Hayal gücü her şeydir. Sadece dört kelime, ama her şeyi özetliyor. Yaşayacağınız ve belki de yaşadığınız hayat, hayal ettiğiniz bir hayattan başkası değildir. Bir çocuk hayal gücünü kullanarak idollerine benzemek ister. Sonrasında benzer de. Zaten “Hayat” kelimesi ile “Hayal” kelimesinin okunuş benzerliği onların ne kadar yakın ilişkide olduklarını da gösteriyor.
İş dünyasında yeni olan ve popüler olmamış yeni bir fikri takip etmek başarı getirse de bu biraz zaman alan, dirençleri kırmayı gerektiren bir durumdur. Evet, başarılı bir iş hayatının garantisi yaratıcı yenilik ve büyümedir. Ancak gelin görün ki, özellikle köklü bir geleneği olan bir organizasyonda tepeden tırnağa, çalışanlar, yeniliklere karşı olumsuz tepki verme eğilimindedirler. Yeni bir fikri savunmak risklidir; yalnız iş yapmaktır. Fakat bir fikrin doğru olduğunu düşünüyorsanız ya da araştırmalarınızdan bu yeni fikrin güvenilir kârlılık taşıdığını ve düşük maliyetle yüksek getirisi olduğuna inanıyorsanız, o zaman mücadeleye devam etmelisiniz. Ufak tefek sevimsizler veya düşmanlarınız olsa da bu fikirden vazgeçmemelisiniz.
Organizasyonlarda yönetime itiraz etmek veya ters düşmek genellikle sevilmez. Ancak fikrinizin özellikle müşteri akışına katkısını gösterebilirseniz fikriniz çabucak kabul edilebilir. Tarihsel olarak, insanlar, her iyi fikrin içinde yer almak ve kendilerine alan açmak isterler. Sizin güzel fikriniz, işletmeden kovulmanıza neden olsa da fikirler bir işten daha fazla öneme sahiptir. Doğru bir fikriniz varsa bağımsız bir insansınız. Fikriniz olduğu sürece bulunduğunuz yerin bir önemi yoktur.
WALT DISNEY TEKNİĞİNE BAKIN!
Walt Disney, işe alacağı kişilere fikrinden dolayı işinden kovulmuş -örnek- 10 isim saymasını isterdi. Sayılan isimlerle aynı fikirde olduğunuzu açıklayabilirseniz hemen işe alınıyordunuz.
Yaşadığımız dünya, imkansız görülen, ama mümkün olan, gerçekleşen düşünceler dünyasıdır. Mesela, siz, geçen yıl kendi işinizle ilgili kaç tane yeni fikir ürettiniz? Her iş yenilikçilik, hayal gücü ve ümit üzerine inşa edilir ve kısa zamanda getirisi beklenir. Şimdi kendinize şunları sorun:
- Hangi işteyim?
- Neyi başarmak istiyorum. Amacım ve hedeflerim nelerdir?
- İnsanların kendilerini iyi hissetmelerine nasıl yardımcı olabilirim?
Bu sorulara cevap ararken, kendi iş alanınızla ilgili olarak kitaplar, dergiler veya internet üzerinden makaleler okuyun. İş yerinde içi kitap dolu bir kütüphaneniz olsun.
TUĞLALARI ÜST ÜSTE KOYMAK, TEKRAR DEĞİL, İNŞADIR
Romancı Somerset Maugham üstün bir çaba ile hayranı olduğu yazarların kitaplarını sayfa sayfa, satır satır inceleyerek onların nasıl yazdıklarını, cümle kuruluşlarını ve kullandıkları kelimeleri inceledi. Sonunda, oturdu ve kendi hikâye ve romanlarını yazdı. Ama dikkat edin. Onların üsluplarını taklit etmedi. İlham aldı ve kendi üslubunu oluşturdu.
Bir başka örnek Frank Sinatra’dır. Sinatra en çok Tommy Dorsey’den öğrendi. Diğer tüm şarkıcılar da aynı şekilde, kendisinden önce gelen jenerasyondan faydalanmışlardır. Kim kendi yaptığını; sanatı, işi, mesleği, hiç kimse yapamaz diye düşünüyorsa tam bir yanılgı içinde demektir. Sanat ve bilim gibi insan ürünleri asırlar boyunca gelişerek büyümüşler ve büyümeye de devam edeceklerdir.
Hanry James bir defasında şöyle yazmıştı: “Dolu dolu yaşa. Hayatı yaşayabildiğin kadar yaşa; yaşamamak bir hatadır. Hayatta mutlu olmak her şeyden önemlidir. Kaybeden, kaybeder; bu konuda hata yapma.”
Siz yeni fikirler üretmeye devam edin. “Su akar yolunu bulur”, demiş atalarımız. Bugün reddedilen bir yenilikçi düşünceniz, yarın en çok üretilen düşünceler listesinde #1 olur, şaşırır kalırsınız. 99 kapısı kapalı bir saraya, açık olan 100. kapıdan girmek elbette mümkündür. Yeter ki; üretmekten, yeni fikirlerden ve inovasyondan vazgeçmeyin.
***
Şimdi de Hayal Gücü ve İnovasyon konusundaki eğitimleriyle tanınan Fotografik Hafıza Dünya Şampiyonu Melik Duyar‘ın “Yaratıcı Düşünme & İnovasyon Adımları” konusundaki düşüncelerine bir bakalım.
ASİT – YARATICI DÜŞÜNME & İNOVASYON EĞİTİMİ
