Drama Nedir? Drama Yöntemi Nedir – Eğitimde Nasıl Kullanılır? Çocukluğunuzdaki evcilik oyunlarını hatırlıyor musunuz? Ya oynadığınız oyunlardaki rollerinizi hatırlıyor musunuz? Üstlendiğiniz rolleri ve örnek aldığınız büyüklerinizi nasıl da taklit ediyordunuz! Düşünüyorum da çocukluğumuzdaki oyunlarda üstlendiğimiz roller, aslında hayata hazırlanma açısından doğru yöntemin ne olduğunu bize anlatmıyor muydu? Çünkü fıtri olan her şey doğrudur!
Drama Nedir?
Drama, hayal gücünü, kendinden başka bir kişi veya başka bir şey olmak için kullanma eylemidir. Zamanı ve yeri yoktur. Sadece hayal gücü ile sınırlıdır. Richard Courtney (1980), profesyonel eğitimde dramayı şu şekilde tanımlar:
“Drama, yaratıcı düşüncenin harekete geçerek, içsel empati ve özdeşleşmeye dayanma, sonra dışsal bir kimliğe bürünme olayıdır”.
Courtney’e göre, “Hayat bir dramadır.” İnsanlar her zaman iyi birer oyuncu ve iyi birer tuluat (doğaçlama) sanatçısıdırlar. Hayatın yazılı senaryosu yoktur; provası da… Ancak, bizden beklenen durumu başarıyla uygulamak için farklı roller oynarız.
“Hayat yakından bakıldığında trajedi, uzaktan bakıldığında komedidir.” Charlie Chaplin
Drama ve tiyatro sanatları eski zamanlardan beri vardır. Batı dünyasında bize en tanıdık gelen de Yunan antik tiyatrosudur. Eflatun, “Devlet” isimli eserinde oyunu bir öğrenme yolu olarak savunur. Aristoteles sanat ile eğitimi iç içe geçirdi. Pek çok kültürler, dramayı kullanarak dine hizmette çok başarılı oldular. Buna en iyi örneklerden biri Ortaçağ kilisesinin insanları kilise etrafında toplamak için çeşitli gizem oyunları öğretmesi olmuştur. Drama ayrıca, eğlencenin bir formu olarak da kullanılmıştır.
Dramanın öğretim aracı olarak kullanılması fikri yeni değildir. Bununla birlikte, batı dünyası henüz İlköğretim müfredatı için dramayı bir öğretim aracı olarak son zamanlarda kullanmaya başlamıştır. Günümüzde eğitimde drama araştırmaları yapan akademisyenlere akredite desteği daha çok İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda ve Kanada’dan gelmektedir. Bazı sanat savunucusu eğitimciler, drama ve tiyatro sanatlarını okullarına getirmeyi başarmışlardır. Drama yöntemini modern bir eğitim aracı olarak kullanmak ise son çeyrek yüzyılın getirdiği bir yeniliktir.
Eğitimde drama yeni bir fikir olmasa da, son zamanlarda yapılan beyin ve eğitim araştırmaları dramanın popülaritesinin artmasına neden olmaktadır. Dramayı eğitimde kullanan eğitimciler bir yöntem olarak diğer eğitimcilere bu yöntemi şiddetle tavsiye etmektedirler.
Hayat, duygulananlar için bir trajedi, düşünenler için bir komedidir. – Jean de La Bruyere
Sınıfta Drama Kullanmak
Bir eğitimci için sınıfta drama kullanmak oyun oynamak değildir. Yani amaç oyunculuk ve performans becerileri öğretmek değildir. Amaç, dramayı bir yöntem olarak kullanıp, dersin temel kazanımlarını öğretmektir. Betty Jane Wagner (1998), öğretim tasarımı ve drama öğretimi konusunda uluslararası kabul görmüş bir otoritedir. Bu konuda şunları söylüyor:
“Rol oynama tuluattır (doğaçlamadır), senaryosu yazılmaz ve metni yoktur. Dolayısıyla ezbere bir durum değildir. Burada vurgu drama üzerinden öğrenmeyi geliştirmek için dramayı bir öğretim stratejisi olarak özel müfredat alanı içinde değerlendirmektir.“
Dramanın bir öğretim yöntemi olarak ilköğretim sınıflarına entegre edilebileceği pek çok yol vardır. Drama, tüm konu alanlarının öğretilebileceği bir yol olabilir. Dil sanatları, sosyal bilgiler ve bilim; drama kullanımında çok başarılı olan alanlardır. “Tarihsel olayların canlandırılması yoluyla anlatımını hangi öğrenci unutabilir?” diyor Wagner (1998).
Gerçek hayat örnekleri, dramanın sınıfta nasıl kullanılabileceğinin en iyi yolu gibi görünüyor. Bu tarihi bir konu veya fen bilimlerinden bir buluşun hikayesi olarak sunulabilir. Sınıfta yapılması gereken, öğretmenin herkese uygun roller dağıtmasıdır. Öğrencilere rol dağıtımından sonra, öğrenciler konu hakkında gerekli araştırmaları yaparlar ve aldıkları rollerle örtüştürürler. Ertesi gün sınıfta, araştırılan ve anlatılan olayın gereklilikleri çerçevesinde her öğrenci kendi rolünü doğaçlama olarak oynar.
Rol oynama etkili bir öğrenme tekniğidir. Rol alan çocukların bu rollerini yetişkinliklerinde de unutmayacakları gerçeği öğrenme adına etkileyicidir.
Burada yapılması gereken, ders müfredatları hazırlanırken, uygun drama türlerinden hangisinin/hangilerinin elverişli olduğuna dair bir açıklama ile öğretmene yol gösterilmelidir. Bu aslında John Dewey’in “Yaşayarak Öğrenme” teorisine de bir katkı olarak görülmektedir.
Drama Yöntemi Bilişsel Öğrenmeden Daha Fazlasıdır
Drama yöntemi dramanın eğitimde öğretme ve öğrenme amaçlı olarak kullanılmasıdır. Drama yönteminin yararları bilişsel öğrenmeden daha fazlasıdır. Çünkü müfredatta yer alan bilişsel öğretilerden daha fazlası, mesela, duyuşsal öğretiler de drama yönteminin içinde yer almaktadır.
Drama yöntemi, öğrencilere kendilerini göstermeleri ve özgüven gelişimi için de geçerli bir yaklaşım olabilir. Öğrenciler bu vesile ile sosyal becerileri öğrenirler ve bunları hayatta kullanırlar. Çocuklar düşüncelerini davranışlarıyla gösterirler. Doğal olduklarından ve geçmiş tecrübeleri olmadığından tamamen içtendirler. Rol yapmaları bile doğaldır. Rol oynamaya duygusal zekalarıyla katılırlar. Yetişkinlerin yaptığı gibi “akli gözle” bakmazlar.
Yaratıcı dönüşüm ve yansıma içeren Drama deneyimi, öğrencilerin düşüncelerini anlama yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olur. Bu beceri, yetişkin olduklarında düşünce geliştirme ve günlük yaşamdaki problemleri organize etmek için gereklidir.
Bu durum aslında hayata dair önemli bir prova niteliği taşımaktadır.
Beyin Araştırmaları Drama Yöntemini Destekliyor.
Son olarak yapılan beyin araştırmaları, drama yöntemiyle öğrenmenin, sağ beyin lobuyla sol beyin lobunun mükemmel eşleşmesine şahitlik ediyor.
Herkes farklı öğrenir. Kimi görselleştirerek, kimi işitsel, dinleyerek, kimi öğrencide ise baskın olarak kinestetik yöntemler egemen olabilir. Öğretmenler bazen tüm yumurtaları aynı sepete koyuyorlar; oysa her öğrencinin baskın bir öğrenme stili vardır. Ders tasarımı yaparken, öğretmenlerin dikkat etmeleri gereken ilk konu budur.
İşte beyin merkezli bir uygulama olarak drama yöntemi bu konuda tam bir çözüm olabilir. Çünkü insan beyni hakkında, önceki 400 yıldan bu yana topladığımız bildiklerimizden daha fazlasını son 40 yılda öğrendik. Bu konuda bir yandan eğitimciler ve diğer taraftan sinirbilimciler çalışıyorlar. Temel bilgileri dönüştürerek bu bilgiyi işe koşmak ve sınıf için pratik kavrayışlar elde etmek için de klinik sinirbilimciler çalışıyorlar.
Beyin araştırmaları, sınıfta öğrenme konusunda çocuk davranışlarının birçok yönünü açıklamamızı sağlamıştır. Tıp bilimi sayesinde biyolojik köklerimizi biliyoruz; dürtüsel ve şiddet içeren sınıf davranışlarını da. Geleneksel öğrenmeler yerle bir oluyor. Yeni teknolojilerle keşifler yapılıyor. Öğrencilerin öğrenme yöntemleri ve bu doğrultuda en iyi şekilde öğretme yolları araştırılıyor.
Orta Beyin (Hipokampus) Faktörü
Bu gayet net; duyguların öğrenme ile bağlantısı mükemmeldir. İçine duygu katılan öğrenme asla unutulmuyor. Buna beynimizin hipokampusu yani orta beyni karar veriyor. Uygulamalı öğrenmede bu daha fazlasını veriyor. Etkili öğrenme araçları içinde en etkilisi öğrenmeye dahil olunan öğrenmedir. Yaşantı yoluyla öğrenmede hayatımızın başrolündeyiz. Yaşadıklarımızı unutmayız! Yeni fikirleri eskiye bağlayarak en iyisini öğreniriz. Çünkü beynimizdeki yüz milyardan fazla beyin hücresi birbirleriyle aksonalar ve dendirtler aracılığı ile bağlanmıştır.
“Yaparak ve yaşayarak modeli” veya “rol playing” yöntemi, kısacası drama yöntemi; adı ne olursa olsun tüm bu modellerde hem iki beyin lobu hem de orta beyin aktiviteleri nedeniyle öğrenme tam olarak gerçekleşmektedir. “Söyle bana unutayım, göster bana hatırlayayım, yaptır bana öğreneyim.” Buna duygusal zekayı da eklerseniz resim tamamlanmış olacaktır. Bu fikirlerin her biri son ve kapsamlı beyin araştırmaları ile kesin olarak kanıtlanabilir.
Tarih, eserlerini iki defa oynarmış: Önce trajedi, sonra komedi olarak. – Cemil Meriç
Tiyatral Drama Tekniklerinden Bazıları
Genel Tiyatral Alanda 4 Tür Drama Vardır:
1-) Komedi
Komedi, seyircileri güldürmeyi amaçlayan bir drama türüdür. Tonu hafif ve çoğunlukla mutlu bir sonla bitiyor.
2-) Trajedi
Cinayetler, ölümler, delilik ve acı, trajedilerde en yaygın düşünceler arasındadır. Ana karakterler genellikle düşmelerine neden olan bazı zayıflık veya kusurlara sahiptir.
Bu dünyadaki her trajedi, küçük ve masum bir adımla başlar. – Zülfü Livaneli
3-) Traji-Komedi
Trajedi ve komedi özelliklerini birleştiren özel bir drama türüdür. Bu oyunun üzücü olabileceği, ancak mutlu sonla biteceği veya oyun boyunca ortaya çıkan bazı mizah unsurları ile ciddi olabileceği anlamına gelir.
4-) Melodram
Melodramın asıl amacı bir hikaye anlatmak değil, izleyicideki duyguları uyandırmaktır. Bunlar çoğunlukla güzel kahramanlar, büyüleyici kahramanlar ve korkutucu kötü adamlar içeren aşk hikayeleridir.
Eğitim Alanında kullanılan Drama Yönteminden Bazıları
- Rol yapma
- Rol değiştirme
- Doğaçlama
- Pandomim
- Hikâye/Olay canlandırma
- Dedikodu halkası
- Maskeli Drama
- Sıcak sandalye
- Dans etme
- Resim çizme
- Kukla Oyunu
Her mükemmel varlığın ardında da mutlaka bir trajedi vardır. – Oscar Wilde
Kaynaklar
- Courtney, Richard. Dramatic Curriculum. London: Heinemann Educational Books Ltd., 1980.
- Wagner, Betty Jane. Dorothy Heathcote, Drama As A Learning Medium. Washington, D.C.: National Education Association, 1976. —–Educational Drama and Language Arts: What Research Shows. Portsmouth, NH: Heinemann, 1998.
- https://commons.emich.edu/cgi/viewcontent.cgi?referer=https://www.google.com/&httpsredir=1&article=1112&context=honors