Eğlenceli İngilizce – Diller ve renklerin çeşitliliği ve farklılığı insanoğluna verilmiş harika mucizelerdir. Şu anda 8 milyar insanın 7 bin 111 farklı dil konuştuğu veya varlığını sürdürdüğü bir dünyada yaşıyoruz. Diller de insanlar gibi doğarlar, büyürler, yayılırlar, sonra kullanılmazsa zamanla ölürler.
Bugün dünyada farklı ülkelerde en çok konuşulan dil İspanyolca olsa da dünyada insanların iletişimde kullandığı ortak dili İngilizce olmuştur. Yani aslında egemen dil İngilizcedir.
Etimoloji bilimi dillerin kökenlerini inceler. Çünkü dil insan yaşamından doğmuş, kültür ve sosyal kurumların etkisiyle büyümüştür. Onun için ana dili öğrenmek tıpkı taşa yazı kazımak gibidir; sökülüp atılamaz.
Günümüz dilleri içinde en çılgın dillerden biri yüzlerce aksanın kullanıldığı İngilizcedir. Gerçekten İngilizce çılgın bir dildir. Hatta ince espri yaparsak komedi dilidir.
Mesela “EggPlant” denilen “Patlıcan”ın Allah aşkına neresinde yumurta (Egg) vardır?
Ananasın (PineApple) içinde ne “elma”, ne de “çam” vardır.
İngiliz pastası (Muffin) İngiltere’de ya da patates kızartması (FrenchFraise) Fransa’da icat edilmedi. Dişin (Tooth) çoğulu (Teeth) olan yazılışı ne kadar saçma ise, tekil kaz (Goose), çoğul kazlara (Geese) olarak yazımı ne kadar anlamsız gözüküyor.
Gelelim Mizah Konusuna
Eğlenceli İngilizce – İngilizcede mizahı stand-up olarak sunma biçimi “Comic” kelimesiyle isimlendirilirken, bu kişilerin zekasıyla kelime oyunları yapanlarına (Cem Yılmaz gibi) dilimize de “Komedyen” olarak geçmiş olan “Comedyen” kelimesin karşılığıdır. Komik biri ve Komedyen için şu tanım yapılır:
A comic says funny things; a comedian says things funny.” (Ed Wynn)
Amerikalıların Mizahı
Eğlenceli İngilizce – Amerikalılar İngilizceyi kendilerine benzetmiş bir ülkedir; karışık, kendilerine has jargonları olan bir İngilizce kullanıyorlar. Doğal olarak mizah anlayışları da ona göre şekillenmiştir.
Amerikalılar “abartmayı” severler. Normal cümleyi bile abartarak söylerler. Mesela çok acıkmış bir kimse “açım” derse bunun komik bir yanı yoktur. Ancak “Bir boğayı yiyecek kadar açım” derseniz mizah ortaya çıkar.
Bir örnek de aile kavgaları veya aile içi geçimsizlikte karı-koca kavgası için kullanılır: “Cat and dog fight”. (Kedi-köpek gibi hırlaşıyorlar!)
Kedili-köpekli cümlelerden biri de gerçek anlamıyla hiç alakası olmayan şu cümledir:
“It is raining cats and dogs.”
Yani “Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.”
Oysa bu kültüre yabancıysanız kedili köpekli çeviri yapmaya çalışırsınız.
Mizahın Kullanımı
Eğlenceli İngilizce – Amerikan filmlerinde, skeç, tiyatro vb. oyunlarında en çok gülünen sahneler düşme-kalkma, çarpma gibi fiziksel sahnelerdir. Bu konudaki en güzel yansıma çizgi film mantığıdır. Amerikalılar bu tür aptalca davranışlar gösteren kişilerin oynadığı filmlere “Slapstick” mizah diyorlar. Yani “şakşak” her düşüşte alkışla birlikte kahkaha sesleri çıkarmak. Buna en güzel örneklerden biri Charlie Chaplin’dir.
Hiciv ve alaycılık da İngilizce kelimeleri iyi kullanan bazı taklitçi komedyenlerde görülmektedir. Ünlü birinin sözlerini alıp evirip çevirip farklı noktalara götürüp izleyiciyi güldüren komedyenler ya da sunucular da hep popüler olmuşlardır. Oprah, Steward, David Letterman gibi zeki komedyenler ABD TV’lerinin gece şovlarında yıllarca bunları yaptılar.
Bazı Örnek Mizah Cümleleri
Eğlenceli İngilizce – Bu konularda size 3 espri örneği sunmak istiyorum.
Google Kitaplardan “Jokes Of Joginder Singh” ten aldığım esprilere ne gülebilirsiniz, ne de gülmeyebilirsiniz:
-I-
A blonde goes to work in tears.
Her boss asks, “What’s wrong?”
She says, “My mom died.”
He tell her to go home, but she says, “No, I’ll be fine.”
Later that day, her boss finds her crying again.
He says, “What’s wrong?”
She replies, “I just talked to my sister, and her mom died, too!”
Bir sarışın gözyaşları içinde işe gider.
Patronu sorar, “Sorun nedir?”
Sarışın “Annem öldü” der.
Patronu, isterse eve gitmesini söyler ama sarışın, “gerek yok, iyiyim” der.
O günün ilerleyen saatlerinde patronu onu tekrar ağlarken bulur. “Sorun nedir?” der.
Sarışın cevaplar, “Kız kardeşimle konuştum; onun da annesi ölmüş”
-II-
A woman says to her doctor, “Each time I try to sip my coffee, my eye hurts.”
The doctor says, “Maybe you should take the stirrer out of the cup.”
Bir kadın, kendi doktoruna, “Çayımı yudumlamaya çalıştığımda gözüm ağrıyor” der. Doktor, “Belki çay kaşığını bardaktan çıkarmalısın” der.
-III-
One day, the phone rang, and a little boy answered.
“May I speak to your parents?”
“They’re busy.”
“Oh. Is anybody else there?”
“The police.”
“Can I speak to them?”
“They’re busy.”
“Oh. Is anybody else there?”
“The firemen.”
“Can I speak to them?”
“They’re busy.”
“So let me get this straight — your parents, the police, and the firemen are there, but they’re all busy? What are they doing?”
“Looking for me.”
Bir gün telefon çaldı ve küçük bir çocuk telefonu cevapladı.
“Ailenle konuşabilir miyim?”
“Meşguller.”
“Orada başka kimse var mı?”
“Polis var.”
“Onlarla konuşabilir miyim?”
“Meşguller.”
“Orada başka kimse var mı?”
“İtfaiyeci var.”
“Onlarla konuşabilir miyim?”
“Meşguller.”
“Öyleyse şunu açıklığa kavuşturmama izin ver; ebeveynlerin, polis ve itfaiyeciler orada, ama hepsi neden meşgul, ne yapıyorlar?”
“Beni arıyorlar.”
Size de eğlenceli öğrenmeler…