Yabancı Dil

Yabancı Dil, Beyne Ne Kadar Yabancı?

Kral Beyin!

Yabancı dil – “Yabancı bir dili hızlı bir şekilde öğrenmek ister misiniz?” diye sorsam sanırım tilkiyi hatırlarsınız. Bu teklife benzer bir şekilde tilkiye de sormuşlar: “Tavuk kebabı yer misin?” Tilki içinden kıkırdamış ve ağzının  suyunu yutkunurken “adamın güleceğini getiriyorsun be kardeş” demiş.

Beyin ve dil ilişkisini araştıran bilim insanları yabancı bir dili (veya daha fazlasını) öğrenmenin, dil ağında yer alan aksonlardaki beyaz maddeyi ve beyin yarım kürelerini birleştiren bağı (Corpus Collosum) güçlendirdiğini, iki dilli kişilerin, neden daha iyi yönetsel kontrol becerilerine sahip olduklarını da açıklıyorlar.

okuduğunu anlama - mega ingilizce

Journal of Cognitive Neuroscience’de yayınlanan makalenin ilk yazarı Alex Schelgel daha önceki başka bir çalışmasına atıfta bulunarak “Gri” ve “Beyaz madde” konusunda şunları söylüyor:

Son raporumda yoğun yabancı dil öğrenmenin, beynin belirli bölgelerinin boyutunda ‘büyüme’ olduğunu buldum. Bu büyümenin diğer anlamı “gri madde” artışını göstermesidir. Son zamanlarda yapılan bir başka çalışma ise farklı bir boyuta bakıyor: Beyaz Madde.”

Daha önce “Fiziksel Form Hafıza Ve Öğrenme Becerilerini Etkiliyor” başlıklı yazıda myelin kılıfı ve beyaz maddeden söz etmiştik.  

Beyaz Madde

BEYAZ MADDE NEDİR?

Yukarıdaki nöron şeklinde de görüldüğü gibi, beynimizdeki beyaz madde, tüm merkezi sinir sistemimizden bilgiyi aktarma görevini yerine getirir. İsmini onu çevreleyen beyaz miyelin kılıflarından  (Myelin Sheath) alır. Miyelin, elektrik bilginin bir nörondan diğerine hızlıca gitmesini sağlamak için aksonları kaplar.

Nöronların çevresinde oluşan kılıf olan “miyelin” adlı madde, kısmi olarak doğumda oluşmakta ve 20’li yaşlarına kadar da kademeli olarak oluşmaktadır. Miyelin maddesinin gelişme süreci ve gelişmeyi tamamlama derecesi zeka, öğrenme, özdenetim (gelişme çağındakilerin genellikle pek sahip olamadığı) ve bazı zihinsel hastalıklar; mesela şizofreni ve hattâ yalan söyleme hastalığı gibi hastalıklar üzerinde etkilileri vardır.

Araştırmaya Gelince…

Çalışmaya, 11’i yoğun bir şekilde dokuz aylık Çince dil kursu alan, toplamda 27 üniversite öğrencisi katıldı. İlk iş olarak bu kişilerin aylık beyin taramaları yapıldı. Bu taramalar, katılımcı öğrencilerin beynindeki beyaz madde değişikliklerini izlemeyi amaçlıyordu.

Dil öğrenenlerin beyinlerinde gerçekten önemli değişiklikler gözlemlendi. Ancak araştırmacıları şaşırtan en büyük değişikliklerin, daha önce dil ağının bir parçası olarak görülmeyen başka bir bölgede beyaz maddenin izleri gözlendi. Burası, iki beyin lobunu (Hemisferleri) birbirine bağlayan ana köprü olan Corpos Collosum’du.

Güvenilir değişimler, sol hemisferde yer alan dil ağında ve sağ temporal lobda da gözlendi. Beyaz maddede artış oranı da doğrusaldı ve her geçen ay istikrarlı bir şekilde ilerleme gösterdi.

Plastisiteye Dikkat…

Araştırmacılar, yetişkin beynindeki plastisitenin çocukların beyninde görülenlerden farklı olabileceğini öne sürüyorlar. Çocukların beyni, temelde, istenmeyen bağlantıları ve ölü hücreleri budayarak değişirken, yetişkinlerin beyni, temel olarak nörogenez (nöronların doğuşu: sinir kök ve projenitör hücrelerinden nöronların üretildiği bir süreçtir.) ve miyelojenez (Kemik iliği şekillenmesi) üretmesi ile değişmektedir.

 Yeni miyelin büyümesi bir süreçtir ve hala büyük ölçüde gizemlidir. Ancak aksonlardaki aktivitenin (akson: elektrik sinyallerini taşıyan nöronların uzantılar), oligodendrositlerin (miyelin kılıfından sorumlu hücrelerin) büyüklüğünü, yoğunluğunu veya sayısındaki artışları tetikleyebileceği önerilmektedir. Bu sürece astrositlerin (Astrosit – Çevresinde çok sayıda ince uzantılar gösteren -yıldız şeklinde- nöroglia hücresi)  aracılık ettiği düşünülmektedir. Son yıllarda, uzun süredir sadece “destek hücreleri” olarak kabul edilen astrositlerin aslında öğrenme ve hafıza için çok önemli olduğunu fark etmeye başladık. Araştırmacıların hala üzerinde çalıştığı bu konu ne kadar önemli!

okuduğunu anlama, odaklanma ve konsantrasyon

Frontal yarım küreler ve kuyruklu çekirdekler (nöronlar) arasındaki değişikliklerin bulunması, dil öğrenmenin diller arasında geçişi kontrol etmek için bir ağ geliştirilmesini gerektirdiği konusu, daha önce ifade ettiğimiz bulguyla da tutarlıdır.

Görevler arası geçiş sağlanması için böyle bir beyin ağın geliştirilmesi çalışma belleğinde artışa neden olur mu? Önceki araştırmalar, iki dilli olanların, tek dilli olanlara göre daha iyi kontrol gücüne sahip oldukları eğiliminde olduklarını belirtmişti. Burada; iki (veya daha fazla) dil bilmenin beyin ağlarını yeniden düzenlediği ve yürütme kontrolü için daha etkili bir temel oluşturduğu öne sürülmüştür.

Bir önceki çalışmada olduğu gibi, çalışılan dil öğrencilerin anadillerinden çok farklıydı ve daha önce hiçbir deneyimleri yoktu.

Çalışılan dilin Mandarin Çincesi olması olgusunun bu bulguların genelliğini sınırlayıp sınırlamadığı merak konusudur. Çince yazılı dilin resimsel niteliği nedeniyle, Çinlilerin Avrupa dillerinden daha geniş bir bölgede yer aldığı gösterilmiştir.

Bununla birlikte, bulgular, yetişkin beyninin kendini yeniden düzenleme kapasitesini koruduğuna işaret etmektedir. Daha kesin kanıt ise beyaz madde değişikliklerine daha fazla dikkat etmemiz gerektiğidir.

DHA Çocuklarda Başarıyı Destekliyor

Kaynaklar

Schlegel, A. A., Rudelson, J. J., & Tse, P. U. (2012). White Matter Structure Changes as Adults Learn a Second Language. Journal of Cognitive Neuroscience24(8), 1664 – 1670.

Bialystok, E., Craik, F. I. M., & Luk, G. (2012). Bilingualism: consequences for mind and brain. Trends in Cognitive Sciences, 16(4), 240–250.

Luk, G. et al. (2011). Lifelong bilingualism maintains white matter integrity in older adults. J. Neuroscience. 31, 16808–16813.

Anzan Nöro Aritmetik

Başa dön tuşu