Duygu Koçluğu – Doğu toplumlarında, nedendir bilinmez; “Açık ve Şeffaf” olmak yerine “Kapalı ve Gizli” olma hali yaygındır. Mesela, evlendikten sonra eşimize, çocuğumuza, yakınlarımıza içimizden geçtiği halde “sevdiğimizi söyleyememek” gibi bir kusurumuz vardır ki, bu örtülü sevgi, sevildiğini düşündüğümüz kişide duygusal açıdan bir yetersizlik hissi uyandırmaktadır.
Psikolojide, duygusal yeterliliğin önemli bir yaşam becerisi olduğunun altı çizilmiştir.
Duygusal yeterlilik üzerinde yapılan bir araştırmada duygusal yeterliliği yüksek olan çocukların daha fazla arkadaşa sahip olma, okulda daha başarılı olma ve başkalarına yardım etme olasılıklarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Psikologlar, duygusal yeterliliğin üç bileşeninden söz etmektedirler.
1-) Anlama
2-) İfade etme
3-) Düzenleme
Bu üç kategori de tamamen ilk çocukluk yıllarından edindiğimiz, ebeveynlerin de çocuklarının ustalaşmasına yardımcı olabileceği şeylerdir.
Çocukların duygular hakkında bilgi edinmelerinin bir yolu, ebeveynleri ile onlar hakkında konuşmaktır.
Peki ne yapalım?
Çocuğuma Duygusal Koçluk Nasıl Yapabilirim?
Duygu Koçluğu – Dünyada en zor sanatlardan biri “komple” çocuk yetiştirmektir. “Komple” kelimesini kullanmamın amacı; çocuğu sadece okuldaki akademik başarısını yönünden değil, duygularını yönetme becerisi açısından da desteklemektir. Özellikle Türk toplumunda ihmal edilen konuların başında, onların duygularını göz ardı etmek gelmektedir.
Oysa duyguları kabul etmek ve aynı zamanda onlara bu duygularla nasıl başa çıkacaklarını öğretmek ebeveynlerin yani bizim işimiz.
Çocuklarımıza, üzüldüklerinde söyleyeceğimiz sözler onları ya yıkabilir ya da güçlendirebilir. Öyle konuşmalıyız ki, ifadelerimiz çocuğun duygusal zekasını geliştirmelidir. Bu tür ifadeler ruh geliştirici ifadelerdir.
Duygu Koçu Olmanın ve Koçluk Davranışları Göstermenin Sekiz Yolu
1-) Duyguları İyi Tanıyın!
Duygu Koçluğu – Bir duygu koçu olarak, öncelikle çocuğunuza öğretmeniz gereken ilk kural, insan olarak, duyguların yaşanması ve hissedilmesinin gerekli olduğudur.
Çocuğun (gencin) duygularını olduğu gibi kabul etmek, onaylamak ve onu anladığınızı ona söylemektir.
Mesela, öfkeli çocuğunuza “öfkelenme!” demek yerine, “Öfkeli gibisin. Sorun değil. Kendini tutma; bırak ve öfkelenmene izin ver! Öfken içinde kalmasın, senden çıksın. Yüzün de solmuş görünüyor. Üzüldüğünün farkındayım.” şeklinde konuşmak onu iyi bir itirafçı yapabilir.
Bunu yaparak hem çocuğun nasıl hissettiğini kabul ediyor, bu duyguyu onaylıyor, hem de duygunun kendisinin, hatta olumsuz duyguların bile korkulacak veya kaçınılacak bir şey olmadığını, yalnız onları anlamak gerektiğini göstermiş oluyorsunuz.
2-) Yanında Olduğunuzu Hissettirin!
Duygu Koçluğu – Çocuğa verebileceğiniz en iyi hediye, duygularında onunla birlikte olduğunuzu hissettirmektir. İnsan kötü anlarında kendisine sahip çıkanı unutmaz; hatta büyüklerinin kendisine sahip çıkmasını bekler. Bu da çocuklarımıza vermemiz gereken bir değer duygusudur.
Bu bir abartı değildir, sadece, o duygusal alanda onunla birlikte olmaktır: “Üzüldüğünün farkındayım. Seni bırakamam. Gel biraz yürüyelim. Ben seninleyim, seninle kalacağım, seni bırakmayacağım.”
3-) Sakinleştirin!
Duygu Koçluğu – Öfke anlarında nefes alıp verme sıklaşır. Bu da beyne kan gitmesini zorlaştırır; şiddet duygusunun artmasına neden olur.
Böyle durumlarda, “Bir nefes alalım, ara verelim, oturalım, bir dakika ara verelim.” şeklindeki telkinlerle çocuğu/genci sakinleştirmek önemlidir.
Çocuğunuzun duygu koçu olmanın önemli bir parçası, onlara duyguyu deneyimlemenin, duyguyu hissetmenin, yanlış kararlardan vaz geçmeye yardımcı olduğunu öğretmektir.
Çocuklarımıza, duygular kabardığında, ayaktaysa oturmanın sakinleştirici olduğunu öğretmeliyiz.
Ya da belki daha iyisi, duyguların çocuğa neler hissettirdiğini tanımlamasını ve böyle anlarda nasıl davranılması gerektiğini anlayabilir; böylece kendi duygusal zekâlarını oluşturabilirler.
4-) Duygular Zamanla Parçamız Olurlar
Duygu Koçluğu – Çocuklar ve ergenler, uyum sağlama ihtiyacından kaynaklanan bir duygu olan “normal” olamamaktan endişe duyarlar. Başlangıç olarak, küçük çocuklar çoğunlukla ailelerine uyum sağlamak isterler. Sonra, büyüdükçe, yaşıtlarına uyum sağlama ihtiyacı güçlenir.
Bu psikoloji içindeki çocuk veya gence hislerinin normal olduğunu bir sorun olmadığını söyleyerek duygularını normal olarak kabul etmeliyiz. Onlara kendilerinde “garip” bir şey olmadığını söylediğimizde bu onları özgüvenli yapar.
Duygular kalıcı değildir. Çocuklara duyguların bir başlangıcı ve bir sonu olduğunu anlatmalısınız. Daha da önemlisi, çocuklar aynı zamanda bir duygunun hemen geçip gitmeyeceğini bilmeli; duygunun da bir yoğunluğu olduğunu ve zamanla azalacağını öğrenmelidir.
Bunu anladıkları takdirde çocuklar duygularıyla daha iyi baş edebileceklerdir. Bu, özellikle olumsuz duygular söz konusu olduğunda, onlarla başa çıkamama hissinin zararlı davranışlara yol açabileceği durumlarda önemlidir.
5-) Duygusal Düzenlemeye Önem verin
Duygu Koçluğu – Duygularımızı tamamen kontrol edemesek de, hangi duygularımıza sahip olduğumuzu, onları ne zaman deneyimlediğimizi ve onları nasıl ifade ettiğimizi büyük ölçüde belirleyebiliriz. Buna duygusal düzenleme denir.
Bu mümkündür; çünkü karşılaştığımız durumlar otomatik olarak belirli duygulara neden olmaz. Bunun yerine, hissettiğimiz duygular, bu durumları değerlendirmemize bağlıdır.
6-) Hislerinize bir isim koyalım
Duygu Koçluğu – Çocuklar yaşadıkları duyguları her zaman adlandıramazlar. Ancak çocukların duygularına bir etiket koymalarına yardımcı olmamız önemlidir. Çünkü bunu yaparak kendilerini daha iyi hissetmeye eğilimlidirler. Yetişkin beyin aktivitesini analiz eden araştırmalar, öfke ve üzüntü duygularını isimlendirerek amigdalanın (beynin duygularla ilgilenen kısmı) daha az aktif hale geldiğini gösteriyor. Bu da duygusal tepkilerimizin yoğunluğunu azaltır ve kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar.
7-) Duygu-Davranış İlişkisi Bilinmelidir.
Duygu Koçluğu – Davranışlarımız duygularımızdan kaynaklanır. Bu nedenle çocukların bu ikisi arasındaki bağlantıyı anlamaları gerekir. Bu anlayışa ulaşarak, çocuklar kendi davranışlarını ve etraflarındakilerin davranışlarını daha iyi tahmin edebilir ve analiz edebilirler. Kendi duygularını da davranışlar açısından yeniden regüle edebilirler.
Örneğin, eğer bir çocuk kardeşine kızgın olduğunu biliyorsa (Duygu), genellikle ona vurur (Davranış). Bir dahaki sefere böyle bir durumda kendini düzenlemek için daha bilgili olduğunu fark edecektir.
😎 Ders Çıkarmasını Sağlayın
Duygu Koçluğu – Çocuklarımıza mücadele ettiğimiz her duygu eğitiminin bir ders olduğunu öğretmek çok önemlidir. Acımızda, hayal kırıklığımızda, öfkemizde bir ders olduğunu öğrenmelidir. Çözülmesi zor olan problemler güzel fırsatlara yol açabilir. Çünkü hatalarımız sayesinde büyüyoruz.
Bu sadece akademik durumlar veya başarılar için geçerli değildir. İlişkiler, arkadaşlıklar, zorlu sosyal durumlarla başa çıkmak için geçerlidir.
Duygular sadece başımıza gelen rastgele şeyler değildir. Aslında duygular hayat dersi verir. Sevdiklerimizle bağlantı kuran tatlı bir iptir.