Beyin Gücü

Empati ve Farklılıklar – Empati Kurmanın Sinirbilimsel Gerekçeleri

Empati ve Farklılıklar – Filozoflar ve sinirbilimciler, nesnel bir gerçeklik varsa, insanların bunu algılayamayacağı konusunda hemfikirdir. Bu nedenle, sınırları bilinmeyen nesnel bir konuyu sınırlandırıp öznel olarak algılamaya ve değerlendirmeye çalışırız.

Filozoflar, nesnel gerçekliği, herhangi bir bilinçli farkındalıktan bağımsız bir algı olarak adlandırırlar. Böylece öznelliğin kişiselliği insanlar arasındaki farklılıkların temelini oluşturur.

Sinirbilimciler, algılarımızı önyargı, önceki deneyimler, anılar ve gelecek hedefler aracılığıyla filtrelediğimizi söylüyorlar.

Peki tüm bunlar ne anlama geliyor?

Evrensel bir gerçekliği algılayamazsak, neyi gözlemliyoruz?

Bunu anlarsak, empati kurmanın ne denli önemli olduğunu da anlayacağız.

Kör Nokta ve Algı

Empati ve Farklılıklar – Beynimizin algılarımızı nasıl simüle ettiğine dair bir pencere açmak için kör nokta örneğini kullanalım.

Kör nokta, gözün arkasındaki optik sinirin retinaya bağlandığı yerdir. Bu noktada, çevremizden gelen hareketi, rengi ve ışığı algılayan çubuklar ve koniler adı verilen fotoreseptör hücreleri yoktur. Ancak retinalarımızda fotoreseptörler bulunmayan iki delik olmasına rağmen, bunun görüşümüzde tezahür etmediğini fark edeceksiniz. Bunun nedeni beynimizin simülasyon niteliğindeki doğasıdır.

Resim-2

Kör noktanızı bulmak için bir gözünüzü kapatın ve açık olan gözünüzle çapraz taraftaki harfe bakın. Yüzünüzü diğer taraftaki harf kaybolana kadar yaklaştırın ve uzaklaştırın. (Resimdeki R-L Anlamlı: R-Right – Sağ/  L-Left – Sol)

“Görsel algılar, çoğunlukla, bir gerçeklik tahminini belirlemek için bağlama dayalı bilinçsiz çıkarımlardır.”

Empati ve Farklılıklar – Kör noktayı çevreleyen ortama bağlı olarak, beyinlerimiz kör noktanın içinde ne olacağına dair bir ‘en iyi tahmin‘ oluşturur.

1991 yılında, VS Ramachandran ve RL Gregory adlı sinirbilimciler bu ‘doldurma‘ sürecinin mekanizmasını keşfetmek için bir deney tasarladılar.

Kör noktalarımızdan gelen eksik görsel girdiyi telafi etmek için beynimizin geçirdiği süreci anlamaya çalıştılar. Bunu yapmak için, kasıtlı olarak bir görüntünün üzerine geçici, tersine çevrilebilir gri bir kare yerleştirerek yapay kör noktalar oluşturdular.

Araştırmacılar, denekleri görüntüye sabitlemek için kısa bir süre harcadıktan sonra, karenin kaybolduğunu ve çevredeki görsel uyaranlarla dolduğunu keşfettiler.

Bu çalışma, doldurma işleminin çevreleyen bilginin gerçek sinirsel temsillerini oluşturmayı içerdiğini göstermektedir. Beyin sadece kör noktanın içindekini simüle etmekle kalmıyor, onu her zaman simüle ediyor. Görsel algılar, çoğunlukla, bir gerçeklik tahmini belirlemek için bağlama dayalı bilinçsiz çıkarımlardır.

Beynimiz neden simülasyon yapıyor? 

Cevap verimliliktir.

Empati ve Farklılıklar – Beynimiz yalnızca 1,5 Kg ağırlığında olmasına rağmen, vücut enerjimizin %20’sini harcamaktadır. Burada beynimiz, sürekli olarak dikkat kesilmekten tasarruf ediyor ve deneyimlerimizi algılamak için kısa yollar ve basitleştirmeler arıyor.

mi

Yukarıdan aşağıya işleme ve Stroop Testi

Empati ve Farklılıklar – Bu basitleştirmeye yukarıdan aşağıya işleme denir. Yukarıdan aşağıya işlemenin bir örneği Stroop Testi olarak adlandırılır.

Stroop testi şöyledir: Gösterilen kelimenin ne dediğini değil, kelimenin ne renk olduğunu yüksek sesle söyleyebimektir.

Örneğin, aşağıdaki kelimelerin rengini yüksek sesle ve hızlı bir şekilde söyleyin:

Mavi

Kırmızı

Turuncu

Yeşil

Doğru yapmadan önce tereddüt ettiğinizi fark edebilirsiniz; beyniniz bunun yerine metni okumaya çalışıyor olabilir. Bunun nedeni, kelimeyi okumanın neredeyse otomatik olması ve bilinçli bir süreç aracılığıyla gerçekleşmemesidir.

Mavi yazısına bakarken en az direnç gösterilen yol, kelimeyi okumaktır, rengi söylemek değil. Çünkü beyniniz bilinçli bir işlem yapmadan önce otomatik bir süreçle meşgul olacaktır.

Yine de yanlış yazılmış sözcükleri veya baştan savma el yazısını okuyabilirsiniz. Her zaman bize gelen o kadar çok bilgi var ki, hepsini alıp düşünmek imkansızdır. Bunun yerine beynimiz sürekli olarak bir şeyleri anlamlandırıyor. Daha düşük duyusal algıları anlamlandırmak için üst düzey bilişi kullanıyor.

Bu yukarıdan aşağıya algısal süreçler mükemmel veya nesnel değildir. Beyin her zaman verimli olmak için çok çalışıyor. Bazı yönlerden, beynimiz, gerçeklik anlayışımız için en az direnme yolunu seçiyor.

Öyleyse, beynimiz görsel bir gerçeklik inşa ederse, başka ne tür gerçeklikler yaratıyoruz? Bizim de etik kör noktalarımız var mı?

ME-FHT

Zihinsel Modellerimizin Oluşumu

Empati ve Farklılıklar – Nöroplastisite üzerine yapılan araştırmalar, beynimizin onu nasıl kullandığımıza bağlı olarak değiştiğini göstermiştir. Sinir bağlantılarımız deneyime bağlıdır; bazı ağlar güçlenirken, bu deneyimleri o kadar çok güçlendiririz ve diğerlerini beynimiz artık buna ihtiyacımız olmadığına karar verdiğinde budama yapar.

Bu ağlar önyargılarımızı, hedeflerimizi, anılarımızı ve dünya algılarımızı belirler ve nihayetinde zihinsel modellerimizi oluşturur. Ancak görsel yanılsamaların bize gösterdiği gibi, bu modeller bile yıllarca süren “verilere” dayansa da yanılsamalara ve yanıltıcı bilgilere açıktır. Yani olayları olduğu gibi görmek yerine, var olan inançlarımızdan, önceki deneyimlerimizden ve beklentilerimizden etkilenen şeyleri görürüz.

Algı, Fikir, İnanç ve Sinirbilimin Gerçekleri

Empati ve Farklılıklar – Toplum olarak, her zamankinden daha kutuplaşmış bir iklimde yaşıyoruz gibi görünüyor. Bunun neden olduğuna katkıda bulunan birçok faktör var, ancak şu fikri öne çıkarmak istiyorum:

Fikirlerimizi gerçekler olarak düşünüyoruz ve başka bir bakış açısını anlamaya çalışmıyoruz. Ama belki de algının sinirbilimini anlamak, aynı fikirde olmadıklarımıza karşı daha empatik ve kendi dogmalarımız hakkında bile daha açık fikirli olmamızı sağlayabilir.

Artık algımızın beynimizin çevremizi anlamaya yönelik en iyi çabası olduğunu ve beynimizin görsel gerçekliğimizi önceki deneyimlerimize, hedeflerimize ve genlerimize vb. dayanarak inşa ettiğini biliyoruz.

Görüşlerimizi de aynı şekilde oluşturulmuş olarak görebilir miyiz?

Hepimizin bildiği gibi, fikirlerimiz ve ideolojilerimiz görsel illüzyonlar gibi olabilir. Bu resme bakın, örneğin:

Resim-1

Resim: İsimsiz bir illüstratörden Ördek-Tavşan Belirsiz Figürü (1892).

Bazılarınız bir ördek görebilir ve diğerleri bir tavşan görebilir. Ama hangisinin doğru olduğunu söylemenin bir yolu yok. Önceki deneyimler de dahil olmak üzere hangi hayvanı gördüğünüze birçok faktör katkıda bulunur, bunlar da fikirlerin nasıl oluştuğuyla ilgilidir.

Bu durumda, bir şeyi başka bir perspektiften görmek sadece başınızı hafifçe eğmeyi içerirken, bu benzetmenin başka birinin bakış açısıyla nasıl bir ilgisi olduğunu hayal etmek imkansız değildir.

Olayları başka bir perspektiften görmek empati kurmaktır ve bu görsel yanılsamaları ve algının nörobilimini anlamak bizi daha empatik hale getirebilir.

Deneyimin kendi ön yargılarımızı nasıl etkilediğini anlamak, katılmadığımız şeyler hakkında sağlıklı bir söyleme sahip olmanın anahtarıdır.

Romancı Anaïs Nin bir keresinde şöyle demişti:

“Her şeyi olduğu gibi görmüyoruz, onları olduğumuz gibi görüyoruz.” 

Algı sinirbilimi, bu felsefi düşünceye her zamankinden daha geçerli  bilimsel bir açıklama getirebilir.

Görsel yanılsamalar bize orada olmayan şeyleri algılamanın ne kadar kolay olduğunu öğretirse ve biz de bundan ders alabilirsek, kasıtlı olarak, başkalarının bakış açılarını nasıl ele alabileceğimizi de bize öğretebilirler.

Not: Bu yazının İngilizcesi önce https://knowingneurons.com sayfasında yayınlanmıştır.

Referanslar:

  1. Hoffman, D. The Case Against Reality: Why Evolution Hid the Truth From Our Eyes. New York, WW Norton. Aug 13, 2019.
  2. Durgin, Tripathy, Levi (1995) On the filling in of the visual blind spot: some rules of thumb. Perception, 24 (7), 827-840. https://doi.org/10.1068/p240827
  3. Ramachandran V. S. & Gregory R. L (1991) Perceptual filling in of artificially induced scotomas in human vision. Nature, 350(6320), 699-702.
  4. Gilbert, D. G. & Sigman M. (2007) Brain States: Top-Down Influences in Sensory Processing. 5(54), 677-696.
  5. Bailey, C. H. & Kandel, E.R. (1993) Structural Changes Accompanying Memory Storage. Ann Rev Physiol, 55, 397-426.
  6. Carbon, C. (2014) Understanding human perception by human-made illusions. Front Hum Neurosci, 8(566) doi: 10.3389/fnhum.2014.00566
Tavsiye Edilen Makaleler:

Beynimizdeki Ayna Hücreler Karşımızdaki İle Empati Kurmamızı Sağlıyor

Başa dön tuşu