarıÇocuk ve ZekaKariyer PlanlamaÖğrenme ve Eğitim

Bilim İnsanı Kimdir – Bilim İnsanı Olacak Çocuğu Anlamanın 5 İpucu

Bilim İnsanı Kimdir – Bilim İnsanı Olacak Çocuğu Anlamanın 5 İpucu – Bir bireyin bilim insanı olmasını sağlayan en temel etken nedir? Bilim insanı yetiştirmek için hangi koşullara dikkat etmek gerekir? Çoğumuzun aklına ilk olarak “eğitim sistemi” cevabı gelecektir. Eğitim, şüphesiz ki tartışılmaz bir öneme sahiptir. Ancak, bilim insanlarının yetişmesini sağlayan tek faktör eğitim değildir. Bu süreci şekillendiren birçok unsur bulunmaktadır. Bana göre, sosyolojik, ekonomik ve psikolojik faktörler de en az eğitim kadar belirleyici bir role sahiptir.

Aslında bir ülkedeki insan kaynaklarını yönetme görevi devlet politikalarına ait gibi görünse de, dijital çağda etkileşim sınırları ortadan kalkmış ve bu süreç çok daha karmaşık bir hale gelmiştir. İnsanlar hangi konuları tartışıyor? Geleceğe dair hangi meseleler gündemde? Bana göre, insan kaynaklarını şekillendiren en önemli unsurlardan biri toplumsal uğraş alanları ve güncel toplumsal meselelerdir. Başka bir deyişle, bireylerin yönelimleri büyük ölçüde popüler akımların etkisiyle şekillenmektedir.

nöroplastisite, çocuk, zeka ve hafıza

Ailede Konuşulan Konuları Söyle, Sana Çocuklarının Geleceğini Söyleyeyim!

Bir evde konuşulan konuların çocuklar üzerinde etkisi olmaz mı? Elbette olur. Araştırmalar, anne ve babanın ilgi alanlarının evde sıkça konuşulup uygulandığı ortamlarda çocukların bu etkileşimden güçlü bir şekilde etkilendiğini ortaya koymuştur. Özellikle sanat alanında ün kazanmış kişilerin çocukluklarında, ailelerinde sanatla ilgilenen bireylerin bulunması tesadüf değildir. Günümüzde, eğer evlerde bilim konuşulsa, birçok çocuğun bilim alanında başarılı olabileceğine inanıyorum. O hâlde şu cümleyi rahatlıkla söyleyebiliriz: “Evde ne konuşulduğunu söyle, sana çocuklarının geleceğini söyleyeyim!”

Çocuklarının kariyer yollarını açık tutmak için büyük fedakârlıklar yapan ailelere minnettarız. Geleceklerini şekillendirmek adına hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan ebeveynleri takdir ediyorum. Çünkü bilim insanı yetiştirmek yalnızca okulun değil, aynı zamanda ailenin ve toplumun da sorumluluğudur. Hatta, bu süreçte en büyük rol ilk olarak aileye aittir. Okul öncesi dönemde, yani hayatın ilk beş yılında, çocuğun temel yapısını inşa eden en önemli unsur ailesidir.

Bilim, birçok farklı disiplini içinde barındırdığı için, bilim insanı olmaya aday çocuklar için de pek çok kariyer yolu mevcuttur. Ancak burada önemli bir nokta var: Çocukların bilim insanı olmaya yatkın hangi yeteneklere sahip olduğunu anlamak gerekir. Çünkü bazen çocukların ilgi alanları ile gerçek yetenekleri örtüşmeyebilir.

Örneğin, bir çocuk hayvanları çok seviyorsa, bu sevgisini akademik bir bilgiye dönüştürerek hayvan davranışlarını inceleyen bir zoolog veya veteriner olabilir. Ancak, eğer bu ilgi sadece duygusal bir bağdan ibaretse, onu mutlu edecek şey belki de sadece evde bir hayvan sahiplenmek olacaktır. Bu yüzden, çocukların eğilimlerini doğru analiz etmek ve onlara en uygun yolu göstermek büyük önem taşır.

nöroplastisite - beyin gelişimi için kritik dönem

Bilim İnsanı Olacak Çocukta Neler Gözlemlenmelidir? 

Bilim insanı olma potansiyeli taşıyan çocuklar, küçük yaşlardan itibaren belirti gösterir. Bazı ipuçları, onların gelecekte bu alanda başarılı olup olamayacaklarına dair önemli veriler sunabilir. Çocuk gelişimi, büyük bir ciddiyetle ele alınması gereken bir konudur ve özellikle anaokulu çağına kadar geçen ilk beş yıl, çocuğun zihinsel ve duygusal temellerinin atıldığı kritik bir dönemdir. Bu süreçte aileler, çocuklarının gelişimine dair düzenli kayıtlar tutmalıdır. Yaşına göre sergilediği davranışlar, sorduğu sorular ve ilgi alanları not edilerek, zaman içinde hangi konulara eğilim gösterdiği daha iyi analiz edilebilir.

Bilimde başarılı olan çocukların ailelerinin, bu başarı üzerindeki etkilerine dair oldukça değerli bir makaleyi şu bağlantıdan okuyabilirsiniz:

Bilimde Başarılı Çocukların Ebeveynlerinin Ortak Özellikleri

Çocukların bilim insanı olma potansiyeline sahip olup olmadığını anlamak için aşağıdaki ipuçları yol gösterici olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki her çocuk özeldir; burada belirtilenlerden çok daha fazlasını kendi çocuğunuzda gözlemleyebilir ve onun güçlü yönlerini keşfetme fırsatı bulabilirsiniz.

Çocukların zeka gelişimi - çocukların iq gelişimi

Bir – Çocuğunuz Meraklı mı? 

Bilim insanı olma potansiyeli taşıyan çocuklar, merak ettikleri konularla kendilerini belli ederler. Tarihteki bilim insanları, dünyayı ve içindeki olayları anlama isteğiyle bu yolu seçmişlerdir. Onları harekete geçiren temel unsur, gördüklerinin ardındaki nedenleri keşfetme arzusu olmuştur. Bu merak, yıllar süren araştırmalara rağmen azalmamış ve bugünkü bilimsel gelişmelerin temelini oluşturmuştur.

Günümüzde de merak duygusunun canlı tutulması gerekmektedir. Ancak bu sayede bilim ilerlemeye devam edebilir. Merak, var olan bilgileri sorgulamak, yeni fikirlere açık olmak ve öğrenme sürecini derinleştirmek için vazgeçilmez bir yetidir. Sorgulamaya dayalı öğrenmenin temel taşıdır.

Atalarımızın “Merak ilmin hocasıdır.” sözünü hatırlayarak, meraklı çocukların düşünme becerilerini bastırmadan desteklemek, onların gelişimine katkı sağlamak gerekir.

Peki, bir çocuğun meraklı olup olmadığını nasıl anlayabilirsiniz?

Cevap basit: Eğer çok soru soruyorsa. Ancak burada önemli bir ayrım yapmak gerekir. 3-4 yaş çocukları doğal olarak her şeyi sorgular, bu dönem onların küçük birer filozof gibi davrandıkları evredir. Fakat esas dikkat edilmesi gereken, anlamlı sorular sormaya başlamalarıdır. Sebep-sonuç ilişkisi kuran, analitik düşünme becerilerinin ürünü olan sorular, çocuğun bilimsel meraka sahip olup olmadığını gösteren en güçlü işaretlerdendir.

Meraka dayalı analitik düşünme becerilerinin gelişimini görmek ve eleştirel düşünme uygulamalarına dair daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki bağlantılardaki yazıları okuyabilirsiniz:

meraklı çocuklar nasıl anlaşılır?

İki – Çocuğunuz Sabırlı mı?

Yukarıda kısaca tartışıldığı gibi, bilim insanı olmak uzun zaman alıyor. Bundan daha uzun süren çok az kariyer vardır. Bilim insanı eğitimini tamamladığında bile, hala öğrenmek ve araştırma yapmak zorundadır. Anlık yaşamayı seven, her yaptığı işten çabucak sıkılan birisi için bilim adamlığı lüks kalır.

Eğer çocuk (genç) gerçekte sabırlı bir karaktere sahip olduğu halde uygulama zorluğu çekiyorsa, ona sabrı öğretmenin yollarına bakmak gerekir. Sabır üzerine eğitim bir aile içi eğitimdir. Sadece bilim insanı olmak için değil, hayatta ne iş yapacaksa yapsın, hepsinin temelinde sabır vardır. İletişimde, ilişkilerde, ikna etmede, ticarette, sanatta sabır anahtardır. Tabi bilim insanı olacak bir kişinin uzun deneylerde hemen sonuca gidilemeyeceğine sabretmesi lazım. Hiçbir bilim insanının işi bir günde, haftada, ayda ve genellikle bir yılda bile yapılmaz. Çoğu durumda, örneğin klinik çalışmalar gibi, yıllarca sonuç alamazsınızBu çok tatmin edici olabilir. İyi bir bilim insanının sabırlı olması gerekir.

Sosyal alanlarda yapılan bazı araştırmaların 30 yıl sürdüğünü biliyoruz. Bilim, işte böyle bir karakter gerektirir ki, kendisini geliştirecek insanlara kendini emanet etsin.

Üç – Çocuğunuz Çalışkan ve Sebatkar mı?

İnsanların iki özelliği önemlidir. Bu bilimsel çalışmalarda daha belirgindir. Birincisi çalışkan olması; diğeri ise yaptığı işte ve uğraşta sebat etmesidir.

Çalışkan olmanın önemini anlatmaya gerek yok sanırım. Çalışkan insanların en zayıf noktası teknikleri gözden kaçırmalarıdır. Çok çalışarak ortaya çıkacak boşlukları dolduracaklarını tahmin ederek, bazen dallanıp budaklanabiliyorlar. Dağıldıkça hedeften sapıyorlar. Bunun için çalışma azmini disipline ederek kullanmayı öğretmek gerekir.

Sebat ise, yapılan bir işte, bir projede, bir bilimsel çalışmada sonuna kadar devam etmektir. Her türlü engele karşı vaz geçmemektir. Burada maymun iştahlılık, şıpsevdi konularda boğulmak gibi riskler konu değiştirmeye, dolayısıyla zaman kaybına neden olabilir.

Bilim insanı olacak çocuğun çalışma azmi ve sebat etme becerisi küçük yaşlardan itibaren geliştirilmelidir.

Dört – Çocuğunuz Öğrenmeye Aç mı?

Temelde her bilim insanının yaptığı şey, bilgiyi aramaktır. Öğrenme süreci, merakla başlar ve onunla beslenir. Bu nedenle ilk adım, “Meraklı mı?” sorusuna yanıt bulmaktı. Şimdi ise şu soruyu sormak gerekir: “Öğrenmeye aç mı?”

Bir çocuğun bilim insanı potansiyeline sahip olup olmadığını anlamanın yollarından biri, onun öğrenme sürecine duyduğu ilgiyi gözlemlemektir. Çocuk, sürekli bir keşif ve öğrenme faaliyeti içinde olmalıdır. Bu süreç, en çok gözlem yaparak ve aile içindeki bilimsel sohbetlere katılarak gelişir.

Aile içinde yapılan sohbetlerde çocuğu araştırmaya yönlendirmek oldukça etkilidir. Örneğin, bir konu hakkında konuşulduğunda, ona yeni bir soru sorarak düşünmeye teşvik edebilir ve bir sonraki sohbetinizde öğrendiklerini size anlatmasını isteyebilirsiniz. Bu yöntem, hem merak duygusunu besler hem de araştırma alışkanlığı kazanmasını sağlar.

Bilim insanı olacak çocuğu nasıl tanırsınız?

Beş – Çocuğunuz Gözlemci mi? Farklı Düşünüyor mu?

Bilim insanı olma potansiyeli taşıyan çocuklar, konuşmalarında farklı fikirler ifade edebilirler. Ancak ebeveynler genellikle bu farklılıkları bastırma eğiliminde olabilirler; bu durum, çocuğun kendisini ifade etme yeteneğini köreltir. Baskıcı bir ortam, çocuğu farklı düşüncelerin tehlikeli olduğu inancına sürükleyebilir. Sonuç olarak, çocuk düşündüğü şeyleri içe atmaya başlar, bu da kötü bir ebeveynlik pratiğinin sonucudur.

Bilim insanı olacak çocuk, gözlem yapar, araştırır ve nihayetinde kendi fikirlerini oluşturur. Bu sürecin gerçekleşebilmesi için evde ya da sınıfta güvenli bir ortama ihtiyaç duyar. Çocuğun, fikirlerini ifade ettiğinde yargılanmayacağı, olumsuz tepkilerle karşılaşmayacağı bir ortam sağlamak, onun düşüncelerini özgürce paylaşabilmesi açısından kritik öneme sahiptir.

Gözlem becerileri de son derece önemlidir. Bilimsel çalışmalar, en küçük değişiklikleri sürekli olarak gözlemleme gerektirir; bu nedenle gözler her zaman odaklanmış ve hazır olmalıdır. İnsanların mevcut düşünce kalıpları içinde kalarak farklı düşünmeleri zordur. Newton’un elmasının kafasına düşmesi ya da Arşimet’in küvetine atlayarak suyu taşırması gibi olaylar, çoğu insan için sıradan görünebilir. Ancak bilim insanı olmaya aday biri, bu olaylara farklı bir bakış açısıyla yaklaşabilmelidir.

Kimsenin görmediğini görmek ve insanlığa yeni düşünceler sunabilmek için, farklı düşünmek gereklidir. Bu, bilimin ilerlemesi için esastır ve çocukların bu yeteneğini desteklemek, onları geleceğin bilim insanları olmaya hazırlamak açısından büyük bir adımdır.

Anzan Nöro Aritmetikmegahafiza.com

Başa dön tuşu